Seyit Mehmet Şen

Seyit Mehmet Şen

Nasıl bir anayasa istiyorum/2

Nasıl bir anayasa istiyorum/2

Yargı bağımsızlığını milletten bağımsızlık olarak algılamayan; gerektiğinde milletin ve onun yasama meclisindeki gerçek temsilcilerinin denetimine açık bir yargı sisteminin hayata geçmesini sağlayan bir anayasa istiyorum.
Bir başka deyişle, ülkeyi hem bürokrasiden, hem jüritokrasiden kurtaran bir anayasa istiyorum.
Din, devlet, millet, milliyetçilik ve bunlara benzer, bu aziz milletin kutsalları çerçevesinde siyaset yapılmasının, ülkemize ve insanımıza hiçbir yararı yoktur. Bu nedenle, bu gibi kutsalları bayraklaştırarak siyaset yapmanın önüne geçecek bir anayasa istiyorum.
Demokrasinin milletçe vazgeçilmezimiz olduğunu vurgulayan bir anayasa istiyorum.
Demokrasilerde, millet iradesinin üzerinde hiçbir dünyevi gücün olmadığını açıkça beyan eden bir anayasa istiyorum.
Bu milletin sahibinin yine bu millet olduğunu ve bu milletin kendisinden başka sahibinin de, vasisinin de, hamisinin de bulunmadığını kabul eden bir anayasa istiyorum.
Başka bir ifadeyle, bu milletin inancı çerçevesinde, hakimiyet bir kişinin, bir grubun, bir zümrenin veya bir birimin değil, sadece kendisinin olduğunu en kalın harflerle satırlara ve sadırlara geçiren bir anayasa istiyorum.
Kısacası, hakimiyetin kayıtsız şartsız milletin kendisinde olduğunu açıkça beyan eden bir anayasa istiyorum.
Ceza infaz yasalarına temel olacak şekilde, öldürme, sakat bırakma, ağır yaralama, ırza geçme, ülke bütünlüğünü bozma ve gasp benzeri kişisel haklara yönelik kimi suçlar dışında, hapis cezalarının tamamen kaldırılmasını esas alan; maddi suçların cezasının yine maddi olması gerektiğini öne çıkaran; böylece hapishaneleri olabildiğince boşaltan ve büyük bir maddi yükü devletin üzerinden acilen kaldıran bir anayasa istiyorum.
Hapishaneleri yeni bir anlayışla gözden geçiren; onların herbirini kelimenin tam anlamıyla “ceza ve ıslah evi” haline getiren; herhangi bir şekilde suç işleyerek ceza evine giren insanımızı girdiği ceza evinde ıslah olmak yerine ifsat olmak durumuyla karşı karşıya bırakmayan, onun kirlenmesine ve onurunun çiğnemesine kesinlikle izin vermeyen bir anayasa istiyorum.
“Kanun”, “hukuk”, “suç” ve “ceza” kavramlarını yeni baştan gözden geçiren ve adaletin bu en temel konularında ve kavramlarında hukuki anlamda toplumsal uzlaşma sağlayan bir anayasa istiyorum.
Bir başka deyişle “kanun” ile “hukuk”u sürekli ve çoğu zaman kasıtlı olarak birbirine karıştırmayan; adil bir yargılama için suç ve ceza arasındaki dengenin kurulmasını ve korunmasını en öncelikli şart olarak bünyesinde bulunduran bir anayasa istiyorum.
Adaletin zıddı “zulüm”dür. Zulmü kim ve ne adına işlerse işlesin “zalim”dir.
Zulme kesinlikle imkân vermeyen bir anayasa istiyorum.
Çok açık ve o ölçüde acı bir gerçektir ki, kanun ile hukuk aynı şeyler değildir. Eğer bir ülkede kanunlar/ yasalar ince elenip sık dokunacak şekilde hazırlanıp yürürlüğe konulmazsa, o ülke yasaların yürürlükte olduğu bir kanun devleti olsa da, evrensel anlamda kesinlikle bir hukuk devleti olamayacaktır. Devşirme demagog gibi şeytana papucu ters giydiren kimi siyasiler kasıtlı olarak kanun ile hukuku aynı şeylermiş gibi gösterseler de, bunun böyle olmadığını vicdanı olan herkes bilir.
Kanunlar yasama meclisinin güya millet adına düzenlediği resmi kurallardır. Bu kuralların hukuka uygun olabilmesi için hiç kimsenin hakkının çiğnenmemesi gerekir. Daha açık bir ifadeyle en güçlüden en zayıfın, en zenginden en fakirin, en üst makamdakinden en alt makamdakinin hakkının alınabilmesi icap eder.
Çıkarılan kanunların böylesine güzel özellikler taşıyabilmesi için, her şeyden önce yasama meclisini oluşturan üyelerin milletin değerlerinden haberdar olmaları, ikinci olarak bu değerlere sahip çıkmasalar bile en azından saygılı olmaları ve üçüncü olarak mutlak manada özgür olmaları gerekir.
Bu bakımdan gerek mecliste gerekse sokakta insanlarımızın mutlak manada özgür olmalarını sağlayacak bir anayasa istiyorum.
Hukukun üstünlüğü demek, hakların korunması demektir.
Hakların korunması ise, hakkı hak sahibine vermekle olur.
Hak, hak sahibine verilecek olursa adalet sağlanır ve zulüm ortadan kalkar.
Bilindiği gibi insanın doğuştan sahip olduğu kimi hakları vardır ki; insanlık onuruna düşkün çoğu insan için bu haklar kazanılmış haklarından daha önemlidir. Genellikle, kurulu düzenin başına geçenleri en çok rahatsız eden şey, millet fertlerinin doğuştan sahip oldukları bu haklarını titizlikle korumaya kalkmalarıdır. Bu tahammülsüzlükleri onları sürekli olarak suç kapsamını genişletmeye sevketmekte; dün suç olarak mütalaa edilmeyen birçok söz ve davranış, bugün suç olarak dikkate alınabilmektedir. Ya da kırsalda yasak olmayan başörtüsü, okumuş genç kızlarımızın başına örtülünce türban adını almakta ve laikliğin en hassas bölgelerini incittiği için suç kapsamına girmektedir.
Bütün bunları dikkate alarak sürekli olarak suç kapsamını genişleten değil, hak ve hukuk kapsamını genişleten bir anayasa istiyorum.
İnsanımızın açlığına, çıplaklığına, hastalığına, evsizliğine, eğitimsizliğine, bekârlığına mutlaka çare üreten; insanımızı sokağa terk etmeyen, onu kendi çaresizliğiyle baş başa bırakmayan bir anayasa istiyorum.
Aile kuruluşunu teşvik eden; aile kurumunun korunması ve yaşatılması için bütün önlemleri alan bir anayasa istiyorum.
Tek tip eğitimden vazgeçen; eğitimi olabildiğince çeşitlendiren; internet çağında eğitimi sadece okul sıralarına ve dersliklere hapsettirtmeyen; sütçü beygirleriyle yarış atlarını aynı kulvarda yarıştırtmayan bir anayasa istiyorum.
Ülke insanının iradesini sandığa yansıtarak demokrasinin gücünü artıran ve darbe yanlılarını doğduklarına pişman eden bir anayasa istiyorum.
Ve darbecileri, kemikleri çürümüş bile olsa, yargılayan ve maşerî vicdanda mahkûm eden bir anayasa istiyorum.
Askerliği zorunlu olmaktan çıkaran; çağın gereklerine uygun olacak şekilde güçlü bir profesyonel ordu kurduran; diğer devlet kurumlarında olduğu gibi ordunun harcamalarına denetleme getiren; vakıflar adı altında ordunun ticaret yapmasını önleyen ve Anadolu insanını zorunlu askerlik adı altında orduevlerinde kuaför olarak, garson olarak, çocuk bakıcısı olarak çalıştırmayan bir anayasa istiyorum.
Nihayet, Cumhurbaşkanı da olsa kimseyi dokunulmaz kılmayan, “ben yaptım oldu” dedirtmeyen, kimseye “verdimse verdim, ne olmuş” nanesi karıştırtmayan bir anayasa istiyorum.
Kısacası anayasa gibi bir anayasa istiyorum.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Seyit Mehmet Şen Arşivi