Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Futbol ve Reyhanlı terörü

Futbol ve Reyhanlı terörü

Gerçekten ağlanacak haldeyiz. Biz bu millet olamayız.
Pazartesi günkü yazımda merhum İlhan Bardakçı; “Biz Bizi Unuttuk” diyordu ya. Hakikaten biz bizi unuttuk.

Yaralı leylekler için hastane kuran bir neslin ahfadıyız. At ve eşeklerin haklarını savunan atalarımızla övünürüz.

Sadaka taşlarıyla edebiyatımızı zenginleştiririz de dilimizden gırtlağımıza indirip; gönlümüze, yüreğimize yerleştiremez ve söz geçiremeyiz.

Camilerimiz cuma günleri dolar. Her hafta Nahl Suresi’nin 90’ıncı ayetini dinleriz ama daha camiden çıkar çıkmaz; nefsimize hutbeden ve namazdan bir şey sinmemiş olur.
¥
-“Futbolun birleştiriciliğini ne yazık ki dinimiz birleştiremiyor.” ‘Bu nasıl laf’ diyenler çıkabilir. Nasıl laf olduğunu anlatayım.

Daha Reyhanlı’da dumanlar tüterken, yürekler yanarken, gözlerinin kızarıklığı Cehennem gibi yanarken, Fenerbahçe Galatasaray maçına kilitlenenlerden söz ediyorum.
Maç Reyhanlı’nın üzerine çıktı. Evet, Fenerbahçe ve Galatasaray maçı, Reyhanlı’dan ön plana çıktı. İnsanlar, televizyonlar, gazeteler, internet siteleri, maçı en öne çektiler.
Maç, ne kadar timsah gözyaşlı olduğumuzu bir kere daha gösterdi. İşte böylesine çirkin bir samimiyetsizlik içerisindeyiz.

Ha bu halde olduğumuz belli değil miydi? Yeni mi görüyor ve şahit oluyoruz? Hayır! Yeni görüyor ve şahit oluyor değiliz ama bir kere daha halimiz test edilmiş oldu.
Şimdiye kadar yaşadığımız tüm acılarda da aynı manzarayla karşılaşıyorduk fakat bu çok tazeydi ve hakikaten “insafların iflas ettiği” bir andı.
¥
Bu arada yine futbol terörü yüzünden bir genç hayatını kaybetti. Rahmetli dedem boşuna demezdi; “Futbol şeytan işi oğul” diye. Demek ki merhumun bildiği varmış.
Maçın oynandığı akşam bir ziyaret gerçekleştirmemiz gerekiyordu. Özellikle otomobille çıkmadım.

Çünkü maç vardı ve sokaklar şimdi bir sürü serseri ile dolardı, bir zarar verebilirlerdi, terörist gibi her yere saldırabilirlerdi.

Gideceğim yere taksiyle gittim. Giderken bir cadde üzerinde insanların bekleştiğini gördüm. Korku ve endişeyle; “ne yapıyorlar” diye baktım. Ne görsem iyi.
Caddenin dibinde bir düğün salonu, adam düğün salonuna büyük televizyon koymuş, beş liraya maç seyrettiriyor.

Beş lira vermek istemeyenler de yandan yandan, cadde ortasındaki kaldırımın üzerinde maç seyretmek için birbirlerini iteleyip duruyorlardı.

Misafirlikten dönerken, caddelerdeki “baba paralı otomobilli futbol teröristlerinin” gazabına uğramamak için yaya yürümeyi tercih ettim.

Kızlı erkekli gençler üstlerini başlarını çıkarmışlar, arabaların üzerine oturmuşlar, ellerinde biralarla kutlama yapıyorlardı.
¥
Bunlar yaşanırken henüz Reyhanlı’daki şehitlerimiz toprağa verilmemişti, çünkü defnedilmek için sıra bekliyorlardı.
Hiçbir televizyon, yayın akışında değişiklik yapmamıştı. Reyhanlı unutulmuş, maç heyecanı doruktaydı.

Maç akşamı Reyhanlı’yı unutanlar, sabah maça verilen önemi kınadılar. Çok riyakârlık gördüm ama böylesini görmemiştim.
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Hüseyin Öztürk Arşivi