Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

İslamonline tecrübesi

İslamonline tecrübesi

İslamonline ile alakalı ilk üzücü gelişmeleri Al Misriyyun gazetesinde yazan Ekrem Kesab'ın yazısından öğrendim (http://www.almesryoon.com/news.aspx?id=26057). Sonuçlarıyla alakalı ilk düşüncem, çalkantının veya onun ardındaki kararın, idari mesele olmaktan ziyade muhteva ve İslam dünyasının kaderiyle muhtemel alakası ve tesirleri oldu. İslam dünyası siyasi ve idari olarak temsilsiz bir dünya. İdari ve fikri olarak da kontrolsüz ve başıboş bir topluluk. Ne yazık ki, öyle. Son dönemlerde bir çok nitelikli dergi kapandı. Sözgelimi, Türkiye'de sahasında temayüz etmiş İslamiyat gibi dergilerin kapandığı konuşulurken İslam dünyasında da benzerleri yaşandı. Bunun değişik nedenleri var. Okuyucu kıtlığı ve kaynaklarda daralma ve kuruma. Bunun temel nedeni dünyevileşmedir. Okuyucunun azalması, en önemli ve teknik meselelerin başında geliyor. İkincisi, internet basınının rekabeti ve okuyucuyu siber alana taşıması da matbu ve yazılı basın için ölümcül bir darbe olmuştur. Lakin asıl meselenin okuyucu kıtlığı olduğu muhakkak. Kaht-ı rical devirleri olduğu gibi bu devir de kaht-ı okuyucu veya maalesef görsel medya devri. Uydu kanalları insanları yeterince meşgul ediyor ve zamanlarını öldürüyor ve çalıyor. Dolayısıyla, insanlar okuyarak konforlarını bozmak istemiyorlar. Bu bağlamda, beni üzen hususların başında Mecelletü'l Ezher geliyor. Ezher Dergisi ve Al Müctema gibi dergilerin Türkiye'de satış ve dağıtımı maalesef 28 şubat sürecinde sekteye uğradı ve durduruldu. Akabinde, Suudi Arabistan'da münteşir el Beyan gibi dergiler de yeniden muayyen gazete bayilerinde görülmeye başlandı. Bunlar arasında Ezher Dergisi de vardı. Lakin bir yılı geçkin bir süreden beri derginin dağıtımı yeniden kesildi ve gelen bayilere de gelmez oldu. Taksim'de zaman zaman uğradığım yabancı yayınlar satan bayii de kesattan olayı kapandı ve başka işlere yöneldi. Veya mekan el değiştirdi.

Mecelletü'l Ezher çok istifade ettiğim bir dergiydi. Bence model bir dergiydi. Bizde kimi dergilerde olduğu gibi, ameli veya tebliği alanı ihmal ederek sadece ilmilik veya akademik alan üzerinde duran ve bu heveste bir dergi değildi. Davet tarafı onu manevi olarak besliyordu. Dolayısıyla, Ezher Dergisinin kesilmesi bende bir yakınımı kaybettiğim hissini doğurdu. Halbuki, 19'uncu yüzyılda bile böyle olmamıştı. Kazan'da münteşir dergiler o vakitler İstanbul'da satılmaktadır. Gerçi buna mukabil, o günün Rusyası bugünkü gibi Sırat-ı Mustakim sayılarının sınırdan içeri geçmesine izin vermiyordu. Neyse. Son yıllarda özellikle de dergicilik konusunda üzücü bir durum yaşıyoruz. Türkiye'de dağıtımı yapılmayan dergilere de; en azından bir kısmına internet ağı üzerinden ulaşmak kabil değil. Zira paralı olduklarından şifre koyuyorlar. Bu da hayrın yaygınlaşmasına ve umumileşmesine engel oluyor. Abone olmak ise takip gerektiriyor ve pratik değil. Belki dergilerin temsilcilikleri olsa abone olmak daha kolay olurdu.

İslam online sitesinde yaşananlarla alakalı olarak İngiliz basınından The Times, The Guardian ve The Daily Telegraph gibi gazeteler değinmiş ve konu etmişler. Zira günlük olarak İslamonline sitesine 120 bin kişi giriyor ve yayınları da büyük ölçüde tarafsız, dengeli ve çeşitli. Kurumun gerisinde de Yusuf Karadavi ve itibarı var. Peki, neden yol ayrımına geldi ve Mısırlı 350 çalışanı siteyi güncellemeyi durdurdu ve İslamonline'ın Tahrir'deki merkezinde eyleme girişti. Esasında, baştan beri kurum bir takım idari olumsuzluklar yaşıyordu. Sözgelimi, kurum iki ayaklı idi ve Katar ile Mısır arasında gidip geliyordu. İkincisi, kurum çalışanlarının ekseriyeti Mısırlı olması nedeniyle Mısırlı karakteri (tabii) ağır basmış ve damgasını yemişti. Bu da Katarlı bir kurum olmasına rağmen, İslam ve Arap dünyasından; -çalışanlar düzeyinde- diğer milletlerin temsilini zorlaştırıyordu. Hissedilen, kurum üzerinde bir Mısırlı tekeli olduğuydu. İkincisi, çok elemanla birlikte yapılan iş azımsanıyordu. Veya gerçekte de öyleydi. Bir başka neden de, 2007 Eylül'ün de olsa gerek Karadavi, İran'ın Sünni dünyasındaki faaliyetleriyle ilgili tarihi çıkışını yapması sırasında manevi olarak babası sayılan kurumu kendisiyle birlikte hareket etmemiş ve kendisini yalnız bırakmıştı. Ayrıca Katarlı şirket ve kurumun kreditörleri mali olarak usulsüzlük tespit ettiklerini söylüyorlardı. Anlaşılan son dönemlerde Katar söğüşlenen bir ülke görüntüsünden kurtulmak istiyor ve bu bağlamda El Cezire'de kimi operasyonlar yaptığı gibi bu operasyonların bir ayağının da organik bağ olmasa bile İslamonline'a kaydırıldığı anlaşılıyor. Bu bağlamda, El Cezire'nin Ankara temsilciliğinde de bazı icraatlar yapılmıştı. Yapısal olarak İslamonline'da bazı problemlerin olduğu söylenebilir. Ve merkezin Katar'a taşınmasının kurum üzerine ne etkisi olur, kestiremiyoruz. Lakin hayırla başlayan işlerin devamında fayda var. Katar, Ümmet dergisiyle ve yayınlarıyla İslam aleminde bir ivme başlatmış ve çıkış yapmış lakin bu sekteye uğramıştı. Ardından İslamonline ve El Cezire ile birlikte yeni hamleler yaptı. Ve bunlarla kimsenin yapamadığını yapmıştır. Arzumuz, daha sağlıklı ve yapısal bir biçimde El Cezire gibi İslamonline'nın da nereden olursa olsun yayınına devam etmesidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Özcan Arşivi