Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Totaliterden Diktatör Suçlaması

Totaliterden Diktatör Suçlaması

Seçimlerden sonra çok kullanılan bazı kavramlar aslında içeriğini kaybettiğinden ve ezbere dönüştüğünden slogana dönüşmüş durumda. İbrahim Tatlıses oyunun rengini açıklamak içir barışa oy verdiğini söyledi. Hayrını görsün!

Ben de nazire olarak savaşa oy verdiğimi söylemeliyim. Zira zıddı partilere oy vermiş olmalıyız. Yine kocasıyla veya eşiyle dostuyla bir bağ kuramamış ve Ahmet Hakan’dan gayrı öveni kalmamış, neredeyse kurbanlar dahil herkesle hasım; özellikle de bir hayvan sever olarak hayvan keserlerle kavgalı, Şevval Sam da barış albümü yapmış. İnşaallah tutar ve küresel göle maya çalmış olur.  O da mı acaba barış partisine oy verdi? Barış davasından sonra bir de elimizde nur topu gibi barış partisi oldu. Bununla birlikte ağızlarında barış çubuğu tüttürenler bugünlerde iç savaş tamtamları çalıyorlar. Günümüzde kelimelerin genleriyle ve kimyalarıyla oynandığından dolayı zıt kavramlar eşanlamlı veya eşdeğer kavramlar haline gelmiştir. HDP taraftarları ağızlarını açtıklarında kendilerinden geçercesine barıştan ve barışın hakimiyetinden söz ediyorlar. Barıştan totaliter bir hakimiyet anladıkları varsayılabilir. Sayelerinde barış kavramı savaş anlamına geldiğinden savaş tamtamları yerine barış tamtamları çalabilirler. Eskiden demagoji ve siyasi demagogların cerbezeci kavramları ağızlardan düşmezdi. Şimdi demagoji kitleselleşti. Apo’dan kimi siyasi Kürtçülere yadigar kaldı. Burada unutmadan söylemeliyim ki, Türkiye’de gerçekten de bir Kürt sorunu yok Kürtçülük sorunu var. Meselenin gerçek tanımı budur.  

Bir kavramı kullanıp zıddını kastetmek mugalatacıların, demagogların harcıdır. Bugün bunu en iyi yapanların başında Kürtçüler geliyor. Halk gibi, kavramları da sindiriyorlar ve boyun eğdiriyorlar. Barış kavramı ellerinde boğazlanmış güvercine benziyor. Demagojiyi en iyi becerenlerden birisi Apo ve siyasi çömezleridir. Bu konuda Salahaddin Demirtaş da zamanla ustalaştı ve eline su dökülemez hale geldi. Seçimlerle birlikte Erdoğan diktatörlüğünü yıktıklarını söylüyor. Ortada sandık varsa nasıl diktatörlük oluyor ve diktatör varsa nasıl ortaya sandık konuluyor ve sandık hakem haline geliyor! İşte demagoji budur. Taha Akyol ve konunun uzmanlarının söylediği gibi PKK ve türevleri sonuç itibarıyla totaliter yapılardır. Bu nedenle de bölgelerinde kimseye hayat hakkı tanımıyorlar. İşte totaliter yapının temsilcilerinden birisi haline gelen Salahaddin Demirtaş mikrofoncuları bol olsun CNN mikrofonlarına Erdoğan için diktatör tabirini kullanmış ve seçimlerle birlikte yıktıklarını söylemiş. Sağ olsun Demirel ve Ecevit gibi demagog veya mugalatacıların yerini almış oldu. Bilumum şamatacıların da ortağı. Eskilerin tabiriyle cerbeze yapıyor.

****

Boş ve cerbezeci kavramların tasallutundan kurtulmamız gerekiyor. Bu anlamda hala gözü kapalı veya kara düzen bir biçimde veya kendi kusurlarına aşık, perestiş eder bir vaziyette bazı AK partililer  ‘açılımın veya çözümün teminatı biziz diyorlar. İdrakleriyle bin yaşasınlar. AK Partililerin de ‘açılım’ gibi böyle devridaim eden cerbezeci kavramları var. Açılım aşağı açılım yukarı diyerek kavramlarının esiri haline geldiler. Açılımın tanımını da kimse bilmiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dediği gibi memlekette Kürt sorunu yoksa ya da kalmadıysa açılım da neyin nesi? Veya ne lüzumu kaldı? HDP gibilerine malzeme sağlamaktan maada neye karşılık geliyor? Her tayfanın böyle cerbezeci, mugalatacı kavramları var. Bunlardan birisi de içimizde oryantalist bir damarı temsil eden bir yapının ortak yaşam veya birlikte yaşam diye tutturmasıdır. Batı’dan devşirdikleri kavramları sakız niyetine çiğniyorlar. Bunlar tüketim veya göz boyamaya matuf kavramlardır.  

Yabancı basın da seçimlerden önce ve sonra Erdoğan’ı sultana benzetti. Sultan gitti sultan geldi falan. Hatta oryantalist zihniyetin sahiplerinden bazı erbabı kalem ‘Üçüncü Abdulhamit’i de devirdik’ diye tempo tutmuş. Biz de vakti gelecek kontra Salahaddin’i devireceğiz.  Şuur altlarından Erdoğan’ı mı övüyorlar yoksa başkalarına yaranmak için İkinci Abdulhamit düşmanlığı mı yapıyorlar, belli değil! Bilinmez ve akıl sır ermez. Lakin İsrail basınından Batı basınına ve kimi ulusalcı Arap basınına hatta bilumum bütün ulusalcılara göre Erdoğan sultan özentisi içinde. Elin ağzı torba değil ki büzesin. Halbuki, İdeoloji farkı olmasa 'büyük şef' diye onu da bağırlarına basarlardı.  

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Mustafa Özcan Arşivi