Yunus Vehbi Yavuz

Yunus Vehbi Yavuz

Sözünün arkasındaysan yap

Sözünün arkasındaysan yap

Son günlerde, “başörtüsü” yahut “türban” tartışmaları zirveye çıktı. Bunun sebebi CHP Lideri Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun referandum boyunca “başörtüsünü biz çözeceğiz” vaadidir. Bu vaadine dayanarak iktidar ve muhalefetin sağ kanadı MHP de her türlü desteği vereceklerini söylediler. Buna hepimiz sevinmişizdir.
Yıllardır süren tartışmalar, cinsiyet ayırımı ve kadın aleyhine gerçekleşen zulümler sona erecek diye bir umut besledik. Fakat ne yazık ki, Sayın Kılıçdaroğlu’nun lideri olduğu parti onun gibi düşünmediği için, bu sevinç yarıda kesildi, umutlar kırıldı.
Sayın Kılıçdaroğlu geçen günlerde yaptığı açıklamada geçici de olsa sevindirici bir söz daha sarfetti: “Sözümün arkasındayım” dedi.
Sözü ne idi bir bakalım. Miting meydanlarında “Türban sorununu çözeceğim” dedi. Bu söz kayıtsız-şartsız bir söz idi. Millet söz vermenin ne demek olduğunu iyi bilir, anlar, sözünü tutmamanın da...
Verilen söz, kime verildiği açısından değerlendirilir. Bir kimse, kime söz vermişse ona karşı o sözünü tutması gerekir. Millete söz vermişse, millet karşısında sorumludur. Başkasına söz vermişse başkasına karşı sorumludur.
CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu, başörtüsü yahut türban sorununu çözeceği sözünü millete vermiştir. Millete karşı sorumludur.
Millet adına siyaset yapmak kolay değildir. Siyasetle uğraşmayanların sözünde durmaması kötüdür; fakat devlet hizmetine talip olan siyaset adamlarının sözünde durmaması, on kat daha kötüdür. Bir siyaset adamı için, açık açık verdiği sözde durmamak, kendi bindiği dalı kesmekten farksızdır.
Eğer Sayın Kılıçdaroğlu, milletin huzurunda “Erdoğan verdiği sözlerde durursa ben de türbanı çözme sözünü veriyorum” deseydi, bugün o şartları ileri sürerek sorunun çözümüne yaklaşmayabilir, kendi siyaset anlayışı bakımından söylediklerinde haklı görülebilirdi. Fakat öyle şartlı bir söz vermedi. “Türban sorununu çözeceğim” dedi. Kayıtsız-şartsız verilen bu söz, kayıtsız-şartsız yerine getirilmek ister. Bundan caymanın hiçbir mazereti olamaz. Halk insanların ne demek istediklerini, kullandıkları ifadelerden çıkarabiliyor. Açık-seçik ve net olan ifadeler bir nassdır, kesin bir açıklamadır; açık ifadeler tevil kabul etmez. Bu hukuksal bir kuraldır. Kanaatimizce siyasetçi kolay söz vermemelidir; fakat söz verince de onu mutlaka yerine getirmelidir. Aksi takdirde milletin önüne çıkıp tutarlı bir siyaset yapamaz.
Örneğin; Kılıçdaroğlu millet önünde “Size yol yapacağım, su sorununuzu çözeceğim” dedikten sonra, iktidara gelip de iş yapma sırası gelince, “İktidar verdiği sözlerde durmadığı için, ben de bu sorunu çözemeyeceğim ...” diyebilir mi? İktidar eğer verdiği sözü yerine getirmemişse, bu durum sizin verdiğiniz sözü yerine getirmemenizi gerektirmez. Bir kimsenin vatandaşlık görevini yerine getirmemesi, hiç kimseye görevlerini yerine getirmeme hakkı tanımadığı gibi...
“Ben görevimi yapacağım, fakat önce falancı görevini yapsın da öyle” diyemez kimse. Hele iktidara talip, köklü geçmişi olan ve Cumhuriyet’i kurmuş bir partinin lideri, millete verdiği sözü böyle tutarsız eften püften, gerekçelerle birkaç gün sonra bozar ve sonradan bazı uydurma şartlar da ilave ederek millete takdim ederse, millet bu lidere ve partisine nasıl güvenecek, nasıl oy verecek? Bu liderin hangi sözüne güvenecek?..
Bir siyasi parti liderinin yaptığı her bir vaatten cayması için, sonradan bazı “kulplar” bulması her zaman mümkündür. “Ben verdiğim sözün, yaptığım vaadin arkasındayım, fakat önce rakibim vaatlerini bir yerine getirsin de öyle” denilemez. Kemal Kılıçdaroğlu’nun millete yapacağı her türlü vaatlerinde bundan sonra da aynı yöntemi izleyeceği akla gelir. Çünkü yerine getirmek istemediği vaatleri için, rakibinin verdiği sözleri tutma şartını ileri sürmesi ihtimal dâhilindedir.
Biz vatandaşlar olarak verdiği sözde duran, samimi siyaset ve devlet adamlarını karşımızda görmek istiyoruz. Devlet adamlığının en önemli özelliği güvenilir olmaktır. Bunun en belirgin göstergesi de verdiği tüm sözlerde durmaktır.
Yeter artık! Başörtüsü sorununu çözün, bunu hem iktidardan, hem de muhalefetten bekliyoruz. İnsanlar zamanlarını ve beyin güçlerini boşuna harcamaya devam etmemelidirler. Yüz karası olan örtü sorununu çözdükten sonra, herkes bu ülkeye hizmet için çırpınsın, herkes okusun, aydınlansın, devletine ve milletine hizmet etsin, yolunu kendisi tayin etsin. Vesayetler kalksın artık. Bizim beklemeye tahammülümüz yoktur, belki çok çalışmaya ve kalkınmaya şiddetle ihtiyacımız vardır.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yunus Vehbi Yavuz Arşivi