Prof. Dr. Namık Açıkgöz

Prof. Dr. Namık Açıkgöz

Sİyasİ Zevzeklİk Bİter Koalİsyon Gerçeğİ Başlar

Sİyasİ Zevzeklİk Bİter Koalİsyon Gerçeğİ Başlar

Mübarek Kadir gecesi günü, Türkiye, yoğun koalisyon konuşmalarının, tartışmalarının yaşanacağı bir haftaya başlıyor.

8 Haziran günü partilerin durumu şu idi:

Ak Parti: “Ülkeyi hükumetsiz bırakmayız.”

CHP: Şu şu şu şartlar (Sonra 14 madde oldu.) yerine getirilmezse, koalisyona girmeyiz. Kırmızı çizgimiz var.

MHP: Kırmızı çizgimiz var. Bu Kırmızı çizgiye uyan gelsin.

HDP:  Ak Parti ile koalisyon kurmayız. Kırmızı çizgimiz var.

Tam 1 ay bu konuşmalarla geçirildi ama yumurta kapıya dayanınca, kırmızı çizgicilerin kırmızıları, pembeye dönüşmeye başladı. “Ülke için yapamayacağımız fedakarlık yoktur.” çizgisinin bir sonrası, beyaz çizgidir.

Birinci turda muhalefetin gazı gider; ondan sonra iktidar cukkasından faydalanma kaygusu oturur yüreklerine. Çizgi gittikçe pembeleşir ve hatta açık pembeye dönüşmeye başlar. 

İlk turda kıpkırmızı olan çizgi, bayramdan sonra açık pembe ve hatta beyaza dönüşmüş olur.

İlk başta, kendi tabanlarını sağlam tutmak için sivri sivri ve kalın kalın laflar edenler, haftaya “Şuna değmiş, buna değmemiş.” fıkrasında olduğu gibi, kıyısından köşesinden  iktidar sofrasından cukkalanma stratejileri geliştirirler ve tabanlarına öyle ikna edici laflar söylerler ki, sanki şu 1 ay zarfından edilen lafların hepsi yutulmuş gibidir.

Böyle e 1 aydan fazla süren siyasi zevzeklik haftası bitmiş olur ve iktidar gerçekliğinin sarhoş ettiği siyasiler, mayışmaya başlarlar. İlk mayışan, 8 Haziran’dan beri en sert olan olacak, dikkat edin.

Cirmi ne ki ama HDP’ye bakar mısınız, “Ak Parti ile iktidara asla!…  Kapımıza bile gelmesinler.” havasındalar. Böylece kendilerini önemseterek güçlü gösterme kurnazlığı vardır bu taşra saflığında.

Muhalefet kırmızı ile beyaz arasında gidip gelirken, Ak Parti de, mor ile kara arasında gidip geliyor haa!... Bakmayın çaktırmamaya çalıştığına. Burnundan kıl aldırmaz bir şekilde ve kuyruğu dik tutarak hala en büyük olmanın verdiği avantajı kullanıyor ama onu da ortaklı iktidar korkutuyor. 13 yıldan beri dediği dedik olan iktidar, şimdi her diyeceğine bir ortak lafı ekleyecek de bunu nasıl yapacağını bilmiyor. Bu tereddütle telaşa ve heyecana kapılıyorlar. “kardeşlik, dava, sadakat…” gibi içi boşaltılmış göndermelerle, hiç olmazsa eski dava arkadaşlarını (milli görüşcüleri) diri tutmanın retorik heyecanını yaşıyorlar. Ama sadece retorik; teorik değil. Teori olmayınca pratik de olmuyor tabii.

13 yıllık kazanımlardan sarf-ı nazar edilmemesi için gene bütün gayret iktidar partisine düşüyor. 13 yıllık kazanımlara hep muhalif olmuş sağ Kemalistler (MHP) ve sol Kemalistler (CHP; HDP), ellerine geçirecekleri en küçük bir iktidar gücüyle, Türkiye’yi geçen yüzyıla döndürme gayretine düşeceklerdir. Baksanıza HDP’ye!...

CHP’nin 1924-25’lerde yaptığının aynısını 90 sene sonra, bu defa Kürtler üzerinden  tekrar yapmaya çalışıyor.

Bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi hürmetine, bizi bu muhalefete muhtaç etme Allah’ım!...

Kadir geceniz mübarek olsun.  

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof. Dr. Namık Açıkgöz Arşivi