“Eğer biz İslam’ın bir üstün değerler sistemi olduğunu, Müslüman olmayanlara anlatmak istiyorsak, onlara, her şeyden önce bizim İslam’ı temsil etmediğimizi söylemek zorundayız.” Muhammed İkbal

Aşık Veysel’in “Birlik Destanı” adlı şiirine yer vermeden önce Muhammed İkbal’in bu muhteşem tespitini paylaşmak istedim.

Kendisini ‘kurtulmuş’ veya “Fırka-i Naciye’den” sayıp, Cenneti garantilemiş, belki hesap bile vermeden sırat köprüsünü atlayacağına inanıp, başkalarının imanını kurtarmaya çalışanlar, keşke Âşık Veysel gibi bir imana sahip olabilseler.

Müslümanlar inanır ki, Hz. Fatıma annemiz Cennetle müjdelenmiştir. Buna rağmen Peygamberimiz (s.a.v.) kızının Cennete gireceğine garanti verememiştir.

Bir saniyesine bile hükmedemediğimiz bir dünyada, Azrail (a.s.)’ın; “Ne zaman, nerede ve nasıl” geleceğini bilemediğimiz bir zamanda, böylesine garip kahramanlık çok şaşırtıcı.

¥

Sözü Aşık Veysel’deki, iman anlayışına ve destanına bırakalım.

Allah birdir Peygamber Hak 

Rabbül alemindir mutlak 

Senlik benlik nedir bırak 

Söyleyim geldi sırası 

Kürtü Türkü ne Çerkezi 

Hep Ademin oğlu kızı 

Beraberce şehit gazi 

Yanlış var mı ve neresi 

Kurana bak İncile bak 

Dört kitabın dördü de hak 

Hakir görüp ırk ayırmak 

Hakikatte yüz karası 

Binbir ismin birinden tut 

Senlik benlik nedir sil at 

Tuttuğun yola doğru git 

Yoldan çıkıp olma asi 

Yezit nedir, ne kızılbaş 

Değil miyiz hep bir kardaş 

Bizi yakar bizim ataş 

Söndürmektir tek çaresi 

Kişi ne çeker dilinden 

Hem belinden, hem elinden 

Hayır ve şer emelinden 

Hakikat bunun burası 

Şu alemi yaratan bir 

Odur külli şeye Kadir 

Alevi Sünnilik nedir 

Menfaattir var varası 

Cümle canlı hep topraktan 

Var olmuştur emir Haktan 

Rahmet dile sen Allah’tan 

Tükenmez rahmet deryası 

Veysel sapma sağa sola

Sen Allah’tan birlik dile 

İkilikten gelir bela 

Dava insanlık davası…