Mahalli seçimlerin suyunun kuruması beklenilmeden, Cumhurbaşkanlığı seçiminin gündeme “güm” diye düşeceği biliniyordu.

Yine, Ak Parti’nin Cumhurbaşkanı adayının Sayın Cumhurbaşkanı ve Sayın Başbakan’dan birinin olacağı da kimse için bir “sır” değil.

Aynı zamanda, ister Sayın Başbakan, isterse Sayın Cumhurbaşkanı aday olsun, seçimi ilk turda kazanma ihtimallerinin % 90’dan fazla olduğu da kolayca tahmin edilebiliyor.

Bunlar tamam, bu hususlar üzerinde oluşan bir bulanıklık da görünmüyor.

Merakların tavan yaptığı nokta, muhalefetin adayının kim olacağıdır.

Ya da nasıl bir aday ile seçime girilirse, Ak Partili adaydan ilk turda geriye kalan % 10’luk ihtimal yakalanarak seçim ikinci tura taşınabilir.

Bu noktada kafalar berrak değil, fikirler dağınık ve tahminler de doğal olarak dalgalı bir seyir takip ediyor.

Hiç şüphesiz burada en temel etken, ilk tur için MHP kendi adayı ile seçime katılma konusunda diretirse, CHP’nin, seçimi ikinci tura taşıdığı taktirde, MHP’li seçmenin tamamının oyunu alabilecek bir aday çıkarıp çıkaramayacağıdır.

CHP’de şu an için, bu şartları sağlayacak “bütünleştirici” adaylar olarak bazıları medyada da yer alan son dört isim öne çıkıyor: Mustafa Sarıgül ve Mansur Yavaş ile birlikte Ak Partili kültür eski bakanı Ertuğrul Günay ve içişleri eski bakanı İdris Nami Şahin.

Ancak, Ertuğrul Günay ve İdris Nami Şahin Ak Parti’de bakanlık koltuğuna oturmuş olduklarından dolayı seçmene sıcak gelmeyebilir.

Ak Parti dışında kalan seçmeni blok olarak toparlayabilecek diğer iki aday ise, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mustafa Sarıgül ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mansur Yavaş’tır.

Sarıgül seçimi kaybetse de, CHP’nin oylarını 2009’a göre 4 puan artırarak % 40’a çıkarması ile haklı olarak CHP adına İstanbul’da bir zafer kazandığını ve bu işin burada bitmeyeceğini söyleyerek, Kılıçdaroğlu’nun izinde olduğunu ima etti. Hiç şüphesiz bu “ima” CHP için yeni bir dalgalanmaya hatta bir tsunamiye dönüşebilir. Kılıçdaroğlu, Baykal’ın başına gelenin kendi başına da gelmemesi için Sarıgül’ü -CHP’den uzak tutmak adına- kaybedileceği kesine yakın olan Cumhurbaşkanlığı seçimi ile yiyebilmek için “kurban” olarak öne sürebilir. Muhtemelen Sarıgül, MHP’li seçmenden yeterli desteği alamayacağından dolayı, üst üste iki seçim kaybetmiş bir siyasetçi olarak, bir süreliğine CHP Genel Başkanlığı koltuğuna oturma hesaplarını erteleyecektir.

Sarıgül’ün adaylığı Ak Parti için Cumhurbaşkanlığının ilk turda kazanılması anlamına da gelebilir.

Ana muhalefetin diğer güçlü adayı ise Mansur Yavaş’tır. Mansur yavaş milliyetçi camiada yetişmiş ve siyaset yapmış bir kişiliktir. Ankara’da Melih Başkan’a ecel terleri döktürdü. Cumhurbaşkanlığı adaylığında muhalefet için birleştirici adaylardan biri olacağı kesindir. Ancak, seçimlerin ikinci tura kalması durumunda, Yavaş’ın Kürt kökenli oyları alamaması en büyük handikapı olacaktır.

Her şeye rağmen seçim ikinci tura taşındığı taktirde, CHP’nin başını çekeceği blokun adayının, 2011 seçimleri dikkate alındığında, % 15.2 (MHP)+% 27.8 (CHP)+% 2.5 (ek destek ile) % 45’i aşması çok muhtemeldir.

Buraya kadar siyaset ve medyada üzerinde akıl yürütülen adaylar üzerinde durdum.

Şimdi sıkı durun önereceğim aday, yürekleri hoplatacak, sosyal demokratları zıplatacak türden.

Ve daha da önemlisi alacağı oylarla, % 50’ye olmasa da % 48’lere merdiven dayayacak bir aday.

Bu adayı için muhalefet bana ömür boyu minnettar kalacak.

Hazırsanız açıklıyorum: KEMAL DERVİŞ.

Nasıl buldunuz!

Ak Partili adayların uykuları kaçmıştır her halde!

28 Şubat’ta Türkiye ekonomisini kurtarmak için ithal edilen Kemal Bey, ülkeyi 25 milyar $ borçla IMF’e teslim ettikten sonra tekrar geldiği yere dönmüştü.

Bakalım bu defa da ithal edilmesi durumunda -olmaz ya- seçimi kazandığı takdirde, Çankaya’yı kime teslim edip gidecek?

Bekleyip göreceğiz...

Ağustos’un yakıcı sıcağında yapılacak seçim sonucunda 1071 rakımlı tepede kim ferahlayacak?

Daha da önemlisi, Sayın Gül ve Merhum Özal’ın temsil ettiği misyonu sürdürecek “Sivil, demokrat ve dindar” bir Cumhurbaşkanımız olacak mı?