Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Ömer Muhtar ve Kaddafi

Ömer Muhtar ve Kaddafi

Yabancıların Libya ziyaretleri ve Kaddafi'nin de yabancı ülkeleri ziyaretleri hep krizlere sahne oluyor. Dolayısıyla Kaddafi'nin krizmatik bir yönü var. Arap zirvelerinde de ikili çatışmaları bunun örneği. Nasır'ın son yıllarında Kahire'de yapılan zirvelerden birinde Kaddafi ile dönemin Ürdün Kralı Hüseyin arasında gerginlik neredeyse bir çatışmaya dönüşüyordu. Nasır'ın selefi Sedat'la da balayı şeklinde geçen ilk yıllardan sonra kriz ilişkilere damgasını vurmuştu. Amerikalılar sakinleştirmese Sedat, Libya'yı işgal edecekti. Son yıllarda Suud Kralı Abdullah'la da atışmaları Arap gündemine damgasını vurmuştu. Başka bir Arap zirvesinde (Katar) Abdullah-Kaddafi barışması bile gerginlikle ve krizle son bulmuştu. Sarkozy'nin Trablusgarp ziyareti kabine içinde kriz çıkarmıştı. Şimdi ise bunların bir muhassalası ve hülasası iki krizmatik liderin buluşmasında İtalya'da yaşanıyor. Kaddafi çadırı, develeri ve bayan korumalarının dışında bir de İtalya'ya şehit ve merhum Ömer Muhtar'ın oğluyla gelmiş ve askeri haki elbisesinin yakasına da İtalyanların Ömer Muhtar'ı zincire vurduklarını gösteren fotoğrafı iliştirmişti. Bu yeterince kışkırtıcı bir fotoğraftı. Kaddafi yine Kaddafiliğini yapıyordu. Kaddafi'nin İtalya ziyareti basın açısından da yeterince kışkırtıcıydı ve genellikle haberi şu ifadelerle duyurdular: "40 yıllık iktidarında ilk kez İtalya'ya giden Kaddafi, yakasına Ömer Muhtar'ın İtalyanlarca zincire vurulmuş fotoğrafını takınca Berlusconi'ye olan oldu. Öldürücü darbe ise Muhtar'ın oğlu oldu. Üç günlük resmi ziyaret için Roma'ya giden Kaddafi, askeri üniforması üzerinde taşıdığı, '1931'de Libya'da İtalyanlara karşı yürütülen direniş hareketinin önderi Ömer Muhtar'ın prangalı' fotoğrafıyla İtalya'dan tarihi bir intikam almış oldu. Kaddafi'nin İtalya'ya yaptığı ilk ziyaret, İtalya-Libya ilişkileri açısından da "tarihi" diye nitelendiriliyordu..."

Kaddafi şovunu yaptıktan sonra sıra yatıştırmaya ve tepkileri yumuşatmaya ve teskine gelmişti. Kaddafi, İtalya'nın 1911 ile 1947 yılları arasında devam eden Libya işgalinden dolayı özür dilemesine binaenn iki ülkenin düşmanca geçmişi geride bıraktıklarını ve dost haline geldiklerini söyledi. Libya yaklaşık olarak 36 yıl İtalyan işgali altında kalmıştı ve 1931 yılında da Libya'nın Abdulkadir El Cezairisi olan Ömer Muhtar kahramanca direndikten sonra İtalyan faşizminin onursuzluğunu gösteren bir biçimde idam edilmişti. Ömer Muhtar idama başı dik gitmiş ve Müslümana yakışır bir biçimde son nefesini vermişti. Lakin burada bir istismardan ve Libyalıların milli kahramanı olan Ömer Muhtar'ın mirasının kaçırılmasından bahsetmemiz gerekir. Bilindiği gibi, 1947 sonrasında bağımsızlığına kavuşan ve uluslararası camiaya katılan Libya, Senusiler tarafından idare ediliyordu. Senusiler 19'uncu ve 20'inci yüzyılda Afrika'da İslam'a hizmette öncü bir hanedan olmuş ve Osmanlıya sadakatta parmakla gösterilmişti. Şekip Arslan'ın sadakati neyse Senusilerin sadakati de oydu. Lakin Kaddafi bu hanedanlığa karşı 1969 Eylül'ün de bir darbe gerçekleştirmiş ve Nasır tipli bir rejim kurmuştu. Daha sonra sık sık bu rejimini yeni Fatimilik olarak takdim etmeye başlamıştı. Sonra nerede bir fitne varsa Kaddafi orada bitiyordu. Yemen'de Havsiler meselesinde ve birçok şaibeli olayda onun da adı geçiyordu., Senusiler'e karşı darbe hareketinde bulunduğu için meşruiyeti için onlara atıfta bulunamazdı. Bundan dolayı da Ömer Muhtar'ın rolünü öne çıkardı ve onu Senusilerden ayırdı. Halbuki Fatih Devrimi çalıntı bir devrimden ibaretti.

Megaloman olmasından dolayı önce Suni Nehir'le kendisinden söz ettiren Kaddafi paraları çarçur ettiğinden dolayı bu tarz devasa projelerden vaz geçmişti. Bunun yerine paraları maceralar uğruna ve kendi reklamı için harcıyordu. Aynen Cezayir Devrimi gibi Fatih Devrimi de çalıntı devrimlerden birisiydi. Cezayir eski başbakanlarından Abdulhamid İbrahimi, Hizb-i Fransa'nın Cezayir'deki devrimi çaldığını ifade ediyordu. Halit Nezzar gibi kimi Hizb-i Fransa elemanları devrimin içine sızmışlar ve içeriden onu ele geçirmişlerdi. Yönünü de tahrif etmişlerdi. Libya'da da Kaddafi aynısını yaptı. Kuzey Afrika'nın en iyi rejimi olan İslami kimliğiyle temayüz eden Senusileri devirmiş ve Ömer Muhtar'ı da yalan ve bühtan ile kendisine sütre ve perde yapmıştı. Ve Kaddafi'nin kimyası uyduğundan dolayı bugün Batılı liderler arasında en fazla Sarkozy ve Berlusconi ile anlaşmakta ve anılmaktadır. Zaten bu ikisine de Avrupa'nın Kaddafileri denmektedir. Ve İtalya ziyareti sırasında 700 İtalyan bayanla da görüşmek istediğini önceden deklare etti. Esasında bunun yerine Berlusconi'den kendisini Sardunya Adasındaki nudistler malikanesinde ağırlamsını isteseydi daha muvafık olurdu.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Özcan Arşivi