Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

İkinci kışkırtma

İkinci kışkırtma

Beşşar Esat'ın konuşması 'dağ fare doğurdu' kabilinden. 'En iyi savunma saldırıdır' kabilinden talep edilen reformlara afaki olarak; teğet bir biçimde bir değindi ve geçti. Aksine, muhaliflerine saldırdı ve onların komplo içinde olduklarını ve toplumsal ve mezhebi fitne çıkardıklarını öne sürdü. Yusuf Karadavi, Esat benzeri bir yaklaşımı Bahreyn konusunda sergilemiş ve bu ülkede halk devrimi değil mezhebi bir devrim veya kalkışma olduğunu söylemişti. Beşşar Esat da göstericileri fitnecilere ve komploculara indirgiyor. Dolayısıyla diyalog ve müzakere imkanını ve yolunu baştan kapatmış oluyor. Bu hususta, Beşşar üç şeyden güç almış gözüküyor. 11 yılı rağmen hâlâ halk nezdinde popüler görünüyor ve seviliyor. İkinci gücü ise devrimin milisleri ki, bunlara Suriye'de Şebbiha deniliyor. Tabii ki kardeşi Mahir Esat'ın komuta ettiği Cumhuriyet Muhafızları da cabası ve bunlar rejimin vurucu gücünü teşkil ediyor. Rejimin bekçisi bu güçlerden oluşuyor. Suriye baltacıları veya Şebbiha'sının başında yeğen Nemir Esat var. Üçüncü gücü ise bindirilmiş kıtalar. Yani rejim yanlısı dalga kıran karşıt göstericiler. Şebbiha'ları Lazkiye'de arkasına alan ve halkın rejimle hesaplaşmasını mezhep kavgası görüntüsüne çeviren rejim, bindirilmiş kıtalarla da halkın teveccühüne mazhar olduğunu göstermeye çalışmıştır. Dolayısıyla Beşşar da halkına diğer Arap rejimleri gibi davranıyor. Siyasi tutukluları salıvereceği halde adi suçluları salıvermiş bu suretle halkı tahrik eden ve kışkırtan ilk yanlışını yapmıştır. İkinci yanlışını da yine yanlış bir hesap üzerine bina etmiştir. Yandaş göstericilerle herkesi kendi safında göstermeyi başarmış ve bu görüntüden elde ettiği güçle reformları askıya almıştır.

İktidara geldikten sonra babasının mirasıyla yollarını ayıramamış ve bundan dolayı birinci Şam baharını boğmuştu. İkinci Şam baharını yine babasının kadrosuyla boğmaya çalışıyor. Lakin bu defa da ikinci Şam baharının önüne geçmeye ve reformları askıya almaya çalışırsa reform süreci değişim sürecine yani devrim sürecine dönüşecektir. İşin özüne inmek ve reform taleplerine cevap vermek yerine retorikten medet umuyor. 'Allah, Suriye ve Esat' diyenleri güya tashih ederek ' Allah, Suriye ve halk' diye tempo tutmuş ve mukabele etmiştir. Bunlar ucuz sloganlardır ve Suriye'yi hiçbir yere taşımaz. Bu Yavuz Sultan Selim Han'dan yüzyıllar sonra müteveffa Suud Kralı Fahd'ın kendisi için ' Hadimu'l Haremeyn eş Şerifeyn' lakabını almasına ve devşirmesine benzer. Bu gibi haller için Araplar 'Süreyya Yıldızı nerede, Arz nerede?' derler. Fas Kraliyetinin de armasında Allah, Melik ve Mağrip ifadeleri yer almaktadır. Pakistan'ın da böyle devlet sloganları vardır. Büseyne Şaban ve ardından rejimin ağır toplarından Faruk Şara, halka Beşşar Esat'ın konuşmalarını iştiyakla ve sabırsızlıkla beklemelerini tavsiye etmiş ve bu konuşmanın herkesi ve her kesimi tatmin edeceğini söylemiştir. Şara'nın konuşmaları 118 18 reklamındaki İbrahim Tatlıses'in sözlerine benzemiştir: Herkesi bağlarız biz! Hayırlı bağlamalar! Halbuki, bu konuşmasında Beşşar meseleyi taca atmıştır. Dış parmak ve komplo diyerekten aslında İsrail'e değil halkına ve halkının haklı taleplerine direnmektedir. İsrail'in arkasına veya mukavemetin arkasına sığınarak yine mutlak iktidarını sürdürmenin yollarını aramaktadır.

Kaddafi, Bin Ali ve Mübarek'in korkuluğu İslami kesimler iken Beşşar da korkuluk veya sütre olarak İsrail'i kullanmaktadır. Halbuki, Suriye rejimi İsrail'in varlığına tehdit içermiyor. İsrail için kısmi tehlike arz eden girmiş olduğu ittifaklardır. Bunu da rejim İsrail'i yok etmek için değil arkasını sağlama almak ve denge kurmak için yapmaktadır.

Değişim ya alttan ya da üstten gelecek. Üstten gelen değişim reform suretiyle olacak. Alttan gelen değişim ise devrim suretini kazanacaktır. Tercih Beşşar Esad'ındır. Beşşar Esat yolların ayrılış noktasına gelip çatmıştır. Ya babasının ekibiyle ve aile rejimiyle yoluna devam edecek ve halkla karşı karşıya kalacak ve onları bastırmaya, sindirmeye çalışacaktır. Ya da halkın yanına geçerek babasının ekibini kenara çekecektir. Ya da Arapların deyimiyle 'muravaga' yapacak yani zaman kazanma ve kandırma politikası izleyecektir. Yine bunu yaptığı anlaşılıyor. Halk ise 'şumüli' dediği toptancı ve totaliter rejim yerine sivil rejim istiyor. Halk, Beşşar'ın Hafız Esat'ın oğlundan ibaret olmadığını göstermesini istiyor. Şimdi sınav zamanı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Özcan Arşivi