Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Dostun sillesi!

Dostun sillesi!

Yumurtayı hangi tarafından kırmalı ya da İsrail’in Suriye ve Lübnan saldırısına nasıl bakmalı? İran ve Suriye’nin Lübnan büyükelçisi Abdulkerim Ali, İsrail’e sürpriz cevap vereceklerini söylüyor. Tabii ki halkı sindirmekten vakit bulabilirlerse! Bu sürpriz cevap gerçekten de Şam rejimini bilenler için gerçek bir sürpriz olacak! Lakin sürpriz beklemeyenler de var. Suriye rejimi 1973 yılından beri hala beklenen sürprizini yapacak! 2006 yılında Hizbullah’ın direnişi karşısında Arap liderlerine dayılandı ve onların adam bozuntuları olduğunu söyledi. Biz de konuşmasından dolayı Beşşar’ı bir şey zannettik. Babasının yolundan ayrıldığı zehabına kapıldık. Tam bir yıl sonra İsrail, Suriye rejimini test etti ve Deyri’z Zur yakınlarındaki nükleer tesislerini vurdu. Nedense Beşşar rejimi sürpriz yapmadı. Yalan rüzgarı ve bütün zamanlarda yalan ve yalancıların üstadı ve muallimi, Velit Muallim hemen Türkiye’ye damladı ve dayanışma gösterisinde bulundu ve ‘bizi koruyun’ mesajını verdi. Şimdi Türkiye kapısı kapalı ve İran ile birlikte verecekleri cevaba hazırlanıyorlar! 2007’de ‘cevap hakkımızı saklı tutuyoruz’ dediler. Biz de öyle sandık. Cevap hakkı kullanılmadan üzerine başka saldırılar geldi. İsrail defalarca uçaklarını başkanlık saraylarının üzerinden uçurdu. Suriye yol oldu. Suriye hiçbirine cevap vermedi ve İsrail’in alacağı cevaplar birikmeye başladı. Lübnan’da Vesim el Hasan’ı vuranlar hala İmad Muğniye’nin, Deyri’z Zur saldırısının rövanşını alabilmiş değiller. En son İsrail, Beşşar’ın harimi ismetine dalarak; saraylarının 6.5 kilometre yakınına sokularak (ruhu duymadan) Cemraya’daki tesislerini vurdu. Muhaliflerine göre, bu tesisler kimyasal silahlar üretiyor. Hizbullah’a giden konvoydaki S-17 füzelerini vurduğu da ileri sürülüyor. Türk uçağını fark edenlerin radarları nedense İsrail uçaklarına karşı köreldi? Hem de üç dalga halinde gelen filoyu göremedi? Suriye hava savunma mekanizması acaba İsrail uçaklarını dost olarak mı algıladı?
*
  Bu vesile ile Suriye’yi vuran İsrail ile Suriye rejimiyle savaşan muhaliflerin aynı safta olduklarını da öğrenmiş olduk! Suri ve düz mantık böyle emrediyor! Neden, Golan Tepeleri 40 yıldır suskun ve ses vermiyor? Neden, İsrail’den rövanş alamayanlar halktan rövanş alıyor? 1982 Hama katliamları sırasında Mısır’da bulunuyorduk. Yine bugünlere denk gelen bir biçimde (Şubat ayı)Hama katliamı yaşanıyordu ve bazı dergiler ve gazeteler şu başlığı atmışlardı: Esedün ala şa’bihi ve naametü’n ala a’daihi. Halkına aslan kesilir düşmanlarına ise devekuşu ve kuzu. 30 yıl sonra Suriye rejimi aynı noktada. Düşman güllesine gül atıyor! Nasır gibi armut topluyor! 40 yıllık tarihlerinde bunun hilafı görülmüş müdür? 2006 yılında Hizbullah’ın İsrail ile mevzii kapışması hariç İran ile Suriye rejimleri İsrail ile kayıkçı kavgasının dışında ciddi bir çarpışma ve vuruşmaya girmiş midir? Neden sürekli İsrail vuruyor? İran-Suriye cephesi nal topluyor? Bu işte bir bit yeniği yok mu? İran isterse Lübnan üzerinden çok Suriye üzerinden ve Golan Tepeleri üzerinden İsrail’e ulaşabilir. Nejad’ın dediği gibi haritadan da silebilir. Sahte pehlivan değilse bunu yapabilir. İslam dünyasının yüreğini soğutacak gerçekten de kahramana ve kahramanlara ihtiyaç var. Halep oradaysa arşın burada! Gösterin kendinizi! Bu bir şamata değil. Sadece İsrail karşısında gerçek, ivazsız ve garazsız kahramanları görmek istiyoruz. Serdengeçti ve burnunu budaktan sakınmayan cinsten.
