Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Laikliğin son kalesi!

Laikliğin son kalesi!

Beşşar Esat Doha görüşmelerini gölgelemek ve kendini gündeme getirmek için bu sefer Rus Kanalı The Russia Today’i menfez olarak kullandı. Daha önce de benzeri münasebetlerde İran kanallarını kullanmıştı. Kendisi mühim olmasa bile mühim şeyler söyledi. Daha doğrusu neyi temsil ettiğini açık etti. Konuşması çelişki yüklüydü ve Kaddafi’nin son konuşmalarından birini andırıyor. ‘Beni Batılılar icat etmedi ve onların kuklası değilim ve Suriye’de doğdum Suriye’de öleceğim’ dedi. ‘Suriye’de doğdum ve Suriye’de öleceğim’ sözleri Kaddafi’nin son sözlerini ve hatta son cümlelerini hatırlatıyor. Kaddafi de İngiliz üsleri bahane ederek Sunusileri devirmişti. Lakin Saddam’ın akıbetini gördükten sonra Ecevit’in 11 Eylül karşısında titreyip kendine geldiği gibi anahtar teslimi bütün nükleer tesislerini hurdalık olarak Bush’a teslim etmişti. Sonra gereği kadar bu hizmetinin karşılığını alamamaktan yakındı. Baba Esat muhakkak ki Batı’nın tezgahından geçen liderlerden birisiydi. Londra’da kaldığı gizli ayların mahiyeti pek bilinmiyor. Nasır’la ve Mısır’la birleşmeye karşı çıkan azınlık subaylarından birisi olduğu biliniyor. Bu uğurda hapis bile yatmıştır. Kissinger’le pazarlıkları malum ve Golan tepelerini sattığı ve buna mukabil mansiyon ödülü olarak Lübnan’a müdahale ile taltif edildiğini biliyoruz. Düşmanlara kuyruk sallarken halkına şahin kesilen bir zihniyet. Tek kutsalı ne pahasına olursa olsun iktidarda kalmak. Kendisi Batı üretimi değilmiş lakin bölgede laikliğin son kalesi olduğunu söylüyor. Batı üretimi olan laiklik gemisine binmiş ve hatta son kalesi olduklarını söylüyor! Peki soru şu: Bu sözün muhatabı kim? Bu sözleriyle Batı’ya mı kur yapıyor, mesaj veriyor yoksa İran’a mı ? İran ona göre çantada keklik olduğundan Batı’ya kur yapıyor.

¥

Esat ve çetesinde laiklik muhabbeti ile Osmanlı alerjisi derin. Yalancıların muallimi Velit Muallim Arap Birliğini nifakla suçlarken kendilerini laik olmakla övmüştü. Laik bir zeminden dini bir dil kullanıyor! Nifak bu değilse acaba nedir? Ramazan da imamdan önce selam veren Beşşar ve çetesi kurbanda işi sağlama almışlar ve sıkı tutmuşlar ve bayram namazını önceden kayda geçirmişler. Kimse kılmadan kendi başlarına bayramı yapmışlar ve ertesinde televizyondan servis etmişler. Muallim’den sonra patronu Esat da laiklik meselesine vurguda bulundu. Lakin Türk basını lal-u ebkem, ses vermiyor. Sanki Esat’ın gizli ortağı. Bundan dolayı Esat Türk halkını hükümetin yanında değil de kendi yanlarında gösteriyor. Türkiye-Suriye halkı bir ve berabermiş. Ona göre iki halk kendi yanında Erdoğan’a karşı bir ve beraber. Halbuki, Türk ve Suriye halkı kahiri ekseriyetle Türkiye’deki yandaşı PKK, Doğu Perinçek ve bizzat kendisine karşı. Başbakan Erdoğan’ı halife olmaya özendiğini ve Suriye’de iktidara İhvan’ın gelmesini beklediğini ve bununla iktidarını garanti altına almak istediğini söylüyor. Elbette sözleri yine birilerine mesaj. ‘Türkiye’ye hafife almayın ben gidersek bölgesel rolü güçlenir’ diyor. Bu yüzden de Türkiye’deki ulusalcıları yürekleri onunla birlikte atıyor. Zira Türkiye’nin bölgesel derinliğini hazmedemiyorlar. Esat ‘sıfır sorun yerine sıfır komşu kaldı’ diyerekten Kılıçdaroğlu’nun yankısı gibi konuşuyor. Veya karşılıklı düetleşiyorlar. Lakin Esat’ın çelişkili sözleri şu gerçeğe parmak basıyor. Suriye’de sıfır sorun politikası biterken stratejik derinlik ise derinleşerek devam ediyor. Esat’ın sözleri bunu gösteriyor. Geri zekalı olduğundan sözlerinin kendi kendini tekzip ettiğini göremiyor. Türkiye yüz verse ilk Osmanlı neferi olurdu. Zaten Osmanlı eri olmayanlar sonunda Safavi neferi olurlar.

¥

İran inadı yüzünden Irak-İran savaşı 8 yıl uzadığı gibi Suriye’deki mücadele de neredeyse yine İran yüzünden ikinci yılını doldurup üçüncü yılına girecek. İsrail’in de istediği zaten bu uzatmalar. Irak-İran savaşının uzatılması da yine Batı’nın ve İsrail’in emellerine hizmet etmişti. Moskova’da Şimon Peres Suriye’ye Batılı bir müdahaleye taraftar olmadıklarını ve çözümün Araplar içinde olması ve kalması gerektiğini söyledi. Lakin o da buna mukabil ülke dışından gelen cihatçılara karşı! Araplar bölük pörçük ve dağınık olduğundan ve kendi söküğünü dikemeyeceğinden dolayı yani muhali talep babından Şimon Peres Arap çözümünde atıfta ısrar ediyor. Lakin Türkiye’nin liderliğinde bir Arap çözümü olabilir. Şimon Peres tek başına bir Arap çözümü olmayacağını biliyor ve İran’ın son laik kale Esat ile birlikte bu savaşı Araplarla 20 yıla yayabileceğini düşlüyor! Onun için ne iyi olurdu! Lübnan’daki gibi. Direniş adına İsrail’e hizmet etmek bu olsa gerek. Bunun için ‘akıllı düşman akılsız dosttan evladır’ denmiştir. Bu yüzden İsrail’i acelesi yok. Neden son sıralarda İsrail ile Rusya ve Rusya ile Şam ve Rusya ile Tahran çok sıkı fıkı. Şimon Peres de bizdeki ulusalcılar gibi düşünüyor. Batı müdahalesine karşı çıkıyor! Hay maşallah! Moskova, Esat’la karşıtları arasında uzlaşma hükümetini kotaramadı. Bunun yerine İsrail ile birlikte (zımni olarak İran da yanlarında) Suriye’ye bölmek ve parçalamak istiyorlar. PKK’cılarda onların görünmez ortakları. Beşşar, Suriye direnişi olmasaydı PYD ve PKK’cılara köy ve kasabaları devreder miydi?

‘İsrail’in kralı Esat’ kendi ifadesiyle ölürken de İsrail’e çalışıyor (http://www.haaretz.com/print-edition/opinion/israel-s-favorite-arab-dictator-of-all-is-assad-1.352468 ). Esat bütün Arap liderlerinin Esat gibi olmasını diliyor. Salman Masalha adlı Haaretz yazarına göre Esat’ın, İsrail’e gizli ve konum hizmeti Sedat’ın açık hizmetlerinden kat be kat daha büyük.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
50 Yorum
Mustafa Özcan Arşivi