Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Biri hizmet, diğeri hezimet adamı

Biri hizmet, diğeri hezimet adamı

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş “hizmet,” Kılıçdaroğlu ise “hezimet” adamıdır. Kılıçdaroğlu’nun doğumundan bugününe kadar, ülkemizin ve milletimizin menfaatine nokta kadar bir hizmetini bilen ve gören varsa yazmaya hazırım.
Eğer olsaydı, en azından kartel medyası yazardı. Ama “hezimetini” kimse inkâr etmiyor. Göreve geldiği günden, bıraktığı güne kadar SSK’yı uğrattığı zarar belgelerle açıklandı. Sadece SSK olsa iyi, yeni yeni marifetleri çıkıyor ortaya.
Şimdi bu “Hizmet midir?” “Hezimet midir?” Diğer hezimetlerini sayıp dökmeye gerek yok. “Hizmeti olmayanın hezimeti olur” kaidesi kesindir. Bir de Allah aşkına akıl var iz’an var. Bugüne kadar hangi CHP’liden memlekete ve millete “hizmet” gelmiştir.
Kirlenen beyinlerden mutluluk hormonları salgılanmaz. Ve böyleleri, dünyanın neresinde olursa olsun, içinde yaşadıkları toplumla barışamaz, kaynaşamaz, dayanışamaz. Sadece kendi inandıklarına iman edilmesini ister ve onların dediklerinin dışında hiç kimse, ne fikir yürütebilir, ne düşüncesini açıklayabilir, ne de herhangi bir eylem içerisine girebilir.
Kadir Topbaş, bugün dünyanın gözbebeği dev bir kentin yöneticisidir. Kılıçdaroğlu gibi adayları ciddiye alması, İstanbul’a ve İstanbullulara asla yakışmaz. İstanbul’da mahalle muhtarlığı bile bazen belediye başkanlığından önemlidir. Kılıçdaroğlu’na bırakın İstanbul başkanlığı, herhangi bir mahalle muhtarlığı bile çoktur ve zaten yapamaz.
Bu sebeple İstanbullular, Sayın Topbaş’ın, Kılıçdaroğlu gibi birini muhatap alarak enerji harcamasını istememektedirler. Aslında kendileri ve adamları da başta olmak üzere, Türkiye ve Türkiye ile ilgilenen dünya bilmektedir ki; CHP’nin İstanbul’u alması mümkün değildir. At gözlüğü takmayan, dilinden ve gözünden nefret akmayan herkes bunu böyle bilir.
60 yıl sonra akıllarına din geldi, diyanet geldi. “Nerede kurt öldü” diye sorulur ama bu sorunun muhatabı bunlar değildir. Çünkü “CHP ile din” hep kavga etmiştir. Darbelerin, ihtilâllerin, muhtıraların, e-muhtıraların tamamına bakıldığında görülür ki; halkın dini, diyaneti, milli örf, adet ve geleneklerine karşı yapılmıştır.
Şimdi ellerine bir imam, bir de ne tarikatı olduğu belli olmayan bir adam geçirmişler ve “Bakın biz de Müslümanız” diyorlar. Oysa kimse onlara; “Siz Müslüman değilsiniz” falan demiyor, “Dinle kavga etmeyin, siz de Müslümansınız” diyor. Baştan beri dinle hiç barışmaya yaklaşmadılar, hep kavga ettiler ve hâlâ de etmekteler.
“Ellerine bir imam geçirmişler” deyince aklıma geldi. Kimse söz konusu imamla ilgilenmiyor gibi duruyor ama eğer bu kişi, kendisini çok temiz sanıyorsa, büyük yanılgı içerisinde demektir. İlgili imamın kim ve neci olduğunu bilmeyen yoktur. Lâkin “imamlık” müessesesine olan saygının gereği, kimse şahsın hakkında yazıp çizmemektedir.
İstanbul imamlarının içinde çok önemli bir şahsiyet vardır. Kalbinde zerre imanı olan her insan, o imam hakkında bir tek olumsuz söz edemez. Bu insan, Sultanahmet Camii İmam Hatibi, Emrullah Hoca'dır. Emrullah Hoca’ya saygı duymayan hiç kimse yoktur. Bir tek CHP’den Sultanbeyli adayı olan kişi, Emrullah Hoca hakkında yüzlerce gammazlama yapmış ama hiçbirinde başarılı olamamıştır. Çünkü tümü iftira ve yalandan ibarettir.
Tam aksine Emrullah Hoca ise bu şahıs hakkında tek laf edip, şikâyette bulunmamış ve “dedikoduya girmesin” diye de konuşmamıştır. Belki defalarca Emrullah Hoca'dan rica ettim; fakat asla konuşturamadım. “Herkesin yaptığı yanına kâr kalsın, bu toprağın bir de altı var” diyerek beni savuşturdu. Sadece ben değil, şikâyetler yüzünden müfettişlere verdiği savunmada da ilgili kişi hakkında konuşmamıştır.
Öncelikle Emrullah Hoca'dan özür dilerim. CHP ile Emrullah Hoca'yı aynı yazı içerisinde zikretmem, Hoca'ya yapılmış bir haksızlıktır. “Sevgili Hocam, lütfen hoşgörün. İçinde CHP geçen bir yazıda sizi asla zikretmek istemezdim ama oldu bir kere.”
Evet, işte bunlardan biri; “hizmet”, diğeri de “hezimet” adamıdır. Halep oradaysa, İstanbul burada. İsteyen istediği gibi iki şahsı da araştırıp soruşturabilir ve hangisinin “hizmet”, hangisinin “hezimet” insanı olduğunu görür.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi