Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Çöl Deniz Hz. Hatice

Çöl Deniz Hz. Hatice

Bu hafta oldukça ağır bir eser var sırada. Ağır derken kitabın hacim ağırlığından değil, yazılan konunun öneminden söz ediyorum. Öyle ağırlık ki, hemen hemen hiçbir Müslüman erkek ve kadının omuzlayabileceği bir yük değil.
Sibel Eraslan, Hz. Meryem’den sonra Hz. Hatice Validemizi yazmış. Doğrusu cesaretine hayran kaldım. Hz. Hatice gibi; “Kadınların Efendisini,” “Cennetin Kadın Efendisi’ni,” “Annelerin Annesi’ni” yazmak, büyük bir yüreklilik ister.
Bu ifadeleri, Sibel Eraslan’ın enesini yükseltmek için ya da iltifat olsun kabilinden söylemiyorum. Bir hakikati tespit için yazıyorum. Hz. Hatice Validemizin dışında bütün kadınların, nefislerini kutsadıklarını biliyor ve inanıyorum. Bu yüzden Sibel Eraslan böyle bir şey yapmayacağımı bilir.
Hz. Hatice Validemizi yazmak, hatta sadece Efendiler Efendisi (s.a.v.)’e vahiy geldiğinde; “Üstümü örtün” diyerek Validemize müracaat ettiği o dakikaları bile yazmanın kolay olacağını sanmıyorum. Ama Sibel Eraslan cesaret etmiş ve yazmış. Kutlarız.
Kitap Timaş Yayınları’ndan çıkmış. Bana göre eseri öncelikle; “Allah’a ve Peygambere iman etmiş mü’min erkek ve mü’mine kadınlar.” İkinci olarak; “İnanmaktan öte geçip, iman etmek isteyen ama nefsine yenik düşen kadın ve erkekler.” Üçüncü olarak da; “Müslüman bir kadın ve anne nasıl olurmuş” diye merak edenler okumalı diye söyler geçerim. Ben ikinci sınıfa giriyorum.
Günümüzü en çok meşgul eden konularından birisi de ne yazık ki, “Çoban sopası gibi herkesin her yerde fütursuzca salladığı kadının meselesidir.” Hemen her çevrede ve her yerde, kadının tartışılmayan hiçbir boyutu yoktur. Kullanılmadığı alan da yoktur. Hal böyle olunca da her zaman ve zeminde kadın günün konusu olmaktan kurtulamıyor.
İşte bunun için derim ki, “İslâm kadına nasıl bakmış,” “Müslüman kadın nasıl olmalı” gibi soruların cevabı yanında, kadının hakiki şahsiyetini Hz. Hatice’nin romanında bulmak mümkün. Hz. Hatice’ye bir Peygamber eşi olarak bakmaktan öte, insan olarak kadın ve anne zaviyesinden bakıldığında ortaya mükemmel bir insan portresi çıkacaktır.
Sözü daha fazla uzatmadan Sibel Eraslan’ın “Girizgâh” adını verdiği ilk sayfalardan şu satırları paylaşmak isterim.
“Zaman henüz hiçbir kum saatinde veya takvim yaprağı üzerinde işlemediği günlerinde evvelinde, O var’dı. O, Evvel’di. O, Allah’tı…
Gizli bir hazineydi. Bilinmekliği istedi. Bu isteğinden, Söz’ünü kılmaya karar verdi. Söz, O’ndan sadır oldu. Önce Söz düştü yola. “Kûn” dedi. Oldu her şey bir anda.
Kalem’se yolcuların ikincisiydi. Kalemin kaderi yazmaktan geçince, Söz’ün anlattıkları Kader oldu tüm diğer yolculara.
………….
“Hz. Hatice, tekvin kokusuydu. Son Elçi ki İnsan-ı Kamil’dir, onu kuşatıp saracak, merhametle bağrına basacak eller onundu. Hem anne hem dişiydi Hatice. Çevresinde iyiliğe dair her ne var ise doğurmuş, gayretli bir kadındı. Allah’ın kendi Sevgilisini, ellerine emanet ettiği bir büyüteçti Hatice…
Hatice’nin kalbi Resul’ün eviydi. Hatice’nin kalbi onun için giysiydi, sığınaktı Hatice Sevgilisine, onun güvenli limanıydı. Hatice’nin kalbi, Allah’ın Sevgilisi için yar kıldığı bir mekândı. Hatice, aşkın hem imkânı hem de mekânı olacaktı Elçi için. Allah’ın sevgilisi, Hatice’nin yürek evinde iskân olacaktı. Allah, Sevgilisi’ne bir kadını, Hatice’yi ev kılmıştı.
Meleğin getirdiği vahiy, Sevgili’yi Hatice’nin örtüsüne koşturmuştu. “Beni örtünüz… Beni örtünüz…” O vahyin evi olan kadındı… O, Sevgili’yi yatıştırıp üstünü örtendi. Hatice, Libas-ı Hatem’di. Allah’ın Mührü’ne Giysi olmuştu. Elçi’yi yatıştıran ve destekleyen, Hatice isimli bir kadındı. Resulullah’ın (s.a.v.) Eşi, Evi, Sığınaydı.”
Efendiler Efendisi (s.a.v.) bir gün gözleri bulutlanarak etrafındakilere şöyle demişti; “Allah bana Hatice’den daha hayırlı bir kadın vermemiştir. İnsanlar bana inanmazken, o inandı. Herkes beni yalanlarken, o beni kabul etti. İnsanlar benden kaçarken, o beni varı yoğu ile destekledi. Ve Allah bana, başka kadınlardan değil, Hatice’den evlat ihsan etti.”
Evet, değerli dostlar, bundan sonrasını eserden okumak lazım. Bilgi için; Timaş Yayınları 0212- 511 24 24

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi