Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Beyaz Şehir Siirt (2)

Beyaz Şehir Siirt (2)

Malazgirt Savaşı’ndan sonra Türkler Anadolu’ya yerleşmeye başlar. Siirt Yöresi, Hasankeyf Artuklular’ın idaresindedir.


Artuklular’a bağlı göçebe Türkmenler yöreye yerleşirler, Artuklu beyleri ve askerleri, kentlerde Türkleşmenin temelini atarlar.

Artuklular’dan sonra Siirt’e Akkoyunlular ve Safeviler hâkim olur. Akkoyunlular yöreye Türkmenleri yerleştirir.

Bölgenin Osmanlı’ya geçişi Yavuz Sultan Selim’e nasip olur. Yavuz, Urmiye Gölü’nden Diyarbakır ve Malatya’ya kadar olan bölgeyi Osmanlı topraklarına katar.

Bu katılımda Kürt kökenli ünlü bilgin İdris-i Bitlisi başı çeker.

16. yüzyılda Osmanlı idaresine geçen Siirt, bugün halen bir Selçuklu ve Osmanlı şehri olma özelliğini korumaktadır.

*

Cumhuriyeti kuran merkezi iradenin, devleti merkezden yönetme baskısı ve yine aynı zihniyetin kendi belirlediği katı ideolojik tarafgirliği bitti.

Milletin; örf, adet, gelenek ve dini değerlerini yok sayan bu tarafgirliğin ihmal ettiği köy, kasaba ve şehirler gibi Siirt’te uzun süre bu ihmali yaşamış.

Nihayet son 10 yıldır halka sırtını dönen değil, bağrını dönen ve açan iradenin milletimizden aldığı güçle, Siirt yeniden eski huzur günlerine doğru ilerlemektedir.

Bu sözlerden sonra “Peki terörü görmüyor musun terör neyin nesi” denilecektir.

Bu sorunun cevabı Siirt’te veya diğer törer musibetiyle anılan şehirlerimizde değil. Ülkeyi 70 yıldır darbelere ve terör zeminine sürükleyen zihniyetlerde aramalı.

“Peki onlar kim?”

Varlığı tespit edilemeyen “irtica paranoyası” başta olmak üzere, devletin kasasıdan geçinmek için sürekli tehlike üreten “silah ve uyuşturucu tüccarları” ile içimizdeki ve dışımızdaki paraya ve güce tapan kesimlerdir.

Şükür şimdilerde irtica yaygarası bittiyse de bu sefer komşu ülkeler devreye girdi.

Silah ve uyuşturucu tacirleri ile paraya ve güce tapanlar; komşuların “dinlerinin önüne koydukları mezheplerini” kendilerine miğfer edinerek yine yapacaklarını yapmaktalar.

Bir evden bir vilayete kadar “aldananlar” oldukça, “aldatanlar” olacaktır.

Hırs, kin ve öfkesini; “ekmek” edinenler, emeklerini bu uğurda harcarlar. Kin, öfke, hırs, bencillik, birer kıyamet âlametidir.

Geçelim ve biz iyiden, güzelden, doğrudan yana olalım.

*

Bugün eğer Siirt, yeraltı ve yerüstü kaynaklarıyla ekonomiye kazandırılacak olsa, tek başına Türkiye’yi besleyecek kadar büyük imkânlara sahip bir ilimizdir.

Siirt orada. Ülkemizin birliğinden ve bütünlüğünden yana olan herkes gidip görebilir, valisinden sokaktaki vatandaşına kadar konuşup görüşebilir.

Artık halkını korkutan bir devlet yok. Milleti barışa, kardeşliğe, birlik ve beraberliğe sevk eden valiler, kaymakamlar, emniyet müdürleri ve idareciler var.

Velhasıl yıllardır resmi ideoloji şu gerçeği göremedi.

Kavgayla karın doymaz. Husumetle ekmek kazanılmaz. Şiddetle huzur gelmez. Kargaşa ve kaosla adalet sağlanmaz.

Şükürler olsun resmi ideoloji sahadan çekilmeye ve toplumumuz kendi değerleriyle buluşmaya, kaynaşmaya başladı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi