Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Şeytanların anonim ortaklığı

Şeytanların anonim ortaklığı

Şah’ın postalanmasında ve Humeyni’nin avdetinde gizli Amerikan ve Batı parmağı olduğu hep söylenmiştir. Neoconlar bu tür tasavvurlara köpürürler. Michael Rubin gibi komplo imalatçıları, İmalatçısı olduklarından komplo teorilerine köpürürler. Lakin nasıl oluyor da hem ABD hem de İran Irak’ta Maliki gibi ortak bir adamı destekliyorlar? Ayakta tutuyorlar. Birisi bıraksa muhakkak ki erkenden düşecek. Ülke normalleşecek. Bu, kısmi veya külli gizli ortaklık olmadan anlaşılabilir mi? Elbette külli ortaklık olmasa bile İran ile İsrail ve yine İran ile ABD arasında görünür görünmez gizli ve kısmi ortaklıklar var.  Onlar bize görünürde olan kısmı anlaşmazlık taraflarıyla kandırmaya çalışıyorlar. Suriye rejimini destek de bunun bir parçasıdır. Uzun zamandır ekranlardan tanıdığım İranlı yorumcu Maşallah Şemsülvaizin ile Saddam dönemi Iraklı diplomatlardan Salah Muhtar ABD ile İran arasındaki gizli münasebetlerin varlığını tartışmak üzere El Cezire’de Faysal Kasım’ın Ters Açı programına katıldılar.  Her şeyi inkar etse de Şemsülvaizin İrangate meselesini inkar edemedi ve bu meseleye yorumu şu oldu: Savaş içindeysem ve şeytanla ittifak kurmam gerekirse onunla hiçbir ittifak türünden kaçınmam! Bu cevap karşısında Faysal Kasım bile neredeyse küçük dilini yutuyordu. Şaşkınlığını o bile gizleyemedi. İran mantığı şöyle çalışıyor: Zafer kazanmak için her türlü şeytanla ilişkiye girilir. Her yol mübahtır. Artık şeytanla yatağa girenin sonunu siz hesaplayın?  Eskiden büyük devletlerle ilişkiye girmek ayıyla yatağa girmeye benzetilirdi. Burada İran ayının ötesinde kendi tanımındaki şeytanla bile yatağa girmeye amade. Hatta geçmişte birçok defa girdi de. Hasım güç de İran gibi düşünürse o zaman ayıkla pirincin taşını. O zaman şeytan ortaklarını birden ikiye çıkarmış olacak!  İrangate skandalının önemli isimlerinden Reagan idaresinden MCFarlane uçağa atlayıp İran’a geliyor ve Rafsancani ile görüşüyor.  Rafsancani daha sonra Nejad karşısında girdiği seçimlerde ABD ile ilişkileri alenileştirmeye çağırmıştı. İrangate skandalının mimarlarından birisi oydu. Onun ötesinde cumhurbaşkanlığı  döneminde suikast komitesi kurmuş ve muhalifleri bir bir avlamıştı. Muntazari gibiler İrangate skandalı karşısında şaşkınlıklarını gizleyemiyorlar.

¥

Şemsülvaizin’le tartışmaya katılan Salah Muhtar yeni İran rejiminin kurulmasında Zbigniew Brzezinski’nin katkılarına değiniyor. Salah Muhtar 1978 yılında Humeyni Paris’te iken Fransa, İngiltere istihbarat teşkilatlarının CIA ile birlikte Humeyni’nin geri dönüşünü ayarladıklarını ileri sürüyor (El Cezire 14/4/2009/http://www.youtube.com/watch?v=xFQzUSa8Pcc ). Salah Muhtar, Irak’ta ABD’nin birinci ortağının İngiltere değil İran olduğunu müdellel bir şekilde ortaya koyuyor. Çeşitli İranlı yetkililerin bu konudaki itiraflarını aktarıyor.

Maalesef Buti’de vefatından önce ters köşeye yatmış ve Brzezinski’nin Suriye rejimini devirmek istediğini söylemiştir. Halbuki, Humeyni rejiminin görünmez mimarlarından birisi Brzezinski olduğu gibi aynı zamanda ABD’nin halihazırda Suriye’ye müdahale etmemesi gerektiğini de savunmaktadır. Bu terkibe Siyho-Safaviyle deniliyor.  Hürriyet’ten Cansu Çamlıbel  Brzezinski ile bir mülakat yapmış ve bu mülakatta Brzezinski aynen Putin veya Lavrov gibi konuşmuş ve şunları söylemiştir: “Esat’a hangi gerekçeyle ‘aday olma’ diyecekler (Hürriyet 19 kasım 2012)…” Zaten Brzezinski de Esat gibi Ruslarla ortaklığı savunuyor. Demek ki ölen 100 bin Suriyeli boşuna öldü. Onun nazarında bu korkunç bilanço Esat’ın meşruiyetini ırgalamıyor bile.  Şeytanlık ve şeytan kardeşliği budur işte! Devlet başkanı isen istediğini öldür, istediğini biç.

¥

Brzezinski aynen durduğu yerde duruyor ve Time dergisine Esat’ın faziletleri anlatıyor ve niye ABD’nin Suriye’ye seyirci kalması gerektiğini yorumluyor (09 May 2013). Esat’ı hala başta görmek isteyen adam niye uluslar arası bir müdahaleyi istesin ki? Başka bir Yahudi olan ve Afganistan’da ABD’nin gizli ortağının İran olduğunu söyleyen Thomas Friedman’ı destekleyen  Brzezinski Suriye müdahalenin İran ile ABD’yi karşı karşıya getireceğini (nükleer mesele getirmiyor mu?) ve doğrudan çatışmaya gireceklerini ve bunun da Afganistan üzerinde olumsuz tesirleri olacağını ifade etmektedir. Brzezinski şu mantığı savunuyor: Biz Suriye’ye müdahale edersek bölgede gedikler açılacak ve Rusya ile Çin bizi bu gediklerde sıkıştıracaktır. Müdahaleden yana olan McCain ise daha önceki savunmalarında da Arap Baharı dalgasıyla dost olarak bölgede ve dünyada ABD’nin rakipleri olan Rusya ve Çin’i geriletebileceğini söylemekteydi. ABD, İsrail’e bağlı yanlış politikalarından dolayı zemin kaybediyor ve Çin’in nefesini ensesine hissediyor. İsrail’e angajmanı ise İslam dünyasında ABD’yi yalnızlaştırıyor. Özellikle beynenmilel Yahudinin Beşşar ve İranlı patronları vasıtasıyla statükoyu korumaya ihtiyacı var. Olan yine Müslümanlara oluyor ve İslami görüntü altında modern İbni Sebe’ler Siyonistlerle birlikte Müslümanları avlıyorlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
10 Yorum
Mustafa Özcan Arşivi