Yunus Vehbi Yavuz

Yunus Vehbi Yavuz

Devlet ile milleti çatıştırmanın yolu

Devlet ile milleti çatıştırmanın yolu

Dünyanın hiçbir yerinde akl-i selim sahibi hiçbir kimse çatışmanın insanlar için faydalı olduğunu düşünmez, düşünemez. Bir millet için en tehlikeli şey, devlet ile milletin çatışma halinde olmasıdır. Çatışma mutluluğun ve huzurlu yaşamanın tam zıddıdır. Hele Türk milleti ve Müslümanlar için çatışmak büsbütün felakettir. Çatışma nefret edilen bir olgudur. Çatışma düşmanlığı körükler, nefret doğurur. Çatışmalardan en çok yararlananlar düşmanlardır.
Düşmanlık, kin ve nefret, şeytanın işidir. Şeytan ferdin de milletin de en büyük rakibi ve düşmanıdır. Mutluluğu seven ve huzurlu yaşamak isteyen herkesin çatışmalardan şiddetle kaçınması gerekir. Hakiki mümin, iyi insan, dost olan ve dostluk gösteren, insanlar arasında ayırım yapmaksızın onları sevgi ve hoşgörü ile karşılayan kimsedir.
Çatışmadan bir şeytan, bir de düşmanlar sevinir. Bir millete düşman olanlar, o milletin mutlu yaşamasını, kalkınmasını ve Allah’ın ihsan ettiği nimetlerden yararlanmasını istemezler. İç dünyasına düşmanlık duygusunu yerleştirenler, bu yoldan kendi varlıkları ve mutlulukları için medet umarlar. Bunlar yaşama ve mutlu olma hakkını sadece kendilerinde görürler. Bunun için mücadele ederler, kalplerine insan sevgisinden çok menfaat sevgisi, madde sevgisi ve bencillik duygusunu taşırlar. Bunun için milletin fertleri arasında çatışmaları her zaman körüklerler.
Türk milletini seven, onun değerleri ile iftihar eden, Türk vatanının ebediyen elde kalmasını isteyen hiçbir şahsın, bu milletin mutluluğundan rahatsız olması, milletin bocalamasından memnun olması düşünülemez. Türk milletinin mutluluğunun, gücünün, huzur ve kalkınmasının önünde bazı engeller olduğunun şuuru içinde olur.
Türk milletinin kalkınması ve huzurlu bir hayata sahip olmasının önündeki engellere özellikle aşağıda değinmek istiyoruz:
1. Sevgi: Türk milletinin güçlü ve mutlu olmasının önündeki en büyük engel, insan sevginin kalplerden silinmesi, onun yerine madde ve menfaat düşüncesinin yerleşmesidir.
2. Özgürlük: Özgürlüklerin kısıtlanması, insanların adeta bir asker edası ile yönetilmesi bu engellerin ikincisidir. Bu iki unsur birbiri ile bağlantılıdır. Sevgi olmazsa özgürlük olmaz yahut özgürlük olmazsa sevgi olmaz.
3. Hoşgörü: İnsanları, düşünceleri ve meşru olan farklı düşünce ve davranışlarından dolayı kınamamak, onları mutlak anlamda, birer insan olarak hoş görmek gerekir. Hoşgörüsü olmayan milletlerde özgürlük olmaz, düşünce de neşv-u nema bulmaz.
4. Güçlü bir imana sahip olmak: İmansız bir milletin dünyası da ahreti de perişandır.
5. Birlik ve bütünlük içinde yaşamak... Tek vücut olan bir milleti hiçbir kuvvet yıkamaz.
Eğer bir millet ebediyen yaşatılmak, kalkındırılmak ve mutlu kılınmak isteniyorsa, bu ölçülere riayet edilmesi gerekir. Birlikten, özgürlükten millet faydalanır, kısıtlamalardan ise despotlar yararlanır.
Eğer bir milletin kalkınmaması, hele Osmanlıların torunları olan Türk Milletinin yeniden ayağa kalkmaması isteniyorsa, bunun için yapılabilecek en etkili faaliyet, Türk milleti ile Türk devletinin arasını bir daha kapanmamak üzere açmak, sürekli olarak bu ayrılmaz iki unsuru bir birinden ayırarak çatıştırmaktır. Yani Türk milletinin parçalanmasının, tarihten silinmesinin, yok olmasının yahut sürekli hasta konumda olmasının en etkili yolu milletle devleti çatıştırmaktır. Bu çatışmanın bir buçuk asra yakın zamandan bu yana devam ettiğini, devlet-millet uyuşmazlığı için elden gelen her şeyin yapıldığını görmek bizleri son derece üzmektedir.
Devlet ile milleti çatıştırmanın etkili yolları ise milletin dini ile uğraşmak, dini ve dünyevi özgürlükleri ortadan kaldırmak, birleştirici unsurları silmek, ayrıştırıcı unsurları körüklemektir. Bir buçuk asırdan beri yapılan şey budur. Milletin manevi değerlerine sürekli müdahale edilmekte, din ve vicdan özgürlüğü kısıtlanmaktadır. Devlet söz konusu olan alanlarda inancın asla dikkate alınmaması, dini ibadetlerin ifası için resmi bir düzenlemenin getirilmemesi, okullarda gençlerin ibadet ve maneviyat yönlerinin hiçbir şekilde hesaba katılmaması, namaz kılmalarının farz oluğunun görmezlikten gelinmesi, kızların başlarını örterek tahsil görmelerine imkân verilmemesi bu düşüncemizin göstergelerdir.
İşte bu durum, birilerinin bu millet ile devletin arasının açılmasını sürekli olarak körüklediklerini göstermektedir. Bunu şuurlu bir şekilde yapanların bu milleti sevenlerden olması düşünülemeyeceğine göre geride bir tek ihtimal kalıyor. O da bu millete düşman olan unsurlar tarafından yaptırılmış olmasıdır. O zaman bu olumsuz davranışların sahipleri, bu milleti ya sevmemekte yahut bu milleti sevmeyenlerin emellerine hizmet etmektedirler. Bu milleti sevmeyenlerin en çok mutlu olacağı nokta devletin milletle çatışma halinde olması ve esas kalkınma işine bakamamasıdır. Allah bizi millet-devlet çatışmasına sebep olacak söz ve davranışlardan kurtarsın. Artık bu anlamsız ayrılıklara son verelim de çalışıp üretken olalım.



Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yunus Vehbi Yavuz Arşivi