Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Zafer Yayınları’ndan Zaferlik Kitaplar

Zafer Yayınları’ndan Zaferlik Kitaplar

Gönül seferberliği isteyenler!
Kalbiyle anlaşmak ve kaynaşmak isteyenler!
Yüreğinin götürdüğü yerde konaklamak isteyenler!
Eğer bu isteklerinde samimiyseler, bu hafta tanıtacağım kitaplar, tam bu istek sahiplerine göredir.
Zafer Yayınları’ndan elime ulaşan eserlerden birisi; Selim Gündüzalp’in; “Allah ve Ümit” ten sonra çıkan, “Allah ve Hayat” kitabı.
Selim Gündüzalp, yine yüreğinin ve kalbinin sesine kulak vererek, başka seslere aldırış etmemiş. Okuyan herkesi, “inanma çizgisinden” alıp, “iman çizgisine” taşımış.
“Kalp neredeyse oradadır insan” başlığı altındaki şu ifadeler pek güzel:
“Hiç başka türlü olabilir mi? Kalbi neredeyse oradadır insan. Kalbimiz neredeyse biz oradayızdır.
Kalp duygularımızın pusulasıdır. Çeker, götürür bizi peşi sıra. Bütün oluşumlar, büyük görevler ve hizmetler, hep kalp ile kaimdir, hep kalbin hüneridir.
Unutuyorsak, erteliyorsak, yapamıyorsak bir şeyleri, kalbimiz yoktur onun içinde, yani biz yokuzdur.
Göz görür, akıl anlar, kalp yaşar. İnsan kalbinin olduğu yerdedir, ayaklarının durduğu yerde değil.
Hepimiz dünya çapında dönen bu çarkların içindeyiz, öğütülüyoruz nice boş işlerle. Bir gün Rabbimizin huzuruna bu kalple nasıl gideceğiz diye hiç düşünmüyoruz.
Kalbimiz bir yerlerde kaybolmuş, ağlayan çocuk gibi ilgilenmeyi bekliyor, güçlendirmeyi bekliyor. Kalbimiz yorgun, bakıma alınmayı bekliyor.”
Evet Selim Gündüzalp, böyle diyor ve pek doğru söylüyor. Kalbimizle değil duygularımızla hareket eden bir hayatı benimsemişiz.
¥
Zafer Yayınları’ndan çıkan bir diğer eser, Cüneyd Suavi’nin, “İmdat Aşık Oldum” adını taşıyor ve alt başlığında şu isim var. “Hayatın İçinden gerçek bir gönül fırtınası.”
Cüneyd Suavi yine hikâyeciliğini konuşturmuş ve gerçekleri hikâye atmosferinde bir güzel anlatmış.
Şimdiye kadar Cüneyd Suavi’yi hiç okumayanlar varsa hemen tavsiye ederim, okuyanlar varsa, okumalarını sürdürmelerini isterim.
Cüneyd Suavi hikâyelerinde, saatteki hızı 80 km’yi bulan fırtınaları, durgun sularda yüzdüren bir örgü ve yorumla, zehirle pişmiş aşı şekerle tatlandırıp sunar.
Bu kitabında da yine fırtınalı hayatları salkım söğüt gölgesine getirip oturtmuş ve orada kaybolan değerleri derleyip toplayıp, sahiplerine takdim etmiş.
¥
Diğer bir eser ise; “Osmanoğulları’nın Hüzünlü Günleri” üst başlığıyla; “Saltanatın Yürek Sızısı” adını taşıyor. Zehra Aydüz yazdığı eser için şöyle diyor:
“Kimilerine göre ‘saltanat’, zebercet kakmalı, altın tahtlar, elmas taşlı ışıltılı taçlar, samur kürkler, murassa kılıçlar, yedi cihana hükmetme, üç deryaya söz geçirmeler manasını taşımaktadır.
Oysa Osmanlı hanedan mensupları için saltanata talip olma, çoğu zaman yağlı kementler, dilsiz cellatlar, kafes ardında kalma, her an ölümle burun buruna yaşama, tahttan indirilmeler, zindanlar, sürgünler, isyanlar anlamındadır.”
¥
Eserler hakkında bilgi için; Zafer Yayınları 0212- 446 21 00
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi