Bu haftaki eserimiz; zengin fakir bütün Müslümanlar için yol haritası olması gereken bir kitap.


Para ile imtihan olmaktan hepimizin kaçtığı ve kaçınca kurtulduğumuzu zannettiğimiz bu imtihanın tüm yönlerini, Osman Nuri Topbaş Hocaefendi yazmış.

Para ile imtihan hususunda kimin aklında ne kadar soru varsa, hepsinin cevapları bir manifesto gibi bu kitapta yer alıyor.

Hocaefendiden Allah razı olsun, yıllardır yutkunmaktan yorulduğumuz ve sesimizi çıkaramadığımız pek çok meseleye parmak basmış.

İster paralı ister parasız her Müslümanın mutlaka okuması gereken bir eser.

Yalnız bizde genel bir alışkanlık vardır. Okuduklarımızı ve dinlediklerimizi hep başkalarına anlatmak için okur ve dinleriz.

Söylenenlere ve yazılanlara asla kendimizi muhatap saymayız. “Bu sözlerin muhatabı benim” diye cesaretle sözü sahiplenmeyip, hemen ihraç ederiz.

Bu kitabı böyle okuyacaklar varsa hiç boşa zaman harcamasınlar. Ama “Yazılanlar bana hitap ediyor ve muhatabı benim” diyenler okumakla yükümlüdürler.

Kitapla ilgili heyecanımı daha çok dile getirmek isterim fakat edeben uygun bulmuyor ve eserden bazı noktaları paylaşmak istiyorum.

¥

-“Paranın kaderi, kişinin kaderine müdahil olur. Herkes zanneder ki, ‘ben parama hükmederek, istediğim yere harcıyorum.’

Halbuki para, kazanılışındaki manevi temizlik durumuna göre, layık olduğu yere gider; sahibinin iradesini de kendi gittiği yere doğru istikametlendirir.

Yani hakimiyet çoğu zaman paradadır, sahibinde değil.”

-“Para, yılan gibidir. Hangi delikten girdiyse oradan çıkar. Cebine haram para girenin ameli bozulur. En azından amellerindeki ihlas kaybolur.”

-“Maalesef günümüzde kapitalist zihniyet, manevi değerleri o kadar tahrip etti ki, bazı dindarların ticari faaliyetlerinde bile İslam ahlak ve şiarlarına uymayan işler adeta tabii hale geldi. Hacca giden ve namaz kılan birçok kimse dahi;

-‘Ben daha çok hayır yapmak için daha çok kazanmalıyım’ diyerek, kabul edilemez nice yanlışlara gözü kapalı adım atabiliyor. Yani helal ile haram, iç içe yaşanıyor.”

¥

-“İsraf yönünde dengesiz harcamaları artıran kredi kartları da iktisadi tuzaklardır, sömürmedir. İhtiyaçlar buna mazeret olamaz.

Bu öyle bir harcatma tuzağı ki, sırf birileri kazansın diye, fakirleri bile acımasızca bu

tuzağın içine çekmektedir.

Bu tavır, sadece imani bir tehlikeye kapı açmakla kalmayıp, toplum ahlakının çöküşüne de sebep olmaktadır.”

¥

-“İsra Suresi’nin 64. ayetinde, şeytanın mallara ve evlatlara ortak olmasından bahsedilir.

Bugün maalesef kazançlara iblis ortak ediliyor. Siteler kuruluyor, onu yüksek fiyata satayım diye havuzlar tesis ediliyor, orası adeta bir plaj havasına sokuluyor.

Orada yaşayacak olan ailelerin maneviyatını ifsad etmenin yolu açılıyor.”

¥

Kitapta çok çarpıcı sorular ve cevapları var.

Bilgi için; Erkam Yayınları

0212- 671 07 00