Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Bunlar yeryüzündeki hangi toplumla barışıklardır ki?

Bunlar yeryüzündeki hangi toplumla barışıklardır ki?

“Bunlar” diye kast ettiğim sınıf, yeryüzünde hiçbir topluma ayak uyduramayan, her ülkede olduğu gibi bizim ülkemizde de bulunan bir kısım arızi sol zihniyetli tiplerdir.
Böylelerin yani geçen günlerde Karabük belediyesinin para karşılığı davetlisi olarak giden ve halka, devlete isyan eden bayan ve onun gibi bay ve bayanların; “doğruyu görme, güzeli sevme, iyilik ve şefkat” adına vücut kimyaları asla çalışmaz.
Bu tipler, öncelikle kendileri sonra çevrelerindeki herkesle kavgalıdırlar. Bir tek votka, rakı, şarap ve diğer alkollü içeceklerle buluştukları ve onlarla hemhal oldukları zaman kıyaktırlar. O da beynin uyuşma süresi geçinceye kadardır. Ayıktıkları zaman tekrar kendilerine ve başkalarına dünyayı Cehennem etmek üzere mesaiye başlarlar.
Dünyanın her yerinde ve her millette böyle arızi tipler vardır, bizde de pek çoktur. Allah’a şükür ki, toplumumuz böyle tiplerin arıza olduklarını bilir ve onları kaale almaz, çevresinden hemen savuşturmaya çalışır. “Ne de olsa insan” diye bakar.
Her türlü değerlerine küfredenlere bile biz millet olarak böyle bakarız. İşte milletimizin büyüklüğü bunları çılgına çevirdiği için, onlar da her fırsatta küfretmeye, hakaret etmeye ve aşağılamaya hızla devam ederler. çünkü başka türlü ekmek yiyemezler.
İlgili şahıs, kendisini destekleyen bir kısım medyaya demeç verirken, “Madımak” olayına vurgu yapmış. Sivas halkı da toplumumuz da pek ala bilmektedir. Sivas olaylarını başlatanlar ve böyle bir sonu hazırlayanlar, oteldeki arıza tiplerdir. Apaçık ortada olan böyle bir olayı kendileri ve onları destekleyen medya dışında kimse saptırmamaktadır.
Mesela bu ve benzeri tiplerin, bugüne kadar toplumun hangi değerlerini paylaştığı görülmüştür. Hangi hayır hizmetinde bir kuruşları veya hizmetleri vardır. Milletimizin hangi değerlerini paylaşmışlardır ve ön ayak olmuşlardır. Bir yoksula, bir fakire, bir öğrenciye, yardıma muhtaç kişi ve kişilere, bugüne kadar nasıl bir katkıları olmuştur?
Toplumumuzun örf, adet, gelenekleri ve inanç değerlerinde; “Ekmek yediğin sofraya ihanet edilmez” diye bir kaide vardır. Misafir olarak çağrılan yere saygı, sevgi ve muhabbet beslenir ve asla sözlü ya da fiili kötülük yapılmaz.
Davet edildiğiniz bir topluluğun karşısına çıkarken, kendi düşüncelerinizi hakaret ederek, küfrederek değil, kendinize inanıyorsanız adam gibi medenice açıklarsınız. Kabul görürse görür, görmez ise, sineye çekersiniz. Demek ki, kabul edilmiyorsa siz çok bilen değil, halk çok bilen demektir.
Ama bu arızi tiplere göre bu millet bir şey bilmez. Yıllarca kandırılmıştır, aldatılmıştır, hor görülmüştür, halk beceriksizdir, cahildir, kendi kendini yönetme becerisi yoktur, Bir tek malum arızı tipler bilir ve onların dediği mutlak doğrudur.
Şimdi aklıselim herkese soralım, “Böyle düşünen tiplere dünyanın hangi topluluğunda prim verilir ve adam yerine konulur.?” Bizden başka hiçbir toplumda prim verilmez. Prim verince de işte böyle adamı tepeden tırnağa mor ederler, rezil ederler. Bizde de prim verilmesinin sebebi; “Yaratılanı Yaratan'dan ötürü hoş görme” ilkesidir.
Karabük Belediye Başkanının yaşadığı şoka aslında sevindim. “İyi oldu” diye içimden geçirdim hatta sesli düşündüm, şimdi de yazıyorum. Karabük gibi Türkiye’nin en önemli sanayi şehrine belediye başkanlığı yapan birisinin, ilgili şahıs ve şahısları tanımaması, davet edilip edilmemesi gerektiğini bilmemesi kabul edilemez.
Arızalı olanlar hep böyle tipler değil elbet. Sadece Karabük Belediye Başkanını işaret ederek söylemiyorum, bizde de benzeri arızalar var. Bir kısım insanlarımıza küfredenler her zaman baş tacı edilmişlerdir. Bu örnekleri hükümet ve bazı belediyelerde görmekteyiz.
Mesela Arif Sağ adlı bir şahıs, Almanya’da İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve hükümete ağza alınmayacak küfürler etti, adam kıymete bindi. Fazıl Say denilen başka bir şahıs, “Gidiyorum” dedi, belediye sayesinde yurtiçi ve yurtdışı konserleriyle köşe oldu. Kimin arıza kimin arıza olmadığını bilmemek için allameyi cihan olmaya gerek yok. “İştir kişinin ayinesi, lafa bakılmaz” sözüne müracaat edilse yeterli olur.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi