Prof. Dr. Namık Açıkgöz

Prof. Dr. Namık Açıkgöz

Şapı kaynatmak ve KCK lobicileri

Şapı kaynatmak ve KCK lobicileri


Eşkıya dağda “silahlı propaganda” yaparken, KCK kılıklı lobicileri de ellerinin altında bilgisayarları, “şehir gerillası” romantizmiyle gazetelerde, televizyonlarda arz-ı endam ediyorlar.

Terör Kandil’de pişiyor; yazısı lobicilere düşüyor.

Aslında, KCK lobiciliği yapanlara bakın, “yanaşma İslamcılar” hariç, büyük bir kısmı 12 Eylül öncesinin Filistin kampları müdavimleri. Çoğu “kır gerillası-şehir gerillası” tartışmalarıyla fraksiyon fraksiyon bölünen romantik devrimci, yarım akıllı Marksist teorisyen.

Bunların hepsini 1970’lerden beri tanıyoruz. O zamanlar yazdıkları yazılar, okudukları kitaplar, herkesin mâlûmu.

Bunlardan bazıları Milli Demokratik Devrimcilik, bazıları Söke dağlarında romantik devrimcilik yaptı… Bazılarıysa kır gerillasını Nurhak dağlarından başlatma sevdasına düştü. Çoğu da, mevsimlik işçi gibi Filistin kamplarında “ama öldürme”yi öğrendi.

Bakmayın son yıllarda “demokrat” göründüklerine… Başka alternatifleri kalmadı ve yeni oluşan sistemde yer bulmak için kıvranıyorlar da ondan böyle görünüyorlar. Yoksa hepsinin şuur altında “proleterya diktatörlüğü” yatıyor.

Bir de, bunların hepsi 12 Eylül öncesinden kalma Kürtçülerdir…. Dev-Genç’ten tutun da DDKD’ye varıncaya kadar, bütün silahlı eylem örgütlerinde faaliyet göstermişlerdir. Kimisi banka soyup adam kaçırmıştır; kimisi de sıkıyı görünce altına kaçırmıştır. Bugün piyasada KCK lobisi yapanların çoğu, bu “altına kaçıranlar”dır.

Gerilimli ortam geçti ve Türkiye rahat bir nefes almaya başladı ya… 12 Eylül’den önce “altına kaçıranlar”, kendilerini kahramanlaştıracak olay peşinde koşmaya başladılar. PKK terörü, onların beklediği ortamı hazırladı. Ne de olsa, PKK ile aynı damardan geliyorlardı. PKK, Kürt çocuklarını dağlarda ya öldürüyor ya da öldürtüyor; 12 Eylül öncesinin “altına kaçıranlar”ı da, ölen Kürt gençleri üzerinden lobicilik rantı yiyorlar. PKK terörü bittiği anda, bunların söyleyecek sözü, yazacak lafı kalmaz; her biri peçete gibi bir kenara atılır.

Baksanıza, PKK’yı savunamadıklarından, son yıllarda ortaya çıkarılan KCK’yı nasıl savunuyorlar!?... Elbette dar zamanda “altına kaçıranlar” da uyanık. Adamlar salak mı ki, bunca yıldır kan döken PKK’yı savunsunlar da başlarına belâ alsınlar?... Çıkıp PKK’yı savunsalar (Yakında, içlerinden bazılarının, PKK’yı sütten çıkmış ak kaşık olarak anlatacağına da eminim. O günler yakındır.), millet bunları tükürükle boğar. Bunu bildiklerinden, kamuoyunu ufaktan ufaktan KCK lobiciliği ile ısındırıyorlar.

Kimse, bunların “gerçek demokrat” falan olduklarını sanmasın. Hele “yanaşma İslamcılar” hiç sanmasın. Bir gün bunlar gerçek yüzlerini gösterip asıllarına rücû ettiklerinde, açıkta kalanlar, “bira severler”in yazdığı gazete ve “yanaşma İslamcılar” olacaktır.

Atalarımız ne güzel söylemişler!... “Şapı ne kadar kaynatırsan olmaz şeker, cinsini sevdiğim cinsine çeker” Şimdinin yaldızlı, janjanlı çakma demokratları da, tercihi zorlayan olaylar gelip dayandığında, şap olan asıllarına geri dönecekler. Bu yüzden, kimse bunları ciddiye almasın… Bunları ciddiye alan, kaybeder.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof. Dr. Namık Açıkgöz Arşivi