*
Bu saldırının üzerinden o cephe şu yorumu yapıyor: Suriye rejimine karşı çıkanların İsrail’in dostu olduğu tescillendi! Nasıl? İkisi de aynı hedefe saldırmıyor mu? Tabloyu biraz da tersinden okuyalım ve soralım: Halkını vuran ama İsrail’e sesini çıkarmayan ve cevap hakkını kullanmayan iktidar İsrail’in düşmanı mıdır? Halkıyla iki yıldır savaşan bir rejim İsrail ile kaç gün savaştı? Suriye rejiminin İsrail’le çarpışması, iki savaşta (1967-1973) birkaç günü geçmez! Ama halkıyla iki yıldır amansız bir şekilde savaşıyor ve onları her türlü silahla öldürüyor. Meşruiyetini de İsrail’le düşmanlıktan alıyor! Kimse kimseyi kandırmasın? Irak Baas’ına lanet yağdıranlar Suriye Baas’ıyla omuz omuza! Gerekçeleri de direniş rejimi olması. İşte fırsat, işte direnişçiliğini gösterme zamanı. Tabii ki halkını bombalamaktan vakit bulabilirse! Bir rejimin meşru olması için iki özelliğe sahip olması gerekir. Manevi olarak şer-i şerife dayanması ve siyasi olarak halkından onay alması. Suriye rejimi ikisinde de özürlü. Üstelik bir de köktenci laikliğiyle övünüyor. Bütün bunları örtbas eden İran, rejimi direniş edebiyatı üzerinden aklama paklama peşinde! Milletin gözlerine direniş perdesi çekmeye çalışıyor. Başbakan Erdoğan’ın tabiriyle İsrail öldürmeyi iyi bilir. Özellikle Filistinli olursa. Bunun tamamlaması şudur: Suriye rejimi de halkını öldürmesini iyi bilir. Bundan dolayı da geçinip gidiyorlar.
İsrail’in Suriye hedeflerini vurmasını değerlendiren Esat rejiminin mağdurlarından karikatürist Ali Ferzat bu olay sorulduğunda şunu söylemiş: Dost sillesi! Bu konuda bir Arap deyimini hatırlatıyor: Darbu’l Habibi mislu ekli’z zebib. Dostun sillesi, kuru üzüm tanesi! Nasreddin Hoca’nın deyimiyle, Beşşar’a zorla helva yediriyorlar. Beşşar aksini ispat edinceye kadar sözlerimiz geçerlidir. Aksi ispat olacaksa peşinen özür diliyorum. Bizi yanıltmalarını dilerim. Yoksa üzüm yemenin zevkiyle yan gelip yatacaklar mı? Muhalif karikatürler çizdiği için bu benzetmeyi yapan Ali Ferzat’ın ellerini ezmişlerdi. Yine de Havadis dergisinin sahibi Selim Luzi’ye yaptıkları gibi parmaklarını kestikten sonra öldürmediler. Lakin bu defa, hele bu yorumundan sonra İbrahim Kaşuş’a yaptıkları gibi kesin hançeresini keserler. Tabii ki, yakalayabilirlerse!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
10 Yorum
Mustafa Özcan Arşivi