Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Men Çî Goyem, Tamborem Çî Zened!

Men Çî Goyem, Tamborem Çî Zened!

Men Çî Goyem, Tamborem Çî Zened! Farsça bir deyim: Ben ne diyorum tanburum ne çalıyor anlamına gelmektedir. Bazıları hakikate rağmen indi görüşlerinde ısrar ediyor. Herhalde bu söz bu nadanlar için söylenmiştir. Son sıralarda Türk ve Kürt ulusalcıların aynı telden çaldıklarını görüyoruz. Özcan Tikrit’in Büyük Bölünme yazısında hatırlattığı gibi Aysel Tuğluk Radikal’deki bir yazısında  ‘artık partnerimiz AKP değil, seküler güçler’ ifadesini kullanmıştı. Bu sözler bilahare uygulama kapsamına girmiştir. Nitekim cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bunun ilk provası yapılmış ve Selahaddin Demirtaş bütün Türkiye’yi temsil ettiğini söylemiş ve ardından parlamento seçimlerinde beyaz Türklerin veya seküler güçlerin de kurtarıcısı rolüne soyunmuştur. Nitekim gayri memnunlar korosu ve zümresinin hepsinin ortak temsilcisi olmuştur. Gülen cemaati ile beyaz Türkler Demirtaş’ın yelkenini şişirmiş böylece Türkiye’yi tıkanma sürecine sokmuşlardır. Elbette türbülansa girmemizde herkesin farklı boyutlarda sorumluluğu vardır. Meseleyi bir iki gruba inhisar ettirmek adilane olmaz. Ama burada asıl üzerinde durmamız gereken husus düşmanımın düşmanı dostumdur şeklindeki Makyavelist anlayıştır. Bunun tabii sonuçlarından birisi Erdoğan gitsin de nasıl giderse gitsin yaklaşımıdır. Yani ben yoksam rahmet kesilsin, yağmur dursun. Bu kötülük ittifakıdır. Fazla delil aramaya gerek yok. Bekir Sıdkı isimli Suriyeli Kürt yazar el-Hayat gazetesinde yazmış olduğu Mustafa Kemal’e özlem başlıklı makalesinde bir biçimde Kemalist kadroların veya Ak Parti karşısında gerileyen laik Türk ulusalcıların yeni umudunun HDP ve onun eş başkanı Selahaddin Demirtaş haline geldiğini yazmıştır

(http://www.alhayat.com/Opinion/Writers/9352692/).

*   *   *

Bu gerçek güncel somut verilerle de beslenmekte, doğrulanmaktadır. AK Parti’yi indirmek isteyenler HDP kayığına binmişlerdir. Böylece sadece Ak Parti’yi topal ördek haline getirmemişler aynı zamanda Türkiye’nin önünü tıkamışlardır. Bu suretle Selahaddin Demirtaş ve yıkım ekibi beyaz Türklerin de yıkıcı temsilcisi haline gelmiştir. Nitekim, beyaz Türklerin en bariz temsilcilerinden birisi olan Ertuğrul Özkök, Selahaddin Demirtaş’a medihler düzmüş onu Kürtlere bırakmayacaklarını ve Kürtler kadar kendilerinin de temsilcisi olduğunu söylemiştir. Selahaddin Demirtaş Kürtlere bırakılmayacak kadar değerli bir nesne haline gelmiştir! Olmadı bari heykellerini de diksinler. Demek ki, en kestirme çözümün HDP yıkıcılığı olduğunu teslim etmektedirler. Buna mukabil Türk ulusalcıların fazla bir etkisi ve tesiri bulunmamaktadır. Bunun için umutlar Kürt ulusalcılara bağlanmıştır! Bununla birlikte doğrusunu söylememiz gerekirse HDP’nin yükselişinde Türk ulusalcılarının doğrudan desteğinin dışında AK Parti’nin de istemeden sorumluluğu vardır. Bir yerde AK Parti’nin günahlarındandır. Bununla birlikte Türk ulusalcılarının doğrudan bir sorumluluğu var ve bu sorumluluğu Ertuğrul Özkök iftiharla ve yüksünmeden teşhir ediyor. Demek ki Türk ve Kürt ulusalcılar zamanla ikiz haline geldiler. Boğulanlar gibi birbirlerine tutundular.
İçlerinden birisi acemi ise birlikte battıklarının resmidir.

*   *   *

İki yakanın ulusalcıları gibi IŞİD ile PYD halef selef ve ikiz kardeş olmasına rağmen kimileri beyaz terör siyah terör, laikçi terör İslamcı terör diyerekten ayrımlar yapıyor.  Ertuğrul Özkök’ten sonra Şirin Payzın da aynı koroya katılarak zımni olarak PKK’nın sahadaki temsilcisi PYD’nin savunucusu ve hamisi kesildi. Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Erdinç Yazıcı, Şirin Payzın ile Ne Oluyor? programında PYD’nin “kanlı bir terör örgütü” olduğunu söyledi. Bir süre sonra programın sunucu Şirin Payzın, Erdinç Yazıcı’nın konuşmasını bölüp, “Yanlış anlaşılmasın PYD’yi mi IŞİD’i mi kastediyorsunuz? Sürç-i lisan mı ettiniz?” diye sordu. Erdinç Yazıcı da, “PYD bir terör örgütü. Yapacak bir şey yok. PYD, PKK’dır. PKK, PYD’dir. Prensip düzeyinde teröre karşı çıkmak gerekiyor” diyerek Şirin Payzın’ı susturdu. Dervişin fikri neyse zikri de o’dur. İşte size başta söylediğim söz. Ben ne söylüyorum tanburum ne çalıyor! Yahut Erdinç Yazıcı ne söylüyor Payzın ne dinliyor! Tanburi Şirin hanımın nağmeleri işte böyle. Kızılelma ittifakından nerelere! Acaba bunlar vatana ihanet faslından kesitler mi?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Özcan Arşivi