Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Kafir münafık da olur mu?

Kafir münafık da olur mu?

Katar’ın görünen yüzü Yusuf Karadavi iken görünmeyen yüzü de Azmi Bişare’dir. Katar açısından Yusuf Karadavi’nin ne kadar yönlendirici veya rehber olduğu tartışılır. Lakin Azmi Bişare’nin Katar yönetiminin tartışmasız danışmanlarından yani yönlendiricilerinden birisi olduğu tartışmasızdır. İtidal Ekseni olarak anılan Arap Baharı düşmanı darbeci Arap ekseni, Karadavi’den rahatsız olduğu kadar Bişare’den rahatsız görünmüyor. Neden acaba? Ya da biz mi duymadık? Zira, Bişare’nin İslami bir yüzü ve kalıbı yok. Hatta Abdullah Karni adlı yazara göre Ebu Dabi’nin Muhammed Dahlan’ına mukabil Katar’ın Azmi Bişare’sinden söz edilebilir (http://www.an7a.com/131597 )! Bu elbette Katar için bir çelişki anlamına gelir. Abdullah Karni, Azmi Bişare’nin meziyetlerini sayıp dökerken veya çetelesini tutarken onun Baas’ın kurucusu Mişel Eflak gibi Ortodoks (Hıristiyan), sosyalist, ateist, solcu, ilerici ve milliyetçi olduğuna parmak basıyor. Her renkten batıla sahip olduğuna işaret ediyor. Onun Cezire’yi yönlendirdiğini ve Cezire’nin de dünyayı yönlendirdiğini hatırlatıyor. Bişare’nin bütün özelliklerinin üzerinde bir başka özelliği daha var. Yani ona göre hem gavur hem münafık! Abdullah Karni’nin bu ifadesi bana kafir kisvesindeki insanların aynı zamanda münafıklık sıfatını taşıyıp taşıyamayacaklarını sorgulattı. Herhalde ikisini bir arada cem etmek nadirattan olsa gerek.

*

Aslında bugün Muhammed Haseneyn Heykel gibi üfürükçü ve efsane düzen yazarlardan bir diğerine değinmek istiyordum. Falımız Bişare’den açıldı. Ahmet Sabuni’nin ifadesiyle (Muhammed Ali Sabuni’nin oğlu) kimliklerin keşfi, Arap Baharının öğretici tarafını oluşturuyor. ‘Devrimler maskeleri düşürür’ manasındaki sözünü Cihad el Hazin için de uyarlayabiliriz. Arap dünyasının en entelektüel gazetesinin başında (el Hayat) Cihad el Hazin isimli Filistinli bir Hıristiyan bulunmakta idi. Şimdi Ertuğrul gibi (Özkök) sadece yazısını yazıyor! İsrail nedeniyle ailesiyle Filistin’den Lübnan’a göç etmiş ve zamanla Arap matbuatının en iyi yazarlarından ve ötesinde Arapların fikri rehberlerinden birisi haline gelmiştir. İkide bir İsrail’e dokundurmasına ve İran’ı kayırmasına alışmıştık. Onu okudukça ikisini zıt bir terkip olarak algılıyorduk. ‘Karaman’ın koyunu sonra çıkar oyunu’ misali Arap Baharı ile birlikte övdükleri gibi onun da maskesi düştü. Onun kurulu düzenlerin adamı olduğu ortaya çıkmıştır. Onun ötesinde İslamcılara karşı ulusalcı çizgiyi temsil ediyor. Arada sırada İslam’ı savunsa da ulusalcılığı eşyanın tabiatına uygundur. Arap Baharını İsrail ve ABD’ye mal etme hezeyanında bulunmuştur. İşine gelmeyeni karalamaktadır. ‘Kedi yetişemediği ete murdar der’ misali. Azmi Bişare Katar adına rehberlik yaparken Cihad el Hazin bütün Araplara akıl veriyor. Bazen arabuluculuk girişimlerinde de bulunuyor. Kendisi gibi bir Hıristiyan olan Kıpti asıllı Amerikalı Raymond İbrahim’in İslam’a sataşması ve saldırması karşısında el Hayat’taki köşesinde bir Müslüman gibi İslam’ı cansiperane bir biçimde savunuyor (El Hayat/26 Mart 2014). Ya da bir Hıristiyan diğerine karşı İslam’ı savunuyor. Bu iyi bir şey! Niye olmasın? İyi de, kendisinde Müslüman algısı meydana getirip bizi yanıltmasa!

*

İşin püf noktası başka. Elbette bir Hıristiyan olarak başka bir Hıristiyana karşı İslam’ın sahasını savunabilir. Şükran duyarız. Bu güzelliğini gösterir. Lakin ertesinde Müslüman Kardeşlerle Sisi arasında arabuluculuk yapmaya kalkışıyor. Ama hangi zeminde? Sabırlarınızı fazla zorlamadan sadede geleceğim. Bir yazısını Sisi’ye ayırmış ve onun ABD’de askeri akademilerde eğitim görürken hazırlamış olduğu teze gönderme yapıyor. Burada Sisi’nin İslam’ın yerine gönderme yaptığını ve Hamas’ın serbest ve adil seçimleri kazanmasına destek verdiğini yazıyor. Bütün bunlar iyi de yargı cümlesi berbat. Arap dünyasını El Hayat’taki köşesinden yönlendiren Cihad el Hazin ‘bu tezi mümin ve ılımlı, mutedil bir Müslümanın kaleme aldığını ve fikrinde aşırılık olmadığını’ yazıyor. Bir başka hüküm cümlesi de şu: Sisi hakkında bundan başkasını söyleyenin sözü bumerang gibi kendisine döner ve kendisini çarpar (http://alhayat.com/Opinion/Jihad-El-Khazen/1905212 )! İşe bakın! Bir Hıristiyan olarak Sisi’yi tezkiye veya vaftiz ettiği yetmiyormuş gibi bir de karşı çıkanlara çamur atıyor. Onların Müslümanlığını sorguluyor. Mürsi gibi aldandı desem gerçekler faş oldu ve aldanma dönemi bitti. Mürsi gibi Sisi konusunda o da mı yanıldı yoksa darbeden sonra yanılmayı mı tercih ediyor? O da mı acaba Bişare gibi çok kimlikli? ‘Sisi’nin düşünceleri’ makalesi üzerinden gerçekte Cihad el Hazin’in düşüncelerini okumuş ve öğrenmiş olduk. Bilvesile onun da ‘yerli havace (gavur)’ olduğunu keşfetmiş bulunuyoruz. Robert Fisk, Heykel, Patrick Seale ve benzerleri gibi. Adamlar Dabbetü’l arz gibi! Kimin iyi mümin olduğuna da onlar karar veriyor. İman ile para kimde bulunur bilinmez deseler de bırakın da Sisi’nin Müslümanlığını biz tartalım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Özcan Arşivi