Orhan Karataş

Orhan Karataş

FETÖ komisyonu

FETÖ komisyonu

Terörün bütün devleti ve milleti esir alma girişimi olan 15 Temmuz girişimi bu ülkenin tarihinde birkaç açıdan dönüm noktasıdır. Devletin devlet imkanlarıyla çökertilmesi gibi, dünyada eşi-benzeri görülmemiş bir ihanet yaşanmıştır. Ve bu durum ne yazık ki, bütün terör örgütleri için emsal oluşturmuştur. Koordineli biçimde hepsi birden, çok daha azmış biçimde saldırmaya başlamışlardır. Bu durum aynı zamanda FETÖ'nün bütün unsurlarıyla ortaya çıkarılması, yok edilmesi gerektiğini de ortaya koyuyor. Zira, bu örgütün yok edilmesi, diğerleri için de çok caydırıcı olacaktır.

                             

ENDİŞELERİMİZ VAR

          Güvenlik güçlerinin bu kalleşleri bulmak ve cezalandırmak için yoğun bir çaba içinde olduklarından eminiz. Ancak bu yetmez. Samimi ve kararlı biçimde topyekün bir mücadele vermek gerekiyor ve bu durum bütün terör örgütleri için geçerlidir. İşte tam bu noktada ciddi endişelerimiz var. Zira, bu kadar imkana, milletin bu kadar açık ve kesin desteğine rağmen terör hala devam ediyorsa, FETÖ hala meydan okuyabiliyorsa, bir yerlerde yanlış veya yetersizlik var demektir. İzmir'deki kahpe saldırıda, bir polis memurunun kahramanlığı, çok büyük bir felaketin yaşanmasının önlenmesine yetmiştir. Bu durum samimiyetin ve görev aşkının tam olması durumunda neler yapılabileceğinin de numunesidir. Bizim güvenlik güçlerimizin samimiyetinden ve görev aşkından asla zerre kadar tereddütümüz yok. Ancak, yönetim, koordinasyon ve istihbarat konularının yeniden gözden geçirilmesi gerektiği de ortadadır.

                                     

SİYASİ AYAK

          FETÖ ihanetinin araştırılması için bütün siyasi partilerin ortak önergesi ile bir araştırma komisyonu kuruldu. Bu komisyon 3 aylık çalışma süresini tamamladı ve rapor yazma aşamasına geçti. Ancak, terörle mücadelede çok önemli bir aşama teşkil edecek bu komisyonun, çalışmalarını tatmin edici biçimde yaptığını söyleyebilmek zordur. Acele edilmiş ve siyasi endişeler her şeyin önüne geçmiştir. Oysa, işin püf noktası tam da burasıdır.Aklı başında olan herkes çok iyi biliyor ki, FETÖ'nün bu kadar ileri gidebilmesinin, devlete bu kadar sızıp yerleşebilmesinin sebebi siyasi destektir. Bu desteği kullanarak devlete yerleşmiş, büyük mali imkanlara kavuşmuş, azmış ve harekete geçmişlerdir. Dolayısı ile bu ihanet örgütünün siyasi ayağının bütün ayrıntılarıyla ortaya çıkarılmadan, bir sonuç alınması mümkün olamayacağı gibi, buradaki samimiyetsizlik veya başarısızlık, diğer terör örgütleri için de yine emsal olacaktır.

                           

TESPİTİ DOĞRU YAPMALIYIZ

           Türkiye bugün çok ağır ve olumsuz şartların hüküm sürdüğü kritik bir dönemden, bir ateş çemberinden geçmektedir. İç ve dış güvenliğimiz çok ciddi tehlike ve tehditlere maruzdur. Milli güvenlik sorunları ağırlaşmaktadır. Türkiye'yi içine alan husumet çemberi giderek daralmaktadır. Türkiye çok ciddi beka sorunlarıyla karşı karşıyadır. Adeta sırat köprüsünden geçmektedir. Karşımızdaki tablo maalesef budur. Eğer doğruyu bulacak ve bu ölüm girdabından kurtulacaksak, tespiti doğru yapmak zorundayız.

                             

MUTLAKA ORTAYA ÇIKARILMALI

          Gülen çetesi devlet ve toplum hayatımızı 8 ayaklı bir ahtapot gibi sarmalamıştır. Bu ayaklar şunlardır: Türk Silahlı Kuvvetleri, Yargı, Emniyet, Kamu kurum ve kuruluşları, Basın ve yayın organları, sosyal medya, Üniversiteler ve eğitim kurumları, İş dünyası, Siyaset kurumu, siyasi partiler. Türkiye bütün kurum ve kuruluşlarıyla felç olmuştur. Yaraya neşter vurularak çok ciddi ve kapsamlı bir tasfiye kaçınılmazdır. 15 Temmuz darbesinin siyasi kadroları ve FETÖ'nün siyasi bağlantıları, siyaset kurumu içindeki unsurları ve uzantıları olmak üzere birbiriyle bağlantılı iki hayati konu esrarını korumaktadır. Bu iki konuda hiçbir gelişme kaydedilmemesi, bunların hala aydınlığa kavuşturulmamış olması çok vahimdir, çok manidardır ve izaha muhtaç koskoca bir garabettir. Bunlar açığa çıkarılmadan, ne FETÖ anlaşılabilecek ne de 15 Temmuz darbe girişimi tüm yönleriyle aydınlanabilecektir. Siyasi ayaklar ortaya çıkarılmadan, FETÖ ile mücadele topal kalacak, bu habis terör örgütünün kökünün kazınması mümkün olamayacaktır.

                         

YURTTA SULH KONSEYİ NEREDE?

        15 Temmuz darbesini Türkiye'de yönetecek ve icra edecek askeri lideri ve üst düzey yönetici kadroları belli değildir. "Yurtta Sulh Konseyi" denilen anonim bir oluşum adına TRT'de bir bildiri okunmuştur. Bunun kimlerden oluştuğu da bilinmemektedir. 15 Temmuz sonrası askeri yönetimde TRT ve bankalar gibi, devletin belli kuruluşlarında görev yapacak subayların listesinin ele geçirildiği basına yansımıştır. Ancak, darbe sonrası hükümette yer alacak siyasi kadrolar üzerindeki kalın sis perdesi henüz dağılmamıştır. TRT genel müdürü bellidir ama kabinedeki sivil bakanlar hala muammadır! Böyle bir askeri darbe planlaması olamayacağı gün gibi aşikardır.

TeröristbaşıFethullah Gülen'in ve darbeyi planlayanların, siyasi kadroları belirlemeyi atlamış olduklarını; ya da "Biz darbeyi önce bir yapalım, siyasi kadroları sonra belirleriz" demiş olduklarını düşünmek bile akla ziyandır. AKP hükümetinin; elde ettiği istihbarat bilgileri, soruşturmalardaki şüpheli ifadeleri ya da aramalarda ele geçirilen belgelerden bu siyasi kadrolar hakkında somut ipuçlarına ulaşmış olabileceği düşünülmektedir. Bunlar gerçekten hala bilinmiyorsa, o zaman ortada çok ciddi ve çok vahim bir durum var demektir.

Komisyonun bu sorulara cevap bulamadığı, gibi bulmak için ciddi ve kararlı bir tavır da ortaya koyamadığı anlaşılmaktadır. Umarız ve dileriz, darbe soruşturmaları ve müteakip yargılamalarda bu soruların cevabını bulabiliriz. Aksi halde, FETÖ'nün devletten tam manasıyla temizlenmesini beklemek hayal olacaktır. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Orhan Karataş Arşivi