Serdar Arseven

Serdar Arseven

O’nu “Aslan haberci”mize havale ettik!..

O’nu “Aslan haberci”mize havale ettik!..

Bir vesileyle haberdar oldunuz mu;
“Dönme”nin dünkü sütununda bir “yalanlama” vardı!..
“Yalanlama”
“VAKİT”e aitti!..
VAKİT’in “kurumsal makalesi”…
Hem de “dönme”nin Hürriyet’teki sütununa “tam metin” olarak girdi!..
Bakırköy 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin kararıyla “dönme”nin sütununa giren bir “Yalanlama” metni…

VAKİT’in kaleminden çıkıp, “dönme”nin sütununa giren “VAKİT Dürüst gazetedir” başlıklı o uzun metin, tam mânâsıyla bir “ahlâk dersi” niteliğinde!..
“Patron menfaatleri” için kalem sallayanların “çirkin” yüzleri de sergileniyor o muhteşem “yalanlama” metninde!..

Dün sabah;
Bu uzun “yalanlama”yı sütununa almak mecburiyetinde kalan “dönme”yi;
“Yine” Aslan Değirmenci aramış!..
Nazik muhabirdir;
“Geçmiş olsun” dileklerini iletmiş!..
Bunu yaparken; “kahkahalarla gülmesi” gayri ihtiyari bir tepki…
“Dönme”nin…
“Ama, ama, ama..” deyip tutulması ise…
Karşı karşıya kaldığı “acı durumun” şaşkınlığından!..

“Dönme” YALANLAMAYI yemiş ve o YALANLAMA da sütununa girmiş ya…
Bir bağırıyor ki… Sorma!..
“O mahkeme kararlarını filan takmaz”mış!..
Ne diyon (l.n) sen “Sibop!..”
Mahkeme kararlarını takmamak da ne demek?..
Patronun sana böyle mi öğretti!..
Patronun sana;
“Bak oğlanım, beni dinle; mahkemeymiş, hâkimmiş dikkate almayacaksın. Ben hep senin arkandayım. Ben böyle arkandayken, korkma hakimden mahkemeden!.. En kral hâkimi göster, iki dakikada Şemdinli’ye sürdürürüm, bana güven” mi dedi…
Sanmam!..
Dememiştir herhalde!..

Komik!..
Aslan Değirmenci’nin, bu “dönme”yi sık sık aradığından bahsetmiştik…
İlk arayışında…
Kendisini tanıtınca…
“Dönme”nin;
“A, merhaba Değirmenci” dediğini…
Ancak, “soruyu” alınca…
“Pardon duyamıyorum, burası çok kalabalık” ayaklarına yattığını yazmıştık!..
Dünkü sütununda, “o soruyu” bal gibi anlamış olmasına rağmen, “yalan söylediğini” itiraf ediyor bu “dönme!..”
Aslan Değirmenci kendisine şöyle bir soru yöneltmiş:
“Bak, VAKİT bir yazarının kendisi aleyhindeki yazısına olduğu gibi yer verebiliyor. Sen, kendi gazeten, patronun hakkındaki yolsuzluk iddialarıyla ilgili bir yazı kaleme alabilir misin? Alsan koyarlar mı?.. Ya da almayı düşündün de koymadılar mı?”
Bu soruyu bir güzel alan “dönme”…
“Verebilecek cevabı olmadığı için”,
“Pardon duyamadım!..” yalanına sığınmış…
Bunu dünkü yazısında itiraf ediyor…
Ne diyebilecekti ki?..
“Patronum hakkındaki bütün yolsuzluk iddiaları yalandır, bunun için yazmaya gerek görmüyorum!..”
Ya da…
“Hepsi doğrudur, ama yazamıyorum!..”
Veya;
“Bir kısmı yalan bir kısmı doğrudur!.. Onun için kararsız kalıyorum!..”
Hadi olmadı;
“Bu mevzulara girerim de, benim gazetem Vakit gibi “özgürlükçü” değil ki… Patronumun aleyhine yazarsam, koymazlar!..”
Bunlardan herhangi birini mi “söyleyecekti”!..
Aslan’ın sorularından “duymazlıktan” gelerek kurtulmaya çalışan bu “dönme”, muhabirimiz karşısında böylesine zor durumlara düşmüş olmanın acısıyla bir şeyler yazmaya çalışmış…
Kendisini arayan Vakit muhabirinin, “Patronun hakkındaki yolsuzluk iddialarından bahsedebilir misin?” sorusuyla karşı karşıya kaldığını dünkü yazısında belirtiyor…
“VAKİT’e hiçbir şeyini emanet etmeyeceği gibi cevaplarını da emanet etmez” miş!..
İyi o zaman, Hürriyet’ten cevap ver!..
Yok onu da yapmamış, o tarafını da “züppe” kurnazlığı ile es geçmiş!..
Ha bu arada, gülersin;
“Çalıştığı gazetede ahlâksızlık malzemeleri arıyormuş da bulamıyormuş” havalarında…
Anlaşılan;
“Yolsuzluk” ve “ahlâk” kavramları arasında bir bağlantı kurmuyor!..
Peki..
Kendi Genel Yayın Yönetmeni’nin;
“Bütün evli Türk kadınlarına, (tıpkı Fransa’nın bir numaralı fahişesinin yaptığı gibi) eşlerini aldatmalarını tavsiye ettiğini” görmedi mi?..
Binlercesi içinden bir malzeme daha:
“13 yaşındaki kızınız, okul arkadaşlarıyla istediği kadar birleşsin, yeter ki, doğum kontrol hapı almayı ihmal etmesin!..” tavsiyesinde bulunan hangi gazetenin yazarıydı?..
13 yaşındaki kızların okul arkadaşlarıyla doğum kontrol hapı almayı ihmal etmeksizin ilişki kurmalarını tavsiye etmeye karşı çıkmanın ‘gericilik’ olduğunu;
“En geç 30 yıl sonra, 13 yaşındaki kızlarını ‘kontrollü birleşmeye yönlendirecek ‘çağdaş’ babalara sıkça rastlama imkânına (!!!) kavuşacağımızı (!!!)”…
Filan zırvalayan…
Hürriyet’te mi yoksa başka bir yerde mi yazıyordu!..
“Ben çağdaş bir babayım” böbürlenmesi altında,
Küçük kızının ilk cinsel deneyim öncesinde kendisine gelip, bu işin nasıl yapılacağı konusunda “tarif” istediğini ve bir “baba” olarak kız evladına bu konuda “yardımcı” olduğunu utanmadan, sıkılmadan yazabilen Hürriyet yazarı ile muhabbeti nasıl acaba, bu “dönme”nin!..

Hürriyet’te “gayri ahlâki bir tavır” göremiyormuş!..
“Dönme!..”
Aslan Değirmenci,
“görmesine” yardımcı olsun şunun!..
Bir güzel,
Destek versin!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi