Orhan Karataş

Orhan Karataş

Tam saha pres

Tam saha pres

Terör, Türkiye'nin değişmezi olmamalıdır. Bu girdaptan çıkmak, bu döngüyü kırmak, bu algıyı mutlaka değiştirmek zorundayız. Bunu nasıl yapacağımızı, bu belayı nasıl savacağımızı hep birlikte düşünüp, hep birlikte uygulayıp, hep birlikte sonuçlandırmak zorundayız. Elbette asıl görev hükümetindir. Yetkiyi ve imkanları kullanma, kadroları, istihbaratı, güvenlik birimlerini yönetme, yönlendirme hükümetin sorumluluğundadır.Ancak, söz konusu olan ülkenin varlığı ve birliğidir. Topyekün bir mücadele vermek, en küçük bir yılgınlığa, korkuya kapılmadan bu kalleşlerin karşısına dikilmek ve hiçbir şekilde başarılı olamayacaklarını kesin olarak göstermek görevi, bütün Türk milletine düşmektedir.

YENİ ŞARTLAR YENİ POZİSYON

          Her olay sonrası başta hükümet olmak üzere, sorumluluk taşıyan herkesten açıklamalar geliyor. Bu açıklamaların önemsiz olduğunu söylemiyoruz, ama yeterli değildir. Artık, farklı ve daha ileri bir şeyler yapmanın zamanı çoktan gelmiştir. Belli ki, bir yerlerde yanlış veya yetersizlik var. O halde şapkayı önümüze koyup yeniden düşünmek, eksiği bulmak ve gidermek, ortaya çıkan yeni şartlara göre yeni pozisyonlar almak gerekmektedir. Türkiye'nin terörle mücadele birikimini hükümet edenlerin saplantıları yüzünden yeteri kadar kullandığı kanaatinde değilim. Buna bir de FETÖ belasının yıkımı eklendi. Bu yıkım çok yönlü oldu. Hayati öneme sahip yerleri, ehliyetsiz kadrolarla doldurup ele geçirme güdüsüyle hareket ettiler. Bu kadroları işgal edenler hem yetersiz kaldı, hem de yetki ve imkanları kasıtlı biçimde tamamen kendi hesapları doğrultusunda yanlış kullanarak, ihanet ettiler. Bu ihanetin ayrıntıları istihbarat raporlarına da yansıdı. 15 Temmuz sonrasında ise, başlayan temizlikle birlikte güvenlik kadroları önemli ölçüde boşaldı. Yerlerine gelenlerin yetişmesi, alanlarına hakim olması, tecrübe kazanması zaman gerektirdiği için ciddi bir zafiyet oluştu. Bu durumda FETÖ'nün gazabına uğramış, haksız şekilde görevden uzaklaştırılmış, emekli edilmiş veya pasif görevlere atanmış, dürüst, ehil, devletine ve milletine sadakatle bağlı, son derece deneyimli ve birikimli kadrolara müracaat edilmesi faydalı olabilir.

İSTİHBARAT

          Neresinden bakılırsa bakılsın bir istihbarat sorunu olduğunu da kabul etmek gerekiyor. Her olaydan sonra bu tartışma yeniden başlıyor. Nitekim, istihbarat birimlerinin de ciddi biçimde kıyıma uğradığı, bazı özel hesaplarla içinin boşaltıldığı, yeniden yapılanma görüntüsüyle işlevsiz hale getirildiği ayrı bir gerçektir. Bütün güvenlik uzmanları, istihbaratın yeni baştan ele alınarak Türkiye ve dünya şartlarına uygun, ihtiyaca göre şekillenen, daha dinamik, hızlı ve etkili bir yapılanmaya gitmesi gerektiği üzerinde hemfikirdir. Bu elbette zaman alacak bir konudur, ancak gecikmeden bir yerinden başlamak ve kalıcı, sağlam ve etkili bir sistem kurmak için daha fazla geç kalınmamalıdır.

