Prof. Dr. Namık Açıkgöz

Prof. Dr. Namık Açıkgöz

Meydan Terörü ve Sol Gelenek

Meydan Terörü ve Sol Gelenek

Şehir/meydan terörünün ne olduğunu yaşayarak öğrenmiş bir kuşağız.  Sokaklarda her gün 10,15 ve son zamanlarda 20 gencin öldüğü zamanlarda, ateş çemberinden geçip gelen bir kuşağız. 

Barut kokusunu, bomba sesini, kurşun vınlamasını bilen bir kuşağız…

Daha sayabiliriz… Terör laboratuvarından geçip gelen biri için, yaşanan bu olaylar, çözülmesi zor bilmeceler değildir.

***

Marksistler, sosyalistler ve marjinal solcular bile unutmuştur. Türkiye’de ilk meydan katliamı, 5 Ocak 1977 günü Tandoğan’da gerçekleşti. TÖB-DER, o gün büyük bir mitingle büyük bir güç gösterisine kalkışmıştı. Solun ilk büyük çaplı toplantısıydı o miting. Miting devam ederken patlayan silahlar, 5 kişinin ölümüne yol açmıştı.

İkinci meydan katliamı, aynı yılın 1 Mayıs günü Taksim’de gerçekleşti. Taksim’de 34 kişi öldü.

1977’den sonra uzun süre meydan katliamı yaşanmadı… Taa ki 5 Haziran günü HDP’nin Diyarbakır mitingine kadar…

5 Haziran günü, meydanda 2 bomba patladı ve 4 kişi öldü. Bu patlama, diğer sol gelenek ile birleşen HDP’nin mitinginde gerçekleşen ilk patlamadır. HDP ve benzer partilerin mitinglerinde bu tür patlamalar olmamıştır.

Sonra 20 Temmuz Suruç katliamı… 34 kişi öldü…

Ve 10 Ekim Ankara katliamı…     97 kişi öldü…

Dikkat ettiniz mi; bu tür meydan katliamları hep marjinal sol geleneğin mitinglerinde vuku bulmuş. Ülkücülerin ve Millî Görüşçülerin mitinglerinde bu tür katliamlar yaşanmamıştır.

İşte işin düğüm noktası burası: Niye sol gelenek toplantılarında patlamalar oluyor da, diğerlerinde olmuyor?  Hemen “Marjinal sol saldırmıyor!..” demeyin. Onların ne saldırgan olduklarını, ne “gerilla taktikleri” ile uğraştıklarını, ne Che özentili militan olup ne bomba düzenekleri yaptıklarını çok iyi bilen bir kuşağız. Alberto Bayo’nun “Gerilla Nedir?” kitabını basmış ve hafızlayan onlardır.

Bu yüzden silahlı eylemler ve oluşumlar konusunda marjinal sol, özdeşleşmiş bir tavır sergiler ve bu yüzden sol geleneğin toplantılarında, egemenlik kurmak için, silah vazgeçilmezlerdendir.

HDP ve sırtlarını dayadıkları PKK da sol gelenekten doğmuş ve beslenmiştir ama sol geleneğin kanlı meydan mitingi geleneği HDP ve benzerleri partilerde yoktu. HDP çatısında birleşen sol gelenek, eski hastalığını HDP’ye de taşıdı ve şimdi orada DHKP-C’ye karşılık MLKP’nin güçlendirilmesi kavgası yaşanıyor. Suruç’ta ölenlerin neredeyse tamamı MLKP’li idi; Ankara’da ölenlerin bir kısmı da MLKP’liler. HDP çatısı altında da eski fraksiyon kavgası devam ediyor yani ama bu defa bunları çarpıştıran, başka bir örgütü, IŞİD’i kullanarak mazlum ve mağdur bir MLKP yaratmaya; HDP içindeki fraksiyonlar dengesinde kontrol edebileceği yeni bir fraksiyon yaratmaya çalışılıyor. 

DHKP-C, PKK’dan bağımsız ve Alevi tabana dayanan bir terör örgütü… Şimdi, güya PKK ve HDP kontrolünde bir Alevi örgüt güçlendirilmek isteniyor üst akıl tarafından.

Önceleri fraksiyonları çatıştıran üst akıl, şimdi IŞİD saldırılarıyla mağdur ve mazlumluk psikolojisi ile MLKP’yi güçlendirmeye çalışıyor.

Tabii, bu katliamların bir de “terörle dinamik tutarak” Türkiye’yi ve Ortadoğu’yu yeniden dizayn etme boyutu var. Onu da cumartesi günü yazarız inşallah. 

***

Dün Hicrî 1437 yılına girdik. Bütün Müslümanların Hicrî yeni yılı mübarek olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Prof. Dr. Namık Açıkgöz Arşivi