Yunus Vehbi Yavuz

Yunus Vehbi Yavuz

Kadına karşı şiddet

Kadına karşı şiddet

Dünya kadını, sadece kadınlar gününde hatırlıyor. Bu hafta kadınlar haftasıdır. Bunun anlamı şu: Dünyada kadınların hakları hatırlanıyor, kadınlara karşı şiddetin reddi ile ilgili toplantılar düzenleniyor, kadının saygın bir varlık olduğu vurgulanıyor. Oysa İslam’da kadın her zaman muhterem kabul edilmiştir, ona her zaman saygı gösterilmesi gerekir. “Cennet anaların ayakları altındadır” mealindeki hadis-i şerif bu konuda kadına verilen büyük değeri ortaya koyuyor.

Bir hadis-i şerifte de “Sizin en hayırlınız kadınları nezdinde hayırlı olanınızdır; sizin en kötünüz kadınları yanında kötü olandır.” Buyrulmuştur. Bu hadis-i şerifler çok şey ifade ediyorlar. İslam kadını cahili anlayıştan ve cahili davranışlardan kurtarmıştır. Fakat dünyada hala kadın konusunda da cahili anlayışlar ve davranışlar devam ediyor. Eğer devam etmeseydi bu, gün koymalara anmalara gerek kalmazdı. Cahiliye İslam ile ancak son bulur.

Kadın zarafet, fazilet, güzellik ve uyumu temsil eder. Hayat ancak kadınlarla güzeldir. İslam’da kadın ile şiddetin yan yana gelmesi düşünülemez. Hz. Peygamber (SAV) bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyuruyor:

“Kadınlara hayır tavsiyesinde bulunun”. Veda hutbesinde “Kadınlar hakkında Allah’tan sakının, siz onları Allah’ın emaneti olarak aldınız.” ; başka bir hadis-i şerifte de: “Sizin en hayırlınız, kadınları ve kızları nezdinde hayırlı olandır.” buyruluyor.

Bu hadislerin ifade ettiği anlam şudur: Bir erkekten yahut bir toplumda ki erkeklerden eğer hanımları memnun ise o kişi ya da kişiler ve toplumlar hayırlıdırlar.

Kadınlara verdiği değeri ifade etmek bakımından şu hadis-i şerifler de dikkat çekicidir: “Dünyadan bana iki şey sevdirildi. Kadınlar ve hoş kokular.” ; “Dünya metadır; onun en hayırlı metaı saliha bir hanımdır.” ; “Mümin geçimli olandır, geçimli olmayanda hayır yoktur.”

İslam büyükleri de geçimsizliğin çaresi olarak tarafların bir birine sabretmelerini göstermişlerdir. Zira boşanmak her ne kadar zorunlu hallerde meşru kılınmış olsa da, hangi taraf haklı olursa olsun, vereceği tahribatın zararı aile içinde çekilen geçimsizlik sıkıntısının zararından daha çoktur. Ancak, bu tahammül gücünü bulamayanlar için ayrılmak daha hayırlı olur. Fakat sonuç ne olursa olsun, kesinlikle kadına karşı şiddete asla yer yoktur.

Hz. Muhammed (SAV), savaşa giderken ordu komutanlarına, savaşlara fiilen katılmayan kadınlara dokunmamalarını ısrarla tembih etmiştir. İslam hukukuna göre, savaş esirlerine yapılacak muamele devletin yetkisindedir. Bu yetkide etkili olan bir prensip vardır; o da karşılıklılık esasıdır. Buna göre, devlet esirlerin öldürülmesine hükmedebilirdi. Buna rağmen, esirler arasında ki “kadınlar öldürülemez hükmü” fıkıh kaynaklarında yer almaktadır. İslam’da savaşta bile kadına karşı şiddete cevaz verilmediği halde, aile içinde ona şiddet uygulamaya nasıl izin verebilir ki?

Mekke’den Medine’ye hicret ettikten sonra Hz. Muhammed (SAV), hanımlardan gelen şikâyetler üzerine, eşlerini dövmelerini yasaklamış ve bunu güzel bir mantıkla da güçlendirmiş; “Sizden biri ne zamana kadar cariye döver gibi eşini dövecek? Sonra da akşam onunla nasıl ilişkiye girecek?” buyurarak bu gibi olayların çirkinliğini gözler önüne sermiştir.

Kur’an boşanma ile ilgili hukuki düzenlemelere esas olacak kuralları koymuş, dolayısıyla boşanmayı erkelerin kişisel isteklerine bağlı keyfi bir olgu olmaktan kurtarmıştır. Gayr-i resmi ve resmi olmak üzere iki safhada mütalaa edilebilecek olan bu boşanma kurallarının resmi safhasından önce geçimsizlikten ve şiddetten korkma diye iki kısım bulunmaktadır. Her iki ifade biçimi Kur’an’ın, aile içinde şiddete götürecek kapıları kapamış, birlikte yaşama ihtimali ortadan kalkmış olan karı-kocanın aile içinde medeni davranışın dışına çıkmamalarına özen gösterdiğini ortaya koymaktadır.

Hz. Peygamber (SAV)’in aile hayatı Müslümanlar için birinci derecede örnektir. İyi bir Müslüman olabilmek için, onun gibi davranmak gerekir. Hz. Peygamber (SAV), çocuklara karşı son derce şefkat sahibi idi. Yolda rast geldiği çocukları devesine bindirir, onları sevindirir, sever ve selamlardı. Aile içinde ana-baba ile evlatlar arasında cereyan eden olumsuz olaylardan hoşlanmaz, bunlardan fevkalade etkilenirdi. Bir hadi-si şerifte: “Allah kimlere çocukları sevdirir; onlar da bunları hakkıyla severlerse cehennem ateşinden kurtulurlar.” buyurmuştur. Yine O, kölelere şefkat gösterir; “Bunlar sizin kardeşlerinizdir, onlara yediğinizden yediriniz, giydiğinizden giydiriniz.”; “Onlara evladım, kızım” diye hitap ediniz” buyururdu. Kendisine, savaşlar dolayısıyla esirlerden köle düşünce, onu derhal serbest bırakırdı. Ölüm döşeğinde iken bile: “Köleler hakkında Allah’tan korkunuz” buyurmuştu.

Köle ve çocuklara güzel davrandığı gibi, Hz. Muhammed (SAV), İslam’dan önce pek fena bir muamele gören kadınlara da sevgi ile ve güzellikle davranırdı. O eş ve çocuklarına sevgi, şefkat ve merhametle yaklaşmış, onlara karşı hiçbir şekilde ne sözlü ne de fiili bir şiddet uygulamamış, böyle davranmaya da izin vermemiştir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yunus Vehbi Yavuz Arşivi