Prof. Dr. Namık Açıkgöz

Prof. Dr. Namık Açıkgöz

Gezi anketinin ortaya çıkardığı vehamet

Gezi anketinin ortaya çıkardığı vehamet

Bir buçuk aydır, milletçek “Fenâ fi’t-Taksim” olduk. Varsa yoksa Taksim ve Gezi Parkı eylemleri...

Tamam... Orada bir şeyler oldu... Olanlardan ders çıkaran oldu, çıkaramayan oldu...

İlk günlerden itibaren, ısrarla yazdığım bir husus vardı: Eylemci gençlerin niteliksizliği idi. Başbakan bunlara “çapulcu” diyordu ama ben doğrudan lümpen olduklarını söylüyordum.

“Okur-yazardan lümpen olmaz” demeyin. Lümpenliğin temel özelliklerinden birisi, burjuva artıklarıyla beslenmesidir. Kendisi üretmez, burjuvanın ürettiklerinin suyunun suyu ile beslenirler. Burjuvanin janjanlı laflarını slogan olarak haykırırlar ama içeriğinden habersizdirler.

Biz bunları herhangi bir istatistik veri olmadan, sadece tecrübelerimiz ve gözlemlerimizle tespit etmiştik.

GENAR’ın Gezi Parkı’nda ve Taksim’de yaptığı yüz yüze ankette bizi doğrulayan çok çarpıcı neticeler vardı. 8-9 Haziran günlerinde, yani olayların en civcivli günlerinde yapılan o anketteki rakamları görünce hiç şaşırmadım.

Mesela, Gezi Parkı’nda eylem yapanların yüzde 31’i, hayatlarının anlamı hakkında fikri olmayanlardan oluşuyor. Yüzde 29’unun hayatlarının anlamı ailesi, yüzde 9’unun özgürlük, yüzde 3’ünün eşi, yüzde 3’ünün doğa, yüzde 3’ünün çocuğu imiş.

Hayatın anlamı ile aileye mensup olma duygusunu karıştıran bu gençliğin yüzde 31’i için hayatlarının anlamı yok...

Hayatlarına bir anlam katamayan insanlar, ancak lümpenlerdir.

Bu lümpenlerin yüzde 79’unun ideolojik tavrı varmış... Ne yaman çelişki!... Hayatlarının anlamı yok ama ideolojileri var...

Böyle bir tavır, sadece lümpenlerde olur...

Gezi Eylemcilerinin yüzde 33’ü Atatürkçü; yüzde 19’u “özgürlükçü” (Ne demekse!...), yüzde 12’si sosyalist, yüzde 9’u sosyal demokrat, yüzde 8’i demokrat, yüzde 6’sı laikçi, yüzde 3’ü devrimci imiş.

Bu rakamlardan da anlaşılacağı üzere, bu ülkede Atatürkçülük bile lümpenleştirilmiştir. Hayatn anlamı hakkında görüşü olmayan insanın kendini Atatürkçü olarak nitelemesi kadar oksimoronal bir durum olamaz. Atatürk’e de yazık ediyorlar!...

İşin tuhaf tarafı, bu eylemcilerin yüzde 53’ü maaşla ve ücretle çalışıyormuş. Yani, üreten değil, hizmet sektöründe çalışanlarmış bunlar. Eylemcilerin yüzde 24’ü de öğrenciymiş, iyi mi?... Yani baba parasıyla eylem yapıp vatan kurtaran arslanlar!... Yüzde 10’u da işsiz-güçsüz takımındanmış... Halk bu tip insanlar “hayta” der...

Eylemlere katılanların yüzde 6.4’ü ek geliri olmayan ev kadını imiş. Muhtemelen bunlar lise eğitiminden sonra tahsil yapamayan ama “sosyalist-devrimci” romantizmi yaşayan ve düşünsel tatminsizlik yaşayan insanlar. “Durduk divana, uyduk meydana” hesabı, tatmini meydanlarda, sokaklarda arayan insanlar yani... Taksim’de yemek yiyen adamı protesto edenleri görünce, bu kadınların durumlarındaki vehameti çok iyi anlamıştık.

Anketin en ilginç sonuşlarından birisi de “Hobiler”.

Eyleme katılanların yüzde 24’ünün hobisi yokmuş; yüzde 14’ünün de hobi hakkında görüşü yok. Yüzde 15’inin hobisi ise gezmek imiş. Yüzde 55’inin hayatı boş boş geçiyor yani...Hobisi kitap okuma olanların oranı ise yüzde 8... Okudukları kitaplar da malum... İnsanî derinlikten uzak, ıvır zıvır kitaplar... Biraz da “devrimci evliya” hikâyeleri.

Gel de bu insanlar “lümpen” deme!...

Gel de bu kitle ile devrim yap!...

Bu özellikleri taşıyan 15 milyon genç var... Gezi’de gördüklerimiz küçük bir parça...  Bu durumun vehametini, 11 yılda, her yaştan 15 milyon lümpen yaratan iktidarın düşünmesi lazım.

***

Bu lümpenleri siyasî parti tercihlerini sorma bana Süheylâ!...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
10 Yorum
Prof. Dr. Namık Açıkgöz Arşivi