Prof. Dr. Namık Açıkgöz

Prof. Dr. Namık Açıkgöz

Mesele Berkin değil arkadaş!… Sen daha anlamadın mı?

Mesele Berkin değil arkadaş!… Sen daha anlamadın mı?

Evet... Mesele ne ağaçtı, ne de zavallı Berkin!...

Mesele iktidarın alaşağı edilmesiydi ve hâlâ tek mesele iktidarın alaşağı edilmesi. Bu arada, berkinler ve daha niceleri ölse ne yazar ki nekrofiller (ölü seviciler; ölüme sevinenler) için!... Onlar için istismar edecek bir ceset olsun yeter ki!... Bu 1968’lerde de böyleydi, 1970’lerde de... İdeolojik hareketler kan sever. Çünkü onlar suyla değil, kanla beslenen canavar bitki türünden ve leşe konmaya can atan leş kargalarıdırlar.

Öyle veya böyle, zavallı bir çocuk öldü. 269 gün boyunca annesi-babası bir an önce iyileşsin diye dua etti ama başta DHKP-C olmak üzere bütün ideolojik örgütler, ölmesini istediler.

Allah rahmet eylesin. Masum çağında öldüğü için Allah, Berkin’i cennetine alacaktır.
Berkin şimdi ahirette ve inşallah cennette ama anası-babası cehennem ateşiyle yanıyor bu dünyada. Ateş düştüğü yeri yakıyor. Bakmayın siz Berkin’in ana-babasının ideolojik söylemle yüreklerini soğutmaya çalışmalarına... Berkin’in cesedi üzerinde tepinenler çekildikten sonra, o aile ömür boyu ateşler içinde yanacaktır. Allah kimseye böyle bir acıyı yaşatmasın!...

Berkin’in katili/katileri bir an önce bulunsun. Hükümetin işi bu katili bulmaktır.

Katil bulununca Berkin geri gelecek mi? Binlerce katil bulunsa tek, bir tek Berkin geri gelir mi? Binlerce katil bulunsa o ana-babanın yüreği soğur mu? Evlat acısı hiç diner mi a dostlar?...

¥

Zavallı Berkin öldüğüyle, ailesi de onulmaz acılara gark olmakla kaldı fakat o zavallının cesedi üzerinden rant elde etmeye çalışanların ağızlarından kuduz salyaları akmaya başladı. Çünkü mesele Berkin’in ölmesi değil, devrimin kanla sulanmasıydı. Nitekim katiller sürüsünün Kandil’deki baş katili, zavallı Berkin’in ölümü için “devrim şehidi” dedi. Binlerce Kürt gencini ölüme sürükleyen bir cânî için bu ölüm de istismar edilecek bir ölümdü.

“Bir ölüm olsun da sokakları kan gölüne çevirelim” diye bekleyen DHKP-C ve benzeri kan içici örgütlerle beraber, bu örgütlerin peşine takılmış, hiç bir projesi olmayan, sadece toplumdaki kutuplaşmadan beslenen CHP!... (Bu arada sayın Bahçeli’ye millet olarak teşekkür etmeliyiz. Devlet adamı vakarıyla hareket ediyor; kınında duramayan gençleri sokağa dökmüyor. Devlet Bey’in bu tavrı, toplum tarafından takdir ediliyor.)

Kasdı kan dökmek olmadığı halde “Kanlı mı olacak, kansız mı?” diye soran; evet sadece soran rahmetli Erbakan’a yapmadığınız eziyet kalmamıştı. Şimdi DHKP-C ve yandaşları sokakları kan gölüne çevirmek istiyorlar. Evine ekmek götürmekten başka bir gayesi olmayan Burak Can Karaman’ın evine de ateş düştü işte. Tunceli’de polis memuru olarak çalışan Mehmet Küçüktağ’ın ocağına ateş düştü. Bu ateşlerle mi yükselteceksiniz devrim ateşini leş kargaları!...

Tetikçi internet sitesinde 11 yaşındaki çocukları sokağa ve ölüme çağıran yazı yayınlandı... Bu kan emiciler, insan etiyle beslenenler, oğlak ve kuzu etiyle beslenmek ister gibi işkembelerini hazırlamış. “Masum çocuklar ölürse, iktidar daha çabuk düşer” düşüncesiyle, durmadan ölümü kutsallaştırıyorlar.

Birkaç oy için ne Berkinler ölsün ne de başka çocuklar!... Alınan oylar, devrilen iktidarlar, Berkinleri geri getirmeyecek; sadece DHKP-C’nin insan değirmenine kan taşıyacak.

Berkin’e, Burak Can’a ve Mehmet’e Allah rahmet eylesin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum
Prof. Dr. Namık Açıkgöz Arşivi