Kemal Bey, Gandi ismini kullanmayın

Kemal Bey, Gandi ismini kullanmayın

Gandi Kemal’in isim babası kimdir bilmiyorum. CHP Genel Başkanı olur olmaz, bu ünvanı almasına bakılırsa, bir imaj çalışması olduğu söylenebilir. Herhalde, fiziksel benzerliği, bu çağrışımı yaptırmış olmalıdır. Boyu, kilosu, çelimsiz yapısı, yüz hatları genel olarak Gandi’yi andırmıyor değil.

Sanırım bütün benzerlikler de bundan ibarettir. Fiziksel benzerliklerin yanı sıra duruş, düşünüş, algılayış ve bir takım karakteristik benzerliklerin de olması gerekmez mi? Gandi ismini kazanmaya, bir takım küçük fiziksel benzerliklerin olması yeterli midir?

Çok merak ediyorum, acaba Kemal Kılıçdaroğlu, Mahatma Gandi’yi tanımakta mıdır? Veya biraz yumuşatarak soralım hadi, ne kadar tanımaktadır? Ben, Gandi ismini aldığına göre, en azından Genel Başkanlık görevinde, O’nun mücadelesini içselleştirmesini ve yöntem olarak benimsemesini beklerdim. O’na ve mücadele tarzına bir hayranlık duyuyor olsaydı, bazı yöntemleri kendi de kullanmaya yeltenseydi ve bu durumda Gandi diye anılsaydı, kimsenin bir itirazı olmazdı.

Bakıyorum kendisine. Gandi isminin sadece bir imaj çalışması olduğunu görmenin üzüntüsünü yaşıyorum. İmaj, söylendiği gibi her şey demek değildir. Kimileri bu yaldızlı laflara kanabilir, ancak mutlaka bir Molla Kasım da çıkar, o yaldızlı yüzü sorgular.

Hindistan’ın bağımsızlığını kazanması için, İngilizlere karşı verdiği mücadele ile tarih yazdı O. Küçücük, çelimsiz adam, adı Hindistan olan koca bir dünyayı ayaklandırmayı başarmıştı. Kararlıydı. İradesi müthişti. Dahası yöntemi fevkalade ilginçti. O kararlı adam, kansız ihtilalin yolunu göstermişti bütün dünyaya. Sanırım, bu özelliği ile haklı olarak dünyanın dikkatini çekmeyi başardı. Bağımsızlık mücadelesi veren halk kahramanlarının ilki değildi, ama bu yolla İngilizleri dize getirenlerin ilki olmuştu. Kendinden sonra gelenlere bir çığır açmıştı. O’nun yolu ve yöntemi daha önce pek denenmiş, test edilmiş, başarıyla uygulanmış değildi. Tarih, sadece bir halk kahramanından bahsetmiyor bugün. Keçisinin sütü ile iktifa etmeyi bilen ve çelik gibi iradesinin dışında başkaca da bir silah bilmeyen bir adam destan yazıyordu, müstemlekecilere karşı.

Uzatmayalım, Gandi’yi anlatmaya gerek yok. Herkes biliyor ve o çelimsiz, küçük adamı bütün dünya seviyor.

Gandi Kemal’i ele alalım. Gandi’nin mücadele gücü, Gandi Kemal’de görülüyor mu? Gandi kadar haklı ve ömrünü verebileceği bir davası var mı? Bütün dünyaya meydan okuyabiliyor mu? Dünyanın hegemonlarına karşı savaş açmışlığı var mı? Bu soruları sormak bile abes gibi geliyor bana; Gandi Kemal’i fazla büyütmek, olduğundan farklı bir yere koymak olduğu için…

Aralarında benzerlik ararken, bariz farklar gözlemliyoruz, üzülerek. Örneğin, nerede Mahatma Gandi’nin o çelik iradesi, nerede Gandi Kemal’in sabah söylediğini, akşam tekzip eden açıklamaları… Cadı kazanını andıran CHP gibi bir partide irade koymanın kolay olduğu söylenemez elbette. Bu konuda kendisine haksızlık yapmayalım şimdi. Kendisi yılların CHP’sine yeni format atmak istiyor. Bunu başarabilir mi? Zaman gösterecek. Ne ki, kendisi güçlü bir duruş sergilemezse, devletçi / statükocu geleneği yıkması mümkün değildir.
Göz ardı edilmemesi gereken bir başka nokta daha var ki… Meselenin özü sanırım budur. Mahatma Gandi’nin kendine özgü barışçıl bir mücadele yöntemi vardı. Elini kana bulamadan, silaha dokunmadan, sivil itaatsizlikle, İngiltere’nin Hindistan hâkimiyetine son verdi. Gandi Kemal ise ilkeli bir mücadele sergileyemiyor ne yazık ki. Ergenekon zanlısı Soner Yalçın’a serenatı neydi öyle? Yine odatv bağlantılı İklim’e, Baykal’la ilgili olarak “Bizi karıştırmadan hallet” yollu söylemine ne demeli? Bir kasetle gelmişti; onun için, ‘kasetli mücadele’yi yöntemleştirdiğini söylemek boşa konuşmak olmasa gerektir. Yeri geldiğinde belden vuruşlarda bulunabilmektedir. Bu ahlaki olmayan mücadele tarzı Gandi söylemine yakışmamaktadır.
Doğal olarak Baykal-İklim meselesinin kendisine bulaştırılmasına itiraz edecektir. Ben buna itiraz etmeyeceğim. Yine de “İstemem, yan cebime koy” tavrının sezinlendiğini belirtmek isterim. Soner Yalçın’a bütün varlığı ile referans olması da ister istemez birlikte hareket ettikleri izlenimini doğurmaktadır.

Bir şey daha belirtmek gerekecektir. Mahatma Gandi, barışçıl yöntemlerin ustası olarak haklı bir üne kavuşmuştu. Gandi ismini lakap olarak kullanan birinin en azından bu yönüyle temayüz etmesi gerekmez mi? Kendisinin Gandi kadar, barışçıl yöntemlere itibar ettiğini söylemek ne yazık ki zordur. Hatta böyle giderse kavgacı bir kişilik olarak Türk siyasetinde kendine haklı bir yer edineceğine hiç kuşku yoktur.

Lafı uzatmadan benim kendilerine bir tavsiyem olacaktır.
Kemal Bey, lütfen Gandi ismini artık kullanmaktan vazgeçin. Yoksa yarın huzuru mahşerde, kendisi sizden davacı olacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi