Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Bayramda bile kinlerini kusuyorlar ya

Bayramda bile kinlerini kusuyorlar ya

Bunlardan ne memlekete hayır gelir ne millete. Zaten bugüne kadar herhangi bir hayır gelseydi, aziz milletimiz elbet belli yerlere getirir ve ülke yönetiminde söz sahibi yapardı.
1950’den bu yana ne millet ne de Allah, malum zihniyete iktidar yüzü göstermediği gibi, gün yüzü de göstermedi. İnşaalah bundan sonra da göstermeyecek. Maalesef en büyük sermayeleri; öfkeleri, kinleri, garezleri, iftiraları, yalanları ve dolanları.
Halk ne çektiyse bu sermayelerinden çekti, hâlâ da çekmekte. Siyasi tarihi dikkatlice izleyenler görür ve bilir ki, milletimizin büyük desteğiyle rahmetli Menderes bu zihniyetin sonunu getirdi ve bir daha da kendilerine gelemediler. Allah Menderes’ten razı olsun.
Halkın sersemlettiği bir çizgide devlete ve millete düşmanlıklarını sürdürmeye devam ediyorlar. En son örneğini de TBMM’nin bayrama denk gelen açılışında gösterdiler. Ne bitmez kin ve öfkeleri varmış, içlerinde hiç şöyle insaflı kişi ya da kişiler yok mu acaba?
Meclis’in açılışına katılan Cumhurbaşkanı’na karşı sergiledikleri tavır; kimliklerini, kişiliklerini, karakterlerini öyle güzel ortaya koydu ki, bunları kim nasıl tarif ederse etsin, böylesine güzel tarif edemezdi. Kendilerini çok güzel ifade ettiler. Millete de anlamak düştü.
Bütün ülke ve dünya halkı biliyor ki, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, halkımızın büyük teveccühü ile Cumhurbaşkanı olmuştur. Bütün engellere rağmen, gece yarısı bildirilere rağmen, 367 dayatmasına rağmen, Ergenekon başta olmak üzere her türlü tehditlere rağmen, halkın desteğini arkasına alan Gül, yüce milletimizin Cumhurbaşkanı oldu.
Normal bir vatandaşa düşen nedir? Elbet Sayın Cumhurbaşkanı’na saygı göstermektir. Gül’ün Cumhurbaşkanı olmasını isteyen ve işbaşına getiren irade, bu milletin iradesidir. Gül’ün o makama çıkartılması dünyanın başka başka ülkelerinin halklarının değil, bu toprakların sahiplerinin isteğidir ve Gül büyük çoğunluğun coşkusuyla seçilmiştir.
İnsan olan insan, hiç olmazsa bu iradeye saygı duyar. Sevgi duymalarını istemiyor ve beklemiyoruz. Bu insanlar; sevgiden, hoşgörüden, iyilikten, insanlıktan nasibini almayan nasipsizlerdir, ama saygı duymasını bilmeyecek kadar da şaşıracaklarını tahmin edemezdim.
Bu öfke ve kin, ne onlara ne de milletimize bir yarar sağlamaz. Elbet bu söylediklerimi yine onların anlamasını beklemiyoruz. Çünkü gözlerini, beyinlerini, düşüncelerini devlete ve millete karşı öyle bir kapatmışlar ki, kıyamette bile açılmayacak ve yine inkar edeceklerdir.
Şimdi bu zihniyet mi ülke yönetimine talip olacak? Bu zihniyet mi belediye başkanlıklarını alarak başkan oldukları şehirleri, kasabaları ve beldeleri yönetecek? Kendilerini yarın seçimde nasıl anlatacaklar? “Biz Cumhurbaşkanı Meclis’e gelince ayağa kalkmadık ve onu protesto ettik, bize oy verin, daha neler neler yapacağız” mı diyecekler?
Onlar hariç, TBMM’de temsil edilen ve edilmeyen bütün partiler, Cumhurbaşkanı’na karşı saygılı ve sevgililer. Cumhurbaşkanı’nı siyaset dışı tutuyorlar. İşte önümüzde yerel seçimler var, hangi yüzle milletin huzuruna çıkacaklar? Abdullah Gül’ü destekleyen halktan nasıl oy isteyecekler?
Cumhurbaşkanı’nı protesto eden garip ve anlaşılmaz zihniyet sahipleri bir tek bunlar. Kendilerini o kadar dev aynasında görüyorlar ki, milletin yarın ne söyleyeceği umurlarında bile değil. Gerçi onlar da milletin umurunda değil, belki de bu yüzden çıldırıyorlar.
Allah böylelerine kıyamete kadar gün yüzü göstermeyecek, bundan adım gibi eminim. Sadece ben emin değilim, devletini ve milletini seven, sahiplenen, vatanına, bayrağına, dinine sahip çıkan bütün bir millet emin. Duamız bu yöndedir, gün yüzü görmesinler inşaallah.
Devlete ve millete karşı olan kinleri, öfkeleri, akıllarını başlarından almış. Millete ve devlete zarar vermeden yandıkları yerde sönsünler. Bazen; “Acımak lazım gelmez mi” diye düşündüğüm olur, ama kendimi millet iradesine karşı gelmiş gibi hissederim.
Rahmetli dedemin bir lafı vardı, derdi ki; “Oğul, bir mezarlıktan geçiyorsan oradaki yatanların ruhuna Fatiha okumalısın, fakat aynı mezarlıkta onlardan biri varsa, hiç durma ve o tarafa bakmadan hemen uzaklaş, çünkü onların Fatiha’ya ihtiyacı yoktur.” Meğer mübarek dedem ne kadar haklıymış. Allah ondan razı olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi