Yakın zamana kadar komedi denilince akla toplumun değer yargılarıyla alay etmek gelirdi.
Bu işten ekmek parası yiyen nice komedyenler tarihe gömüldü. Artık hak ve haysiyetleri kalmadı. Onları şişiren medya bile terketti.
Halkın dini ve milli inançlarıyla alay etmekten, memleketin gerçeklerini göremediler ve işsiz kaldılar.
Eğer komedyenler adam gibi işlerini yapmış olsalar ve halkın değer yargılarını aşağılayan; “hal, hareket ve dilden” uzak kalsalardı, daha uzun yıllar işlerini yapabilirlerdi.
Halka sırtlarını dönüp, şeytanın üs kurduğu bir kısım medyanın; kameralarına, ekranlarına, gazete köşelerine, magazin sayfalarına aldandılar.
Mesela 28 Şubat döneminde yaşanılan trajikomik hadiseler, dünya tarihi ve insanlık tarihi içerisinde eşine rastlanmayacak garipliklerle doludur.
Bunlardan birini Gaziantep’de dinledim. Benimle birlikte dinleyenler de inanamadılar, belki şimdi okuyanlar da inamayacaklar.
¥
28 Şubatçıların en büyük projelerinden birisi de nüfus planlamasındaki “Tek çocuk yeter” projesidir.
Eğer bu proje uygulansaydı, ikinci nesiller, “aile ve akraba” kavramından habersiz garip bir toplum olacaktı.
Projede o dönemdeki bir kısım subay eşleri de görev almışlar. Anlatacağımız olay yine o günlerde Bilecik Söğüt’te geçer.
Sadık Binbaşı, Söğüt’te askerlerinin başındadır. Birgün en üst komutan eşiyle birliği ziyaret edecektir. Eşle gelen komutanı eşlerle karşılamak gerekir.
Yalnız Sadık Binbaşı’nın hem üç çocuğu vardır hem de eşi örtülüdür. Komutanın ve eşinin karşısına bu şekilde çıkamaz.
Sadık Binbaşı, eşini hasta ziyareti münasebetiyle il dışına gönderdiğini söyleyerek savuşturur ama üç çocuk meselesini nasıl izah edeceğini bilemez.
Neyse üst komutan eşiyle birliğe gelir, Sadık Binbaşı dışındaki diğer ilgililer ve eşleri de oradadır.
Üst komutanın eşi çok hızlıdır ve kocasının rütbesinden aldığı cesaretle, yüksek perdeden emirler vererek konuşmasını sürdürür.
¥
Önce nüfus planlamasını anlatır ve tek çocuktan başka çocuk yapmamalarını “rica” değil, “emirle” belirtir. İki çocuklu ailelere de üçüncü çocuğu yasaklar.
Çocuk sayısı Sadık Binbaşı’ya gelince üç çocuğu olduğu ortaya çıkar. Yapılabilecek bir şey yoktur. Üç çocuk vardır, atsan atılmaz, satsan satılmaz.
Sadık Binbaşı, üçüncü çocuğu savunmak için şöyle der:
-“Üçüncü çocuk öyle tatlı, öyle tatlı ki, insanın çeyrek ekmek arasına koyarak yiyesi geliyor.”
Bu söz ortamı biraz yumuşatsa da hanımefendi yumuşamamıştır. Yumuşamayan cepheden yeni emirler gelir.
Birlikteki tüm subay ve astsubayların, eşleriyle ayda bir araya gelmelerini ve eğlence düzenlemelerini ister.
Bu sayede başörtülü hanımlar tespit edilecektir. Herkes eşiyle gelmek zorundadır. Daha başka talimatlardan sonra ziyaret biter.
Biten başka bir şey daha vardır. Sadık Binbaşı da çok sevdiği mesleğine veda ettirilir.