Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Milletin mühürü camiler

Milletin mühürü camiler

Merhum Akif diyor ya; “Şu ezanlar ki, şahadetleri dinin temeli” diye. Elbet ezanlarımız dinimizin temeli. çünkü her ezan; inancında iyi ve temiz insanları namaza çağırmakta, felaha davet etmekte, adalete ve ihsana buyur etmekte.
İslâm’ın kabulü, Müslümanlığın yaşanmaya başlamasından bu yana, bilmem kaç asırdır camilerimiz milletimizin mühürleri olagelmiştir. Atalarımız Müslüman kimlikleriyle nereye ayak basmışsa, önce cami, han, hamam, medrese yapmış ve insanlığın imarı için çalışıp çabalayarak, yaşadığı coğrafyaya medeniyet getirmiştir.
Allah herkesin ibadetini kabul etsin, önceki gün Mirac Gecesi'ni idrak ettik. Asırlardan beri olduğu gibi, camilerimiz yine doldu doldu boşaldı. Yer bulamama endişesiyle bizim mahallenin camisine erken gittiysem de yer bulamadım, onlarca insan dışarıda kaldı.
Caminin alt katı, üst katı ve bahçesi dolmuştu. Hanımlara mahsus yer, daha ezan okunmadan dolduğu için, hanımların da pek çoğu dışarıda kaldı. Yer yokluğundan namaz kılamayan hanımlar da, erkekler de namaz bitinceye kadar caminin çevresini terk etmediler.
İnanmak ve ibadet etmek, öyle zorla falan olmuyor işte. “İnsanın içinde olmalı, içinde..” derdi rahmetli babam. Eğer insanın içinde iman etme dürtüsü varsa, iman etmeye meyilli birisi ise, Allah’tan din, iman, Kur’an’la nasiplenmeyi istiyorsa, Allah nasip ediyor. Mirac Gecesi'nde camiyi dolduran insanların yüzlerinde bunları görmek mümkündü.
Camilerimiz bu toplumun ve bu toprakların birer mühürü ve kıyamete kadar da sürecek olan kimliğidir. Böylesine muhteşem bir kimliği, Osmanlı’dan itibaren söküp atmak isteyenler olmuş, Osmanlı’yı parçalamış ama parçaladıkları topraklardan da söküp atamamışlardır.
Bugün Osmanlı’dan kopan coğrafyalara gidenler görür ve bilirler ki; oralarda da camilerimiz, mescidlerimiz birer mühür olarak durur ve ibadete açıktır. Yüzlerce, binlerce Müslüman insan bu mühürlerde ibadetlerinin gereğini yaparlar. Bugün idaresi bizim olmayan topraklarda hâlâ Müslümanlar yaşar ve dinimizin gereklerini yerine getirirler.
Parçalana parçalana elimizde kalan topraklarımızda ise yıllardan beri camilerimiz ve camilere gidenlerle mücadele edilir. Hele İsmet İnönü’nün CHP’si ile başlayıp, halen mevcut Deniz Baykal CHP’si ile devam eden ve bir de taşeronları olan örgütlerle sürdürmek istedikleri; ezan, cami, Müslüman nefreti, Kur’an’a karşı gizli ve açıktan husumeti, son zamanlarda iyice ayyuka çıkarma mücadelesi içerisindeler.
CHP ve CHP’nin yandaşı örgütlerle bir kısım medyanın; “Gökte bulut var” denilince; “Sen bana ördek mi demek istedin” diyen avcı hikâyesi gibi, her fırsatta İslâm’a saldırıları karşısında milletimiz aklıselim hareket ederek, CHP zihniyetine ve o zihniyetin uşaklarına aldırış etmiyor ve inandığı yolda yürüyor.
Camilerdeki coşkuya bu rahatlama damgasını vurmuştu. Camiye gelenlerle namaz bitiminde sohbet ettiğimde herkes bu düşüncedeydi. Cami, ezan, namaz, Allah’ını bilen, Allah’ına inanan, Kur’an-ı bilen, Kur’an’a inanan her Müslüman'ın kutsalıdır, bu kutsalla 14 asırdan beri kimler kimler uğraşmadı. Varsın bunlar da uğraşsın, “Görelim Mevla neyler, neylerse güzel eyler” diye fikir ve dil birliği içinde, gecenin hayırlı olmasını diliyorlardı.
Namaz, insanı disipline sokar. Namazı hakkıyla kılan kişi, hayatını, işini, iletişimini sağlıklı kurar. Ne kendisine, ne karşısındakine zarar vermez. Başkasının verdiği zararları da önlemeye çalışır. Namazı dosdoğru kılan insan, dosdoğru olur.
Bu ifadelerim bir nasihat değil. Başta kendim için de söylüyorum bunları. Keşke namazda dünyadan kopabilsek ve sadece Allah ile olabilsek ama mümkün olmuyor. Demek ki; disipline tam uyamıyoruz. Disiplinsizlik boşluk doğurur ve boşluk hata affetmez.
Son olarak, Ebu Cehiller, Efendimiz'den (s.a.v) önce de vardı, onun zamanında da vardı, sonra da oldu ve daha da olacak. Ebu Cehillerin zararlarından emin olmak için, namaz gibi disiplin kuralına ciddi riayet etmek huzur ve güvene giden yolun ta kendisidir. Mirac Gecesi'nde gösterdiğimiz hassasiyet ve samimiyeti her güne yayabilsek, herhalde bugün olup bitenlerden böylesine etkilenmeyiz.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi