Prof. Dr. Namık Açıkgöz

Prof. Dr. Namık Açıkgöz

"Erkeğin okumuşu kadı, kadının okumuşu cadı olur"

"Erkeğin okumuşu kadı, kadının okumuşu cadı olur"

Valla ben demiyorum, atalarımız diyo... İnanmayan Selahattin Duman’a sorsun. Ben onun yalancısıyım.

Hani son günlerde Ömer Asım Aksoy’un taa 1965 yılında yayınladığı Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü’nün Atasözleri Sözlüğü üzerinden Millî Eğitim Bakanı eleştiriliyor ya; eleştirenler, rahmetli Aksoy’u “Ak Parti yalakası” falan yaptılar ya, ben konuya o yüzden daldım.

Sosyal paylaşım sitelerinde kitap ve Millî Eğitim Bakanı aleyhine saydırdıkça saydırıyor cahil-cühelâ takımı. Üstüne bir de CHP mileltvekili Kadir Gökmen Öğüt, mecliste soru önergesi veriyor.

Sözlük dediğin, dilde ne varsa alır abiler ablalar, kardeşler!... “Şu ayıp, şu yanlış, şu sakıncalı, şu ırkçı, şu nefret duygusu yaratıyor...” diye ayırım yapamazsın ki. Hele bilimsel bir eserde hiç yapamazsın.

Rahmetli Ömer Asım, taa 1965 yılında yayınladığı atasözü sözlüğünden dolayı 2013 yılında yargılanıyor. Aradan bunca yıl ve bunca iktidarlar gelip geçmiş, cühelâ takımının haberi olmamış; şimdi oluyor. Tabii mesele Ak Parti iktidarı olunca, teyyareden bahaneler bulunup iktidara yüklenilmeye çalışılıyor. Yani “Maksat kap kalaylamak değil, kıç sallamak!...”  (Bak şimdi!... Bu deyimi de sözlüklerden çıkarmaya kalkarlarsa, şaşmam.)

Sözlükler ona buna göre hazırlanmaz sevgili kardeşim. Bilimsel bir sözlük hazırlayan kişi, “Aman şuna zarar gelmesin!...” diye bazı kelimeleri, deyimleri ve atasözlerini kitabına almamazlık edemez. Bu, tıp doktorunun kanser hastasına, “Hiç bir şeyin yok; sapasağlansın” demesi gibi bişi olur. Hiç bir doktor, “Aman hasta ve yakınları üzülmesin!...” diye hastalığı görmezden gelebilir mi?

Sözlük hazırlayan da dilde ne varsa onu yazar. Demek ki eskiden atalarımız, 15 yaşındaki kızın evlenmesinin şart olduğuna yoksa başına kötü işler geleceğine inanıyorlarmış ki “On beşindeki kız ya erde gerek ya yerde” diye bi laf yumurtlamışlar. İlle suçlu arayacaksan, Bakanlık ve merhum Ömer Asım bey’le niye uğraşıyorsun birader; git atalarını suçla!...

Mesela ben şimdi bir atasözü kitabı hazırlasam, Ege be Trakya’da çok kullanılan “Erkeğin okumuşu kadı, kadının okumuşu cadı olur” sözünü, tâife-i nisâyı kızdırmayayım diye almayacak mıyım? (Ömer Asım’ın kitabında bu söz var mı yok mu bakamadım. Çünkü kitap fakültede ve ben bu yazıyı evde, bahçemin güzel çiçekleri ile sohbet ede ede, bir yandan da hayatla matrak geçe geçe yazıyorum.)

Veya aklıma hemen geliveren “Bağa erik, eve Yörük sokma, Yörük ne bilir bayramı, lak lak içer ayranı, Yörük Yörük yörüdü, kıllı deri sürüdü” gibi lafları, “Yörükân taifesini kızdırmayayım” diye (Fakir de süzme Yörük’tür; umutulmaya!...) almayacak mıyım?

Karaman halkını kızdırmayayım diye “Karaman’ın koyunu, sonra çıkar oyunu” (Burdaki “koyun” malum hayvan değil; “koymuna gir”deki “koyun”dur. Bu arada bir yanlışı da düzeltelim.) lafından mahrum mu kacalacak hazırlayacağım kitap?

Veya gene Karaman halkını kızdırmayayım diye 15.ve 16. yüzyıl şiirlerinde de geçen “Karaman bahşişi” deyimini, kitabıma almayacak mıyım? (“Karaman bahşişi” deyimi, önce bağışlayıp sonra geri almak için kullanılır. Bu konuda, Necati Bey Sempozyumunda sunduğumuz ve yayınlanan bilimsel bir tebliğimiz bile var abi.) 

Etnisitelerle, cinsiyetlerle, mesleklerle ilgili bir sürü atasözü ve deyim var. Buraya bir kaçını yazsam fitne çıkar ama deyim ve atasözü kitaplarında var bunlar!... Ne yapalım yani; “Atalarımız böyle bir söz söylemedi” mi diyelim?... (Şu atalarımıza da çok kızdığımı belirtmeliyim. Bütün deyim ve atasözlerini söylemişler, bize söyleyecek laf  bırakmamışlar. Gerçi okadar da değil. Bir makama atananlara söylenecek olan “Karşılayanı boş ver, uğurlayanın kaç kişi” veya “Kralların dedikleri değil, kuralların dedikleri geçerlidir.” gibi laflarımız da var hani...)  

Neyse... Sadede gelelim...

Kimse “Bilimsel çalışmana şu tür atasözü ve deyimleri al, bu tür olanları alma!...” diyemez. Böyle diyecek olana, “De get allasen!... Bilim yapıyoz burda; ahlak kitabı yazmıyoz!...” denir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum
Prof. Dr. Namık Açıkgöz Arşivi