SİYASİ MUTABAKAT

          Terörle mücadele yapan birimlerin ihtiyaç duyduğu düzenlemelerin de ivedilikle yapılması gerekiyor. Bu konuyu daha önce değerlendirmiştik. Şimdi ayrıntısına girmeyeceğiz.Ancak, ortaya çıkan ihtiyaca uygun düzenlemeler yapılması konusunda, mecliste tam bir mutabakat vardır. Terör uzantısı parti hariç, bütün liderler her türlü katkıyı yapmaya hazır olduklarını bir defa daha açıklamışlardır. Bunun uygulamada da gösterilmesi, güvenlik güçlerimizin moral-motivasyonu açısından da çok yerinde olacaktır. Daha da ileri giderek, terör karşısında tam ve kesintisiz bir bütünlük olduğunu, ülkenin varlığı söz konusu olduğunda siyasi hesapların, farklı görüşlerin bir kenara bırakıldığını göstermek, kamuoyunu da olumlu şekilde etkileyecektir.

                            SOSYAL MEDYA BATAKLIĞI

           İvedilikle ele alınması gereken bir başka nokta da sosyal medya bataklığıdır. Zira, bu bataklığın çok önemli bir etki ve tepki oluşturduğu anlaşılıyor. Yapılan rezil ve alçak paylaşımlar, moral-motivasyonu düşürürken, toplumda gerginliği arttırıyor. Bu bakımdan Sayın Başbakanın yaptığı, "Vatandaşlarımızın sosyal medyada sorumlu davranmaları, örgütlerin amacına katkı sağlayacak paylaşımlardan kaçınmaları önem arz etmektedir. Bilinmelidir ki terörü öven söylemler suçtur ve cezai sonuçları olacaktır." uyarısı son derece yerindedir. Bir sansür talebinde asla bulunmuyoruz. Ancak, başıboşluğa ve terörün övülüp desteklenmesine de seyirci kalamayız.

MHP LİDERİ YOL GÖSTERDİ

          MHP Genel Başkanı sayın Devlet Bahçeli, her terör olayından sonra, sağduyulu, yol gösteren ve çözüm üreten açıklamalar yapıyor. İstanbul'daki kahpe saldırıdan sonra yaptığı açıklama da son derece dikkat çekicidir. Artık teröre karşı kınama ve lanetleme yarışından daha fazlası yapılması gerektiğini belirtmiş, Türkiye'nin varlığı için ortak akıl ve milli birlik şuurun öne çıkarılmışını istemiştir. Aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar alınamayacağı gerçeğini hatırlatmış ve klasik tedbir ve güvenlik politikalarının yanında teröre tam saha pres ve baskı kurulmasını teklif etmiş ve şu değerlendirmede bulunmuştur:

                TÜM VATAN SATHI KORUMAYA ALINMALI

        "Artık eski ezberlerde ve denenmiş yollarda ısrar anlamsızdır. Kast edilmek istenen istikbalimizdir. İmhası amaçlanan milli birlik ve bağımsızlığımızdır. Türk milletinin tamamı kanlı namlunun ucundadır. Düşmana karşı ayağa kalkmak, tüm vatan sathını korumaya almak yalnızca iktidarın değil, hepimizin manevi sorumluluğu altındadır. Gerçekte teröristler ve terör örgütleri kukladır, arkalarında duran canavar güçler Türkiye üzerinde, Ortadoğu'da vahşi hesap yapmaktadır. Ne yaparlarsa yapsınlar milletimizi bölemeyecek, ülkemizi paylaşamayacaklardır. Kaderimize ve milli namusa sahip çıkacağız. Herkes müsterih olsun, provokasyonlara dikkat etsin ve merak etmesin ki; zalimleri mazlumların dua ve dirençleri yok edecektir. MHP, Türkiye'nin adeta bir savaş cephesinde olduğunu görmektedir. Ve de sonuna kadar devlet ve milletiyle bir, beraber olacaktır. Yıkılmayacağız, yenilmeyeceğiz; pekişen kardeşliğimizle, güçlenen azmimizle, kuvvetlenen irademizle hainlerin başına gök kubbeyi yıkacağız."

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Orhan Karataş Arşivi