Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Kaddafi’nin cinleri Türkiye’yi çarpacak!

Kaddafi’nin cinleri Türkiye’yi çarpacak!

Libya, ilginç bir ülke. Kaddafi de ‘olağanüstü(kaçık)’ bir adam. Asırda bir değil on asırda ancak bir gelen adam. İkinci Dünya Savaşı sırasında Libya uzun dönem İngilizlerle Almanlar arasında ker fer yani vur kaç savaşlarına sahne olmuştu.

Kaddafi’nin özendiği Çöl Tilkisi Rommel, Libya’yı İngilizlere dar etmişti. Singapur’dan sonra tarihte en çok sayıda İngiliz’i esir alan komutan unvanını bu ülkede kazanmıştır. Libya çetin bir ülkedir. Kaddafi çetin bir ceviz mi? Onu zaman gösterecek. Ama Arap Devrimi en zorlu sınavını burada veriyor ve en zor sahnesini burada yaşıyor. Kaddafi ise ayakta kalabilmek için her yöntemi kullanