Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Camınızı silin Kemal camınızı

Camınızı silin Kemal camınızı

CHP’nin lideri medya yöneticileriyle yaptığı toplantıya bizim gazeteyi davet etmemiş. Gazetenin yayın kurulunu bilmem ama şahsen kendi adıma büyük onur duydum.
Çocuk yaşlarda birkaç arkadaş köyün bağlarında ve bostanlarında dolaşıyorduk. Kavun ve karpuz canımız isteyince CHP’li birinin bostanına daldık ama başarılı olamadık.
Halimizi gören bekçi şöyle demişti:
“Çocuklar daha küçüksünüz, haramı helali bilmezsiniz. Lakin haram yiyecekseniz bile aşırdıklarınız, CHP’lilerin bağından bahçesinden olmasın.”
Yazıya esas şu hikâye ile girecektim. Tekirdağ’dan bir dostum göndermiş.
Genç bir çift, yeni bir mahalledeki yeni evlerine taşınmışlar. Sabah kahvaltı yaparlarken, karşı komşuları da çamaşırlarını asıyormuş.
Kadın kocasına; “Bak aşkım kadının çamaşırları yeterince temiz değil, çamaşır yıkamayı bilmiyor, belki de doğru sabun kullanmıyor” demiş.
Kocası komşusuna bakmış, hiçbir şey söylememiş, kahvaltısına devam etmiş.
Kadın, komşusunun çamaşır astığını gördüğü her sabah aynı yorumu yapıyormuş.
Bir ay kadar sonra, bir sabah, komşusunun çamaşırlarının tertemiz olduğunu gören kadın çok şaşırmış ve kocasına;
“Bak aşkım” demiş, “Komşu kadın sonunda çamaşır yıkamayı öğrendi, merak ediyorum, kim öğretti acaba?”
Kocası cevaben: “Bu sabah biraz erken kalkıp, kendi camlarımızı sildim” demiş.
Başkalarını izlerken gördüklerimiz baktığımız pencerenin temizliğine bağlıdır.
.........
Evet Kemal Bey, kendi camınızı silseydiniz, görmeye ve anlamaya çalıştığınız insanları daha net görebilirdiniz.
Yalnız bunlar camlarını ne kadar temizlerse temizlesinler, milletin değer yargılarına olan düşmanlıkları sürdüğü müddetçe hep aynı göreceklerdir.
Bizi sevmeleri şart değil, toplumu ne kadar sevdikleri ve toplumun onları ne kadar sevdiği daha önemli. Bir sevenlerine bir de sevmeyenlerine baksınlar. Tabii temiz camdan.
Kemal Bey’in avuçlarına biraz inci bırakayım. İnci temizliğin simgesidir.
.Demokratikleşme topluma mal oluyor, millet değişiyor ama siz değişmiyorsunuz. Ülkedeki değişime ayak uyduramıyorsunuz.
.Üslubunuzun üzerine; kin, öfke ve hırsınızı bina ediyorsunuz. Kin ve öfke, sadece kişinin kendisini bitirir.
.İçinde yaşadığınız topluma ayak uydurabilseydiniz veya uyum sağlayabilseydiniz, milletin değer yargılarına düşman olmazdınız.
.Düşüncesine ve fikrine sahip çıkan insanlar, kendileri gibi düşünmeyenleri görmemek için direnmez. Bu tür dirençler, kişinin düşünce ve fikrinde zayıf olduğunu gösterir.
.Öfke, muvakkat bir cinnettir, sonu da nedamettir. Toplumun değer yargılarıyla barıştığınızda halk da size kucak açacaktır. Hele biz, siz istemeseniz de gelip kucaklarız.
.Sizin halktan beklediğiniz muamele, halkın da sizden beklediği muameledir. Siz halka 1940’tan bu yana nasıl bakıyorsanız, halk da size öyle bakıyor. Haliyle biz de.
Ve son söz Kemal Bey; “Siyaset; farklılıkları görme ve kabul etme sanatıdır.”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi