Faruk Çakır

Faruk Çakır

“Alkolcü”lerin etrafındaki çember daralıyor

“Alkolcü”lerin etrafındaki çember daralıyor

Alkollü içki üretenlerin en rahat icra-i faaliyet gösterdikleri ülkelerden biri de Türkiye olsa gerek. İlk bakışta bu tesbit çelişkili görülebilir, ama hadise meydanda. Başka ülkelerde olsa neyse, “Müslüman Türkiye”de alkollü içkilerin gazeteler eliyle reklâmı serbest!

Evet, ‘sigara’nın gazeteler eliyle reklâm yapılması yasak, aynı şekilde alkollü içkilerin TV ekranlarında tanıtım ve reklâmlarının yapılması da yasak; ama aynı ülkede yani ülkemizde gazeteler eliyle sarhoş edici içkilerin reklâmı serbest! “Bir yanlışlık olmasın?” diyenleriniz olabilir. Şaşırmakta haklısınız, bir değil belki de bin yanlış var.
Düşünün ki geçmiş tarihlerde çekilen TV filmlerinde “alkollü sahneler” buzlanıyor, karartılıyor ve güya içki reklâmları engelleniyor, ama sıra gazetelerdeki reklâmlara gelince hiçbir sınırlama yok. Görünüşte onlar için de sınırlama var, ama uygulamadaki ‘boşluk’lardan yararlanan alkollü içki firmaları fırsatı ganimete çevirip hemen her gün gazetelerin sayfalarını kiralıyor ve istedikleri gibi “alkollü içki reklâmları”nı yapabiliyorlar.
Peki, TV’lerde yapılması yasak olan reklâmların gazetelerde devam ediyor olması kimin suçu, kimin kabahati, kimin ihmali? Bu gazeteler evlere, işyerlerine, okullara velhâsıl gençlerin eline geçmiyor mu? Gazetelerde yer alan alkollü içki reklâmları sebebiyle tek bir genç bile içkiye başlasa ve sonu uyuşturucu/ öldürücü kullanmaya giden yolda ilerlese bunun vebali kimin başına?
Neyse ki hem içeride hem de dışarıda “alkollü içki üreten”lerin çevresindeki çember daralmaya başladı. Çünkü ilim ve tıp bu içkilerin insana ve insanlığa fayda değil, bilâkis zarar verdiğini bin defa ortaya koymuş durumda.
Bu noktada, Hollanda’dan gelen haber bile insanlığın yaratılış gerçeğini inkâr edemeyeceğini gösteriyor. İlgili habere göre, Hollanda’da uzun zamandır gündemde olan alkol satın alma ve bulundurma yaşının 16’dan 18’e çıkarılmasına dönük yasa önerisi, Parlamentonun alt kanadı Temsilciler Meclisi’nde kabul edilmiş.
İktidar ortağı İşçi Partisi (PvdA) ile Hıristiyan orijinli 3 muhalefet partisinin sunduğu öneriye, Demokratlar 66 (D66) ve Geert Wilders’ın lideri olduğu Özgürlük Partisi (PVV) dışındaki bütün partiler destek vermiş. Yasa önerisi Parlamentonun üst kanadı Senato’da da kabul edildikten sonra yürürlüğe girecekmiş. Yeni düzenlemenin Senato’da da büyük çoğunlukla kabul edilmesi bekleniyormuş. (AA, 6 Mart 2013)
İlk bakışta, “Hollanda’da alkollü içki satışı yasaklanmıyor, sadece yaş sınırı artıyor” denilebilir. Doğrudur, ama bu adım da gerçeğe, doğruya ve hakikate yaklaşmak için önemli bir merhaledir. Bugün yaş sınırını yükselten ‘insanlık’ yarın bir gün bütününü men etmek için harekete geçebilir. En azından “alkollü içkileri savunan”ların sayısı azalır, destekçileri kalmaz...
Aynı haberde, Hollanda Sağlık Bakanlığı’nın gençleri alkolden uzak tutmak için 6 milyon avroluk bir bütçe oluşturduğu da hatırlatılmış. Demek ki alkollü içkileri tavsiye değil, men etmek için çalışıyorlar.
Dünyada bu gelişmeler olurken ülkemizin gelişmelere ilgisiz kalması mümkün değil. Nitekim Emniyet Genel Müdürlüğü alkolün hiçbir seviyesinin sürücülük için güvenli olmadığını açıklamış. Daha doğrusu, “bilimsel araştırmalar”ın ortaya koyduğu gerçeği hatırlatmış. Emniyet açıklamasında, 0.2 promil alkolün bile ruh halinin değişmesi, vücut ısısında hafif bir yükselme, davranışlar üzerindeki kontrolün azalması gibi sağlık sorunlarına sebep olduğu ifade edilmiş. (CHA, 6 Mart 2013)
Alkollü içkileri sadece maddî sebep ve sonuçlarıyla değerlendirmek yeterli olmaz, ama hadiseye sadece maddî gerekçelerle bakılsa bile alkollü içkilerin teşvik edilmemesi lâzım. Peki, gazetelerdeki alkollü içki reklâmları teşvik değil mi? İçki reklâmları teşviktir ve mutlaka bu yanlıştan vazgeçilmeli, reklâmlar engellenmelidir.
Bu vesile ile yeni Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’na sesleniyoruz: Sağlık gerekçesiyle dahi olsa alkollü içkilerin gazetelerdeki reklâmlarına itiraz edilsin, engel olunsun. Dünya bu belâdan kurtulmaya çalışırken, Türkiye’nin reklâmlara engel olmayarak dolaylı yoldan teşvik etmesi, teşvik edenlere engel olmaması kabul edilebilir mi? Bu noktada geç kaldığımız her gün büyük zarardayız demektir...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Faruk Çakır Arşivi