Efsane bitti!

Efsane bitti!

Hocamızı, dualarla toprağa verdik.
Efsane bitti (mi)?
♦♦♦♦
Şimdi HAS Parti’nin Genel Başkanı olan Numan Kurtulmuş, Saadet Partisi Genel Başkanı iken, Kongre sürecinde “Erbakan vesayeti”nden söz etmişti.
O gün de söylendi; talihsiz bir beyandı.
Kendisi, zarif bir insandır, şimdi Hoca’nın Hakk’ın rahmetine kavuşmasına herkesten fazla üzülmüştür, eminim. Geriye dönüp baktığında, sanırım kendisi de bundan pişmanlık duymuştur.
Onu tenzih ederek söylüyorum... Bir ihtimal, ola ki, bazıları “Hoca kara toprağın koynuna girdi, efsane bitti” diye düşünüyordur.
Erken hüküm vermesinler! Hoca bu, belli mi olur! Rahmetli sağlığında da şaşırtmayı severdi.
♦♦♦♦
Erbakan yaşarken bir efsaneydi. Konya’dan bağımsız adaylığını koyduğunda kimse inanmamıştı. Milli Nizam Partisi kapatıldığında, erken bir kararla “O’nun bittiğine” hükmedilmişti. Bir yıldız, görünüp kaybolmuştu sanki, o kadar... MSP kurulup iktidar ortağı olduğunda, kapatılan bir partinin bu kadar kısa bir sürede anahtar olmasına kimse akıl sır erdiremeyecekti. Sihir miydi, keramet mi; neydi bu! O zamanlar daha Hoca’nın yenilmez armada olduğu bilinmiyordu tabi. Kıbrıs Barış Harekâtı, Ağır Sanayi Hamlesi, İmam Hatip okulları, Kur’an kursları… Galiba Hoca efsanesi ilk o zamanlar akıllara kazınmaya başlamıştı. 12 Eylül İhtilâli, Hoca’yı ve arkadaşlarını içeri tıktığında, efsanenin bu sefer kesin olarak bittiğinden şüphesi yoktu hiç kimsenin.
Fakat Hocaydı bu… Öyle bir yumrukta yere yığılır mıydı? Küllerinden yeniden doğacaktı. Zindandan zirveye bir yol bulacaktı.
Refahyol iktidarı Türk siyasetinde büyük ölçekli depremlere yol açmıştı. Denk bütçe, havuz sistemi, D-8’ler… Halbuki 1 yıl bile sürmeyen iktidarının ikinci yarısında şeytan taşlamaktan ibadet etmeye vakit bile bulamamıştı Hoca. Ne ki, buna rağmen, emeklisi, dul ve yetimleri dahil bütün toplum hâlâ hayırla yad etmeye devam ediyor Refahyol iktidarını.
28 Şubat’ta ne şapkasını alıp gitmişti Demirel gibi, ne de paşa paşa askerin dediğini yapmıştı. Yazık ki, o direniş hâlâ tam olarak anlaşılamadı.
1980 öncesi güya çıraklık dönemi eserlerini vermişti. Nasıl çıkarlıksa… Refahyol hükümeti, kalfalık dönemi eseriydi onun. Meş’um 28 Şubat’la yolunu kesmeye çalıştılar; partisini kapattılar, içeriden böldüler… Trilyon davası icat edip, ömür boyu siyasetten men ettiler. Sandılar ki, efsane bu sefer bitti. Oysa lügatinde yenilmek yoktu onun. Yeniden kolları sıvamıştı, Mimar Sinan gibi… Selimiye’yi inşaya hazırlanıyordu.
Kaç kere, efsane bitti diye sevinenlerin sevinçlerini kursaklarında bırakmamış mıydı?
Hoca tamamen kendi başarılarıyla kendi efsanesini oluşturmuştu. Onun kerameti asla kendinden menkul değildi. Hayatının hiçbir döneminde, hiçbir işi eline yüzüne bulaştırmamıştı o. Girdiği her işten yüzünün akıyla çıktı, Allah’ın yardımlarıyla.
O, yaşarken efsaneydi. “Efsane Başbakan” sloganlarını sonuna kadar hak etmişti.
Doğrusu, kimileri bu olağanüstü kişiliğin ve başarıların altında ezilmedi değil. Onun gölgesi bile rahatsız etmeye yetti.
Ancak…
♦♦♦♦
Ancak… Kimse ‘efsane bitti’ diye sevinmesin.
Hoca bu, belli mi olur!
Kendi yaşadığı dönemini ne kadar etkilemiş olursa olsun… Kendinden sonraki dönemlere de damgasını vurmadıkça, hiç bir insan, gerçekte sanıldığı kadar büyük değildir.
Kimileri sanıldığı kadar büyük olmayabilir. Ancak Hoca sanıldığından da büyüktür; tıpkı bir aysberg gibi. O bakımdan Türk siyasetine uzun yıllar daha şekil vermeye devam edecektir.
O, asıl şimdi efsanedir.
Kimileri anlamamıştı. Kimileri anlamak istememişti. Kimileri menfaati bozulduğu, kimileri de rahatı kaçtığı için onu sevmemişti. Nasıl Cennet mekân Abdülhamit Han’ın büyüklüğü sonradan anlaşıldıysa, ‘efsane’ yakıştırmalarının dahi, o efsaneyi anlatmaya yetmediğini zaman gösterecektir.
Efsane asıl şimdi başlıyor. Hoca’nın ruhu konuşulacaktır daha uzunca bir süre.
Umarız, musibetlerin öğreticiliğine gerek kalmaz. Ama öyle hadiseler yaşanacaktır ki, her defasında tekrar tekrar O’nun ruhaniyetinden istimdat eylenecektir.
O’nun gölgesinden bile rahatsız olanlar… Acıyorum size. Zira O’nun gölgesinden kaçmak mümkündü belki, ama ruhunun ağırlığından kaçmak nasıl mümkün olacaktır!
O bugüne kadar naçiz bedeni ile hizmet etmişti. Çıraklık dönemi, kalfalık dönemi… Fakat asıl ustalık dönemi eserleri için söz vermemiş miydi? Selimiye’yi inşa etmeye geliyoruz demişti, ne çabuk unutuverdiniz hemen!
Asıl efsane şimdi başlıyor.
Efsane bitti diye düşünenler fena halde yanılıyor.
♦♦♦♦
Hocamızı dualarla toprağa verdik.
Efsane bitti.
Sahiden mi?

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi