Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Üzerinde kul hakkı olmayanların kabir hali

Üzerinde kul hakkı olmayanların kabir hali

Pek çoğumuzun; “Ben bilirim,” “Ben hep bilirim” dediği bir zamanda yaşıyoruz.
Oysa ömrümüzden geride bıraktığımız her saniye, ahirette bizimle yüzleşmek üzere Hak katında bekliyor.

Eğer bu hakikate inanıp iman etsek ve imanın gereğini yerine getirsek, belki de atomun bile parçalandığı ama nefse gücümüzün yetmediği halden kurtulabiliriz.
Rabbime sığınarak ve affını bekleyerek söylemeliyim ki;
-“Elimizle, sözümüzle, yazımızla aldığımız kul hakları bir tarafa, sadece gıyabi kul hakları bile Cennet’in kapısından kovulmamıza yetecektir.”

¥

Af umarak, Mü’min kulların kabir hayatına Efendimiz (s.a.v.)’in penceresinden bakalım. Resulullah (s.a.v.) buyuruyor:
-“Mü’min kulun dünyadan ayrılıp ahirete geçmesi yaklaştığında, gökten onun üzerine yüzleri güneş gibi parlayan melekler iner, beraberlerinde getirdikleri Cennet elbisesi ve Cennet kokularıyla onun gözü önünde bir yere otururlar.
Derken Ölüm Meleği (selâm üzerine olsun) gelir ve yanıbaşına oturur.
-“Ey temiz ruh,” diye seslenir. “Rabbinin af ve hoşnutluğuna çıkıver.”  Ve ruh, tıpkı bir su kabından damlayan su gibi kolaylıkla çıkar.
Melekler ruhu alır almaz Cennet kefenine ve kokularına sararlar. Öyle ki, o ruhtan, yeryüzünde bulunabilecek en güzel kokular yayılmaya başlar.
Melekler onunla yükselirken, yanlarından geçtikleri melek toplulukları;
-“Bu güzel koku da ne?” diye sorarlar. Onlar da “Bu filan oğlu veya kızı filandır” diye, dünyada iken anıldığı en güzel isimlerle onu tanıtırlar.
Dünya semasının sonuna geldiklerinde, kapının açılmasını isterler ve onlara sema kapıları açılır. Her sema katından, böylece bir sonraki semaya uğurlanırlar.

¥

En sonunda yedinci semaya geldiklerinde Yüce Allah buyurur ki:
-“Kulumu İlliyyûn’a kaydedin ve tekrar yeryüzüne götürün. Zira Ben onları topraktan yarattım; sonra ona döndürür, sonra bir kere daha ondan çıkarırım.” (Tâhâ, 20:55)
Bunun üzerine melekler onun ruhunu tekrar cesedine getirirler. (Müsned 4:287)
Mü’min kabrine konduğunda, yer ona şöyle seslenir:
-“Hoş geldin, safalar getirdin. Benim için sen, üzerimde dolaşanların en sevgili olanısın. Artık işin bana havale edildiğine ve sen de bana döndüğüne göre, şimdi sana ne yapacağımı göreceksin.” (Tirmizi, Kıyamet: 26)

¥

Onun yanına iki melek gelir ki, birinin adı Münker, diğerininki Nekir’dir. Ona; “Muhammed Aleyhisselâm hakkında ne diyorsun?” diye sorarlar.
O da daha önce söylediği gibi der ki:
-“Şahitlik ederim ki, Allah’tan başka hiçbir Yaratıcı yoktur ve Muhammed (s.a.v.) O’nun kulu ve resulüdür.”
Bunun üzerine melekler; “Senin böyle söylediğini biz zaten biliyorduk” derler. Sonra kabrinde ona; “yetmişe yetmiş arşın” genişliğinde yer açılır ve aydınlatılır. Sonra da “Uyu” denilir.”
Böyle kullardan olmamız duasıyla.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi