Prof. Dr. Namık Açıkgöz

Prof. Dr. Namık Açıkgöz

Üniversite Özgürlük Bildirisi

Üniversite Özgürlük Bildirisi

YÖK Başkanı Sayın Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, YÖK’ün kuruluş günü olan mübarek 6 Kasım günü, “Üniversitelere Özgürlük Bildirisi” yayınladı.

“Özgürlük” telaffuzunun zirveden gelmesi açısından bu olay önemlidir. Önemlidir de, bu bildirinin çözeceği bir şey var mı, ona bakmak lazım.

Bundan sonraki gelişmeler için böyle bir bakış açısının piramidin tepesinde zikredilmesi, elbette tabana cesaret verecektir. Düşüncelerinden dolayı kimsenin mahkum edilmediği bir üniversiteyi kim istemez?...

9 maddelik bildiri, daha çok öğrenci merkezli bir metin. Öğrencilere özgürlüğün ve demokrasinin hazmettirilmesi için kaleme alınmış olan bu metnin sadece özgürlüklerin kısıtlanmasını yasaklamasının dışında yasakçı bir yönü yok.

Değil misafir veya davetli konuşmacılara, kendisi gibi düşünmeyen öğrencilere bile tahammülü olmayan sol Faşistlere hiç bir tesiri olmayacağı önceden belli olan böyle bir metin, zamanla işlenip genişletilmeli ve uygulanabilirliği sağlanmalıdır. Bundan sonra üniversitelere düşen iş, özgürlük zihniyetinin hayata geçirilmesi için ortam hazırlamak olmalıdır.

Öğrenciler açısından özgürlüğün önündeki en büyük engel, akademisyenlerin öğrenci karşısındaki gücünü kötüye kullanmalarıdır. Kendisi gibi düşünmeyen öğrenciyi başarısızlığa mahkum eden zihniyete karşı yaptırımlar olmadığı sürece, öğrenciler özgür olamayacaktır. Kimse bu konuda örnek istemeye kalkmasın; üniversitelerde bunun binlerce örneği vardır.

Meselenin diğer boyutu da, özgürlüğün temeli olan “sorgulayan zihniyet”in üniversitelerde olmayışıdır. Sorgulamayan insanın özgürlüğe de ihtiyacı yoktur ki. Sistem, öğrenciyi sorgulamaya değil, sınavda sorulan soruları cevaplamaya ve buna bağlı olarak not almaya dayalıdır. Yani, “al gülüm ver gülüm” meselesi... Not varsa, ezberletilen bilgi de var yani... Hem de sınavdan sonra hemen unutulan bilgidir bu. Bilgi üretme bilgisi değil, konserve kutusuna boca edilen bilgi zihniyetinin egemen olduğu ortamda özgürlük olsa kaç yazar, olmasa kaç yazar! Bu yüzden, sistem başarıyı nota endekslediği sürece, üniversitede reel özgürlük maya tutmaz.

Öğrenciler özgür olacak da, akademisyenler olmayacak mı? Elbette bildiri, akademisyenlerin de özgürleşmesini öngörüyor. Pekiii... Sahte bir demokrasi anlayışının olduğu ve rektörlerin bu sahte demokrasi ile iş başına gelip kendine oy vermeyenleri süründürmeye kalktıkları üniversitelerde, akademisyen nasıl özgür olacak? Sudan bahanelerle açılan soruşturmaların bunalttığı akademisyenler için özgürlük hiçbir şey ifade etmez. Kendine oy vermeyenlerin hayatını karatmaya kalkan rektörlerin zulmüne dur diyebiliyor musunuz?... Yaptığı zulmü o rektörün burnundan fitil fitil getirebiliyor musunuz?... Özgürlük o zaman hayata geçer üniversitelerde.

Bunlar olmazsa, iyi niyetle yazılan bu metin, bir fantezi olmaktan öte gidemez.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Prof. Dr. Namık Açıkgöz Arşivi