Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Kur’an’da milletlerin yazgısı

Kur’an’da milletlerin yazgısı

Kur’an sure isimlerini bazen cin ve bazen insan ve bazen de hayvanlardan seçmiştir. Bazen de milletlerin kaderine temas eder. Öyle icazla bahseder ki, üzerine basıp geçersiniz de anlayamazsınız. Tedebbür ve azami dikkat gerek. Kehf Suresi gibi surelerde ahirzaman sırlarını gizlemiştir. İsra Suresi hem peygamberimizin gece yolculuğuna (İsra) temas eder hem de Beni İsrail’in kaderine bakar ve ışık tutar. Bu yüzden Surenin tali isimlerinden birisi Beni İsrail suresidir. Özellikle ilk 8 ayeti ile 104’üncü ayeti Beni İsrail’in günümüzdeki seyrine tam tamına ışık tutmaktadır. Rum Suresi de Batılıların kaderine temas etmektedir. Müslümanlar bisetten sonra iki süper gücün kendi aralarındaki çekişmesini seyretmektedir. O dönem şarkı Persler ve İran temsil etmektedir. O damarı günümüzde bazen Rusya ve bazen Çin veya bazen bir blok olarak temsil etmektedirler. Lakin günümüzdeki İran da bir biçimde o paktın bir parçasıdır. Biz ikisinin arasında üçüncü bloğu temsil etmekteyiz. Osmanlı Bizans topraklarını alınca buraları Rumeli adıyla anılmaya devam etmiş ve Osmanlı varis olduğu topraklara ve sahiplerine pek de yabancılaşmamıştır. Rum Suresinde yenilgiye uğrayan Bizanslıların bir biçimde çok yakın bir gelecekte galip olacakları bildirilmektedir. Müşrikler bu çekişmede Sasanilerin tarafını tutmaktadır. Müminler ise kendilerine en yakın taraf olan Bizans’ı tutmaktadırlar. Günümüzde de ulusalcılar nedense ideolojik olarak Batı’nın uzantıları olmalarına rağmen siyasi olarak İslamcılara nispet olsun diye Rusya-Çin ve İran eksenini tercih ediyorlar. Halbuki, genelde bu anılan güçlerin Müslümanlara karşı cepheleri ortaktır. 

¥

Ayet ve hadislerde geçen Rumların bugün kimlere intibak ettiği noktasında kimilerinin kafası hayli karışık. Sözgelimi İmran Hüseyin adlı Trinidad ve Tabagolu vaiz, Rumlardan kasıt Rusların ve Yunanlıların olduğunu söylemektedir. Zannediyorum, Rumlar üzerinden bir kafa karışıklığı hali yaşıyor. Rumların Ortodoks olmaları üzerinden Ruslara ulaşıyor. Bundan dolayı da İmran Hüseyin Haydar Hoca gibi Moskova’ya davet ediliyor. Arap Baharı olaylarında Türkiye’nin karşısında İran ve Suriye rejiminin yanında duruyor. Bunu da Batı karşıtlığı adına yapıyor! Halbuki Bizans ve Roma üzerinden Rusya’ya değil Batı’ya ulaşmak mümkündür. Elbette Roma da Batı ve Doğu olarak ikiye ayrılmıştır. Fakat bu doğu, batı küresel değil, batı parantezlidir. Ez Zikra kitabının yazarı Halit Abdulalim Mütevelli’ye göre, hadiste geçen Rum kavramı günümüzde Avrupa, ABD, Kanada ve Avustralya’yı kapsamaktadır (Ez-Zikra fi Alamati’s Saa es Süğra ve’l Kübra, s: 211, Daru İbni Kesir). İmran Hüseyin Müslümanların ahirzamanda Rumlarla ittifak edecekleri ifadesinden Ruslara olumlu bir misyon çıkarmaktadır (http://www.youtube.com/ watch?v=IEznZeE39Ao ). Bu onun zanniyatındandır. Şiiler ise Esheb, Ebka ve Süfyani gibi mervi şahsiyetlerle alakalı Süfyani ile ittifak kuracak Rumların Batılılar olduğuna ifade etmektedirler. Şii kaynakları, Türklerin ve Rumların bu karşı cephenin kahramanlarına yardım edeceklerini rivayet ediyor. Bunu da günümüz olaylarına ve Suriye meselesine uyarlıyorlar. Bunlara göre Arap Baharı bir nevi Deccal baharıdır. Bu mantığa göre kurulu üzenlere huruç eden Hazreti Hüseyin de aynı tanımı paylaşacaktır. Oysa Beşşar Esat’ın Emevilerden neyi eksik veya neyi fazla değil? 

¥

İmran Hüseyin’e rağmen Rumlar Batılılardır ve ‘Batı ayetleri’ isimli makalemizde onların vasıflarına temas etmiştik. Müstevred Kureşi’den gelen bir rivayette de zaten bu doğrulanmaktadır. Kıyametin kopma sahnesinde insanların ekserisinin Rumlar yani Batılılar olacakları ifade edilmektedir. Rusları bugün kuzenleriyle ve akraba topluluklarla toplasak bile 200 milyonu bilemediniz 300 milyonu geçmezler. Batılılar ise Avrupa, ABD ve Avustralya ve Kanada’nın toplamından ibarettir. Hem yüzölçüm hem de nüfus itibarıyla Batılların Slavlardan çok ve üstün oldukları bir gerçektir. Dolayısıyla Rum tanımı ve kavramı Ruslara intibak etmiyor. İmam Ahmed Müsned’inde Rumların ve Batılıların helakının kıyametle birlikte olacağı haber verilmektedir. 

1492 yılından itibaren Batılılar dünyada yükselişe geçmişlerdir. Önce Portekizlilerle İspanyollar İslam topraklarına akın etmişler ve bazı parçalarını sömürgeleştirmişlerdir. Bunlar arasında Filipinler ve Moro da vardır. Daha sonra İspanyol ve Portekizlilerin yerini Fransız ve İngilizler almıştır. İngilizler önce Hindistan’daki Moğol İslam devletini ardından da Fransızlarla birlikte Osmanlı’yı yıkmışlardır. Onları ABD takip etmiştir. Ruslar ise Altinorda Devletini yıkarak güneye doğru sarkmaya başlamışlar ve 1551 yılından itibaren bu süreç başlamıştır. Kazan, Astrahan ve Kırım olmak üzere İslam topraklarını istila etmişlerdir. Deccalizmin inişe geçmesiyle birlikte İsrail ve Batı inişe geçecektir. Yahudiler Allah’ın ve insanların ipiyle payidar olmuşlardır. Al-i İmran Suresinin 112’inci ayetinin ortaya koyduğu gibi İsrail’in kaderi İngiltere ve ABD’ye bağlıdır. Onlarla yükselmiş ve onlarla inişe geçecektir. ‘Mutabakatü’l ihtiraat’ kitabında muhaddis Ahmed İbni Muhammed Es Sıddik el Gimari ‘hablunminallahi ve hablumminennasi’ âyetinden İsrail’in hamisi olarak veya insanların ipi olarak İngiltere ve ABD’yi çıkarmıştır (S: 87, 88)). Lakin bu arizi/geçici bir devredir. Arizi devrede İsrail kurulacak ve ardından müminlerin eliyle yıkılacaktır. Allah Yahudilerin başına her devirde bir milleti salmış, musallat kılmıştır. İsrail’in kuruluşundan sonra da güçlü kullarını musallat edecektir. Araf Suresi 167’inci ayeti Yahudilerin kıyamete kadar milletler tarafından ‘şeytan azapta gerek’ misali mezelletten mezellete sürükleneceklerini ifade etmektedir. Kurtubi son fasılda bu görevin ümmeti Muhammed’e ait olduğunu bildirmektedir. Said Havva ise aynı ayetin yorumunda Arz-ı Mev’ud’a toplandıklarında (Filistin) son olarak Müslümanların tenkiline uğrayacaklarını ifade etmektedir (er- Resul, Said Havva, ikinci cilt, s: 60). İsrail bir arizi devre olarak kalacak, yıkılacak ve bakiyesi dağınık halde kıyamete kadar mezellet içinde kalacaktır. Fazla söze ne hacet. Allah milletlerin kaderini tayin ediyor, Kur’an da haber veriyor. İnanmayan tarihe baksın. Daha inanmayan da ömrü varsa yarınları beklesin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Özcan Arşivi