Kerime Yıldız

Kerime Yıldız

Süslümanları Konuşurken Müselmanları Da Konuşalım

Süslümanları Konuşurken Müselmanları Da Konuşalım

Ne Es­ra Ki­ğı­lı­’yı ta­nı­rım ne Ha­bi­be Öça­l’­ı. Ne mo­da­cı ne de sen­di­ka­cı ha­nım­lar­la işim olur. Arâ­zi­nin ma­yın­lı ol­du­ğu ko­nu­lar­da yan­lış an­la­şıl­ma ve­ya yan­lış an­la­şıl­ma­nın ter­cih edil­me­si kuv­vet­le muh­te­mel­dir. 

Müs­lü­man er­kek­le­rin ba­tı­lı ola­na il­gi­si, çok es­ki bir ko­nu. Tan­zî­mâ­t’­dan be­ri böy­le. Hat­tâ, da­ha es­ki. Te­set­tür mo­da­sı tar­tış­ma­sı, bu yüz­den dik­ka­ti­mi çek­ti. 

Ya­zı ha­yâ­tı­na gi­ri­şim, “Nu­ray Mer­t’­i Nâ­mert Ya­pan Öte­ki Ka­dın Has­ta­lı­ğı­” ya­zım­la ol­du. İlk tep­ki, ya­zı ya­yın­lan­ma­dan oku­yan eşim­den gel­di: “Hoş de­ğil.” De­mek ki bi­zim er­kek­le­rin hoş­la­rı­na git­me­ye­cek bir şey var di­ye, hiç 
de­ğiş­tir­me­den bir in­ter­net ga­ze­te­si­ne yol­la­dım.

So­nuç: Teb­rik eden­ler, küf­re­den­ler, ne­ler ne­le­r… En mü­hi­mi, bi­zim­ki­ler hoş­lan­ma­dı. Öte­ki ka­dın­la­rı kıs­kan­dı­ğı­mı söy­le­yen­ler bi­le ol­du.

Hâl­bû­ki or­ta­da, de­rin bir ya­ra var­dı. Âi­le ku­ru­mu­na za­râr ve­ren; mu­hâ­fa­za­kâr ka­dın­la­rı üzen, aşa­ğı­la­yan, de­ği­şi­me mec­bûr eden.

O za­man ol­du­ğu gi­bi şim­di de bir şey söy­le­me­ye ça­lış­tım. “E­leş­tir­mek, ko­lay. Ka­na­yan bir ya­ra var. Bu­nu ko­nu­şa­lım” de­mek is­te­dim. An­la­dım ki din­dar er­kek­ler, he­nüz bu­nu ko­nu­şa­cak far­kın­da­lı­ğa ulaş­ma­mış ve­ya ce­sâ­re­te.
Şa­şır­ma­dım. Vak­tiy­le, te­set­tür­lü ka­dın­lar­dan “rü­kü­ş” di­ye bah­se­den bir ya­za­rı eleş­ti­rin­ce, töv­be is­ti­fa­ra dâ­vet edil­miş­tim. Sü­rek­li din­dâr ha­nım­la­ra ayar ve­ren­le­rin, öte­ki ha­nım­la­rı rol mo­del ola­rak sun­ma­sın­da­ki iki­le­mi an­lat­mak ne had­di­mey­miş me­ğer.

Te­set­tür­lü ha­nım­lar eleş­ti­ril­me­sin de­mi­yo­rum; eleş­ti­rir­ken aşa­ğı­lan­ma­sı­nın on­la­rı bir ta­kım ara­yış­la­ra ite­ce­ği­ni söy­lü­yo­rum. Di­nin ku­ral­la­rı tar­tı­şıl­maz ama, din­dar er­kek­le­rin öte­ki ka­dı­na ba­kı­şı­nın, tak­di­ri­nin, im­ren­me­si­nin be­lir­le­yi­ci  ol­du­ğu­nu  an­lat­ma­ya ça­lı­şı­yo­rum. Ni­te­kim, ba­şör­tü ile ara­sı­na me­sâ­fe ko­yan çok ka­dın var. 

Yâ­ni şık ol­mak, süs­lü­man ol­mak bi­le kur­tar­mı­yor.

Bun­lar, me­se­le­nin psi­ko­lo­jik ve sos­yo­lo­jik bo­yu­tu. Bir de si­yâ­sî bo­yu­tu var. Bir ön­ce­ki ya­zım­da, esas par­mak bas­mak is­te­di­ğim ko­nu buy­du. 

Bir oku­yu­cu, Ha­bi­be Öça­l’­a şah­si bir ki­nim ol­du­ğu veh­mi­ne ka­pıl­mış. Yol­da gör­sem ta­nı­mam.

Ha­bi­be Ha­nım, şah­sen bir açık­la­ma yap­sa ney­se. Eği­tim Bir-Sen Ka­dın­lar Ko­mis­yo­nu Baş­ka­nı ola­rak açık­la­ma ya­pın­ca, mü­sâ­ade­niz­le iti­râz ede­rim. “Ka­mu­sal alan­da­ki te­set­tür mo­da­sı­na, gi­yim is­râ­fı­na, tü­ke­ti­mi­ne AK Par­ti­’nin kat­kı­la­rı­nı ko­nu­şa­lım.” de­rim. Es­ki­den, ka­dın­la­rın oku­ma­sı­na, ça­lış­ma­sı­na, ka­mu­sal ala­na gir­me­si­ne kar­şı olan; şim­di ise pod­yum­dan fır­la­mış po­li­ti­ka­cı eş­le­ri­ne ”gı­k” de­me­yen mil­lî gö­rüş er­kek­le­ri­ni ve eş du­ru­mun­dan gir­dik­le­ri ka­mu­sal ala­nı bu ka­dar be­nim­se­yen, kur­de­le kes­me­ye ba­yı­lan mil­lî gö­rüş ha­nım­la­rı­nı sor­gu­la­rım. Bu, be­nim hak­kım. 
Me­se­le­nin te­me­lin­de, ka­dı­nın bi­rey ol­ma san­cı­sı da var. Es­ra Ki­ğı­lı bir po­li­ti­ka­cı­nın ye­ya bir ce­ma­at li­de­ri­nin eşi/ kı­zı ola­rak or­ta­ya çık­sa do­ku­nul­maz­lık kal­ka­nı olu­şur­du. Ken­di gü­cü ve ka­abi­li­ye­ti ile ayak­ta du­ru­yor. 

Po­li­ti­ka­cı eş­le­ri­nin ve kız­la­rı­nın süs­lü­man­lı­ğı­nı ko­nuş­ma­ya ce­sâ­ret ede­me­yen­ler, “ş­rrakk­k” di­ye to­ka­dı pat­la­tı­yor. Ne­den bu mem­le­ket­te, bi­ri­le­ri­nin ha­fif­li­ği, di­ğe­ri­nin üs­tün­lü­ğü olu­yor? “Ke­ra­ta­ya ya­kı­şı­yor.” sa­vun­ma­sı ne za­man bi­te­cek?

Hem Ha­bi­be Ha­nı­m’­dan hem de süs­lü­man eleş­ti­ri­le­ri ya­pan­lar­dan, ay­nı ce­sâ­re­ti po­li­ti­ka­cı eş­le­ri­ne, ho­ca kız­la­rı­na gös­ter­me­si­ni de is­ti­yo­rum. 

Var mı­sı­nız on­la­rın da sü­sü­nü, pü­sü­nü, mak­ya­jı­nı, es­te­tik ame­li­yat­la­rı­nı ko­nuş­ma­ya. Val­la­hi ben, bir ke­re mil­lî gö­rüş ile­ri ge­len­le­rin­den bi­ri­si­nin kı­zı­nı sor­ma­ya kalk­tım. Ken­di­mi, sa­hâ­be ka­dın­la­ra dil uzat­mı­şım gi­bi his­set­tim. 
Me­se­le­yi, mil­lî gö­rüş ile sı­nır­la­dı­ğı­mı san­ma­yın. İk­ti­dâr­da ol­du­ğu için esas al­dım. Mil­li­yet­çi/ül­kü­cü 
ke­si­min er­kek­le­ri de ay­nı. 

Yâ­ni, he­pi­si Mü­sel­man. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum
Kerime Yıldız Arşivi