Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Kanlı mı olacak, kansız mı?

Kanlı mı olacak, kansız mı?

Mı­sır dev­ri­mi­nin  ge­çen dör­dün­cü yı­lı­nı de­ğer­len­di­ri­yor­duk.  Mı­sır­lı yar­gıç­lar­dan Mu­ham­med Avad dev­ri­min ye­ni yıl­dö­nü­mün­de (  25 Ocak 2015) ye­ni bir aşa­ma­ya geç­tik­le­ri­ni ve­ya gir­dik­le­ri­ni ifa­de et­ti.  Bu si­lah­lı saf­ha an­la­mı­na ge­li­yor. Da­ha doğ­ru­su dev­ri­min tı­ka­nan ka­nal­la­rı­nın si­lah­lı ope­ras­yon­la açıl­ma­sı.   Kad­da­fi­’nin dev­ril­me­sin­den son­ra dev­ri­min ço­cuk­la­rı ara­sın­da­ki ide­olo­jik ay­rı­lık İs­lam­cı­lar­la an­ti İs­lam­cı­lar ara­sın­da saf­laş­ma­yı be­ra­be­rin­de ge­tir­miş, sü­reç­te an­ti İs­lam­cı­lar­la Kad­da­fi ka­lın­tı­la­rı bü­tün­leş­miş­ler­di.  İs­lam­cı­lar da dev­rim saf­ha­sın­dan ci­hat saf­ha­sı­na geç­tik­le­ri­ni ilan et­ti­ler. Mı­sır­lı mu­ha­ta­bım Mu­ham­med Avad Bey ufak bir fark­la, dev­rim­den ci­hat saf­ha­sı­na de­ğil de dev­ri­min için­de ıs­lah saf­ha­sın­dan si­lah­lı saf­ha­ya geç­tik­le­ri­ni ifa­de et­ti.  Mı­sı­r’­da dev­ri­min be­şin­ci yıl dö­nü­mün­de gös­te­ri­le­re eş­lik eden ça­tış­ma­lar­la bir­lik­te ni­te­lik­li bir de­ği­şi­me ta­nık­lık et­tik. Bu­nun ne­de­ni ise hal­kın ira­de­si­ne bir mec­ra bu­la­ma­ma­sı ve ifa­de hür­ri­ye­ti­ni kul­la­na­ma­ma­sı­dır. Mu­ham­med Ava­d’­a gö­re, dar­be sü­re­ci­ni ba­şa­rı­sız ol­ma­ya gö­tü­ren iki ne­den­den bi­ri hür­ri­yet­le­re ta­sal­lut edil­me­si,  ikin­ci­si de di­nin ala­nı­na mü­da­ha­le ve sa­taş­ma­dır. Bu­nu da biz­zat Si­si yap­mak­ta­dır.  Bu me­yan­da ha­tır­la­na­ca­ğı gi­bi, Si­si Ez­he­r’­de mev­lit kan­di­li mü­na­se­be­tiy­le yap­mış ol­du­ğu ko­nuş­ma­da İs­la­m’­ı dün­ya ile ba­rı­şık kıl­mak için di­nin kut­sal me­tin­le­ri­nin de­ğiş­ti­ril­me­si­ni is­te­miş­ti.  Bu açık­tan di­ne mü­da­ha­le çağ­rı­sı­dır.   Ar­dın­dan Kıp­til­le­rin ka­ted­ra­li­ne gi­de­rek piş­kin bir bi­çim­de şi­rin­lik gös­te­ri­sin­de bu­lun­muş­tu. Biz­de bir za­man­lar Beh­çet ke­mal Çağ­lar ve em­sa­li­nin yap­tı­ğı gi­bi Si­si yan­daş­la­rı da  ‘Ma şi’­te la ma şa­et el ak­da­r’ di­ye­bil­miş­tir.  ‘Ka­de­rin de­ğil, se­nin de­di­ğin sö­ke­r’ an­la­mın­da bir el­faz-ı kü­für te­laf­fuz et­miş­tir. Ah­met Şe­va­bi­ke bu söz üze­rin­den gi­de­rek Si­si­’nin di­ni dö­nüş­tür­me açı­sın­dan Mus­ta­fa Ke­ma­l’­in izin­de ve çiz­gi­sin­de git­ti­ği­ni yaz­mış­tır.

Su­ri­ye­’de de dev­ri­min ilk gün­le­rin­de halk Beş­şa­r’­a sec­de et­me­ye zor­lan­ma­dı mı?   Su­ri­ye­li Şeb­bi­ha ve­ya Mı­sır­lı bal­ta­cı­lar gö­nül­lü ola­rak fi­ra­vun­la­ra sec­de­ye ama­de bu­lu­nu­yor­lar.  Ka­ta­r’­dan Tür­ki­ye­’ye ge­len Vec­di Gu­neym bel­ki de Si­si­’nin son ko­nuş­ma­la­rın­dan yo­la çı­ka­rak onun ar­tık kü­für eh­li ol­du­ğu­nu ka­il ol­muş­tur. Bu­nun üze­ri­ne Mu­ham­med Avad Si­si­’nin o mer­ha­le­yi aş­tı­ğı­nı, ulu­hi­yet ma­ka­mı­na yük­sel­di­ği­ni söy­lü­yor. Bu­nun üze­ri­ne Mı­sır­lı hu­kuk­çu­lar­dan Ve­lit Şa­ra­bi, Vec­di Gu­ney­m’­in iti­dal ve den­ge­yi tem­sil et­ti­ği­ni söy­lü­yor.  Si­si, Beş­şar gi­bi­ler ken­di­le­ri­ni ulu­hi­yet ma­ka­mı­nı la­yık gör­mek­te­dir­ler.  Ta­raf­tar­la­rı da on­la­rı di­ni bir sem­bol ola­rak al­gı­la­mak­ta­dır. Bu ne­den­le de bu gi­bi ze­vat di­ne ve mu­kad­de­sa­ta kar­şı gel­dik­le­ri gi­bi hür­ri­ye­ti de ken­di­le­ri­ne ita­ate in­dir­ge­mek­te­dir­ler. Bu da Mı­sı­r’­da pat­la­ma­yı hız­lan­dı­ra­cak ge­liş­me­ler­den bi­ri­si­dir. Fi­ili­yat­ta hal­kın ira­de­si­nin önü­nü iki şe­kil­de de kes­tik­le­rin­den do­la­yı ge­ri­de tek se­çe­nek, si­lah­lı se­çe­nek bı­rak­mış­lar­dır. Söz­ge­li­mi,  Mu­ham­med Mür­si se­çim­le­ri beş de­fa üst üs­te ka­zan­ma­sı­na rağ­men san­dı­ğı ip­tal et­miş­ler ve ha­kem ol­mak­tan çı­kar­mış­lar­dır.  De­mok­ra­si ha­va­ri­si olan Ame­ri­ka­lı­lar ve Ba­tı­lı­lar da bu­nu gör­mez­lik­ten gel­miş­ler­dir.  Hat­ta AB Dış Po­li­ti­ka es­ki So­rum­lu­su Cat­he­ri­ne Ash­ton,  Mür­si ile dar­be son­ra­sı ka­çı­rıl­dı­ğı yer­de gö­rüş­tü­ğün­de ‘ar­kan­da 20 bin ki­şi bi­le yo­k’ de­me küs­tah­lı­ğı­nı gös­te­rin­ce Mür­si ona hak et­ti­ği ce­va­bı ver­miş­tir: Öy­ley­se ben­den ni­ye kor­ku­yor­lar?

San­dık­tan son­ra ikin­ci ola­rak so­kak­ta de­ği­şim im­ka­nı­nı da or­ta­dan kal­dır­dı­lar. Nah­da ve Ra­bi­a mey­dan­la­rı­nı ya­kıp yık­tı­lar. Ba­tı­’dan in­san hak­la­rı na­mı­na çıt çık­ma­dı. Ak­si­ne dar­be­den son­ra John Kerry as­ker­le­rin de­mok­ra­si­yi ra­yı­na sok­ma­ya gel­dik­le­ri­ni söy­le­miş­tir.  Bu du­rum­da ge­ri­ye si­lah­lı ey­lem­ler­den baş­ka bir se­çe­nek bı­ra­kıl­ma­mış­tır.  Bu çer­çe­ve­de Mu­ham­med Avad Bey dev­ri­min yıl­dö­nü­mün­de Mı­sı­r’­da ilk kur­şu­nun atıl­dı­ğı­nı söy­le­di.  Bu ay­nı za­man­da ba­rış­çı yön­te­min ta­bu­tu­na son çi­vi mi­dir?  Bu ıs­lah­çı ve­ya re­form­cu İs­la­mi an­la­yış­tan bir sap­ma mı­dır?  Ay­rı­ca ya­pı­lan­lar doğ­ru mu­dur?  Mı­sır Avu­kat­lar Bü­ro­su Öz­gür­lük­ler Ko­mis­yo­nu Üye­si Ah­met Hil­mi,  ken­di­si­nin bir re­form­cu ve­ya ıs­lah­çı ol­ma­dı­ğı­nı dev­rim­ci ol­du­ğu­nu ve bu za­vi­ye­den kan dö­kül­me­den be­yaz dev­rim­le­re inan­ma­dı­ğı­nı ve Mı­sır Müs­lü­man Kar­deş­ler ha­re­ke­ti­ni ve Mür­si­’yi bu­na na­fi­le bi­çim­de ik­na et­me­ye ça­ba­la­dı­ğı­nı yaz­mak­ta­dır. Evet! Zor bir denk­lem, zor bir sü­reç ve zor bir ka­rar. La­kin ya­rım dev­rim de ol­mu­yor. Arap Ba­ha­rı li­der­le­rin kel­le­le­ri­ni al­dı la­kin ku­rum­la­rı ele ge­çir­miş ka­lın­tı­lar( fu­lul), de­rin ya­pı sü­re­ci ter­si­ne çe­vir­miş­tir. İş­te bu nok­ta­da dev­ri­mi ta­mam­la­mak için si­lah dev­re­ye gi­ri­yor. Ka­tı­lır­sı­nız ya da ka­tıl­maz­sı­nız ama en azın­dan bir kı­sım dev­rim­ci­ler yön­tem­de ye­ni bir aşa­ma­ya ge­çil­me­nin şart ol­du­ğu­nu onay­lı­yor­lar.  Bu du­rum­da Mu­ham­med Bil­ta­ci gi­bi­le­ri­nin The Gu­ar­di­n’­a ga­ze­te­si gi­bi ga­ze­te­le­re yaz­dık­la­rı  ‘ba­rış­çı çiz­gi­ye bağ­lı ve say­gı­lı ka­la­ca­ğız ve ba­rış­çı çiz­gi­miz her si­lah­tan üs­tün­dü­r’ söy­le­mi­ne ve­da mı edi­yor­lar?   En son Ye­me­n’­de Hu­si ör­ne­ğin­de gö­rül­dü­ğü gi­bi so­nu­cu si­lah­lar be­lir­li­yor. Öy­ley­se si­lah­la­ra ve­da var­lı­ğı­nı sı­fır­la­mak an­la­mı­na ge­li­yor. Ye­men de Hu­si­le­rin Baş­kan­lık sa­ra­yı­nı da bas­ma­sın­dan son­ra Me’­rib ka­bi­le­le­ri yol ça­tı­na gel­di. Lib­ya mo­de­li­ni iz­le­ye­bi­lir­ler.  So­ru şu: Arap Ba­ha­rı­nın bun­dan son­ra­ki is­ti­ka­me­ti­ni, mer­hum Er­ba­ka­n’­ın şu so­ru­su be­lir­le­ye­cek­tir: Kan­lı mı ola­cak kan­sız mı? Mu­ham­med Avad Bey bu so­ru­yu, Türk mo­de­li­nin Arap dün­ya­sı­na uy­ma­dı­ğı şek­lin­de ce­vap­lan­dır­mış ve so­nu­cu şöy­le bağ­la­mış­tır: Dev­ri­me kan bu­laş­tı!  So­rum­lu­luk da baş­ka se­çe­nek bı­rak­ma­yan­la­rın! Ali Bel­hac da yıl­lar ön­ce bir ben­ze­ri­ni söy­le­miş­ti.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Özcan Arşivi