Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Bizim Firavun

Bizim Firavun

Kitabın adını görünce şaşırdım. “Bizim Firavun” yazıyordu. Bilinçsizce ilk tepkim, “Bizim Firavun’umuz olur mu” oldu.
Sonra aklım dedi ki; “Olmaz olur mu tabi ki olur. Bir tane Firavun, bir tane Ebu Cehil yok ki, onlar yaşadıkça temsilcileri de yaşayacak, neden bizim de olmasın?”
O zaman soru şu: “Ebu Cehil veya Firavunların ortak özellikleri nelerdir?”
Işık Yayınları arasından çıkan, “Bir Tiranizm Prototipi” alt başlığıyla, “Bizim Firavun” isimli eserin yazarı Dr. Reşit Haylamaz şöyle özetlemiş.
¥
Firavun, zulümde o denli ileri gitmiştir ki temsil ettiği makamı gölgede bırakmış ve zulmü ifade adına milletlere ortak bir kelime kazandırmıştır.
Çünkü bu kelime, hemen her dilde zulümle eşdeğer hale gelmiş ve Mısır hâkimi Firavun, zulümlerinin gölgesinde kalmıştır.
Her ümmetin bir firavunu vardır, zira o, şahsi çıkarları için gerekirse memleketi bile satan, elde etmesi muhtemel kazançlar için atmayacağı takla, çevirmeyeceği dolap olmayan ve memleket insanından aldığı gücü, yine aynı memleket insanına karşı ‘ölçüsüz’ ve ‘orantısız’ca kullanan insan tipini ifade eder.
Bütün Peygamberlerin Firavunları vardır. Efendiler Efendisi (s.a.v.) payına düşen Firavun da Ebu Cehil’dir.
Ebu Cehil, adeta kendisinden önceki Firavunların mini bir ‘prototipi’dir. Zira onda, hepsinden bir renk veya desen vardır.
Ancak Ebu Cehil, ‘ilk’ olmadığı gibi ‘son’ da değildir; bu tip Firavun, dün olduğu gibi bugünde de vardır ve yarınları yaşayanlar da bu tip tiranların varlığını acı acı müşahede edeceklerdir.
Ebu Hanifelerden İmam Şafilere, Ahmed İbn-i Hanbellerden Buharilere, Serahsilerden İmam Gazalilere, Razilerden İmam Rabbanilere kadar nice hak aşığının her birisi, farklı bir Firavunluğun yakın takibinde kalmış ve kendilerine dünya dar edilmiştir.
Yakın tarihimizin hali de farklı değildir;
Elmalılı Hamdi Yazır’dan Necip Fazıl’a, Mehmet Akif’ten Bediüzzaman Said Nursi’ye kadar aydınlık dünyanın parlak kahramanlarına hep zindanların dehlizleri vatan olmuş, üretilen ‘vehim’lerin ‘tetik’lediği zalimlerin tarassudu altında dünya nimeti namına adeta bir gün görmemişlerdir.
¥
Efendimizin açık ifadesiyle, bu ümmetin Firavunu Ebu Cehil’dir. Firavun gibi artık o da bir sembol isimdir.
Arif Nihat Asya’nın dediği gibi; “Onun da çağlar aşan temsilcileri, kıtalar dolaşan mümessilleri vardır.”
Velhasıl Ebu Cehil, bilindik Ebu Cehil’dir; küfür adına profesyonel bir ‘takiyye’ kahramanıdır.
Zaten onu okurken maksat, sözü edilen elbisenin kime yakıştığından ziyade, Ebu Cehil’in duruş, bakış ve görüntüsünün kimlerde tezahür ettiğine yoğunlaşmak değil mi?
Ebu Cehil’i bütünüyle kuşatmak imkânsız; elinin nerede dolaştığı, ayağının hangi kıtaya bastığını kestirmek oldukça güç.
İşte ‘Bizim Firavun’da anlatılanlar, onun şirretliklerinden sızan belli başlı damlalardır.
Bilgi için; Işık Yayınları 0216 522 11 44

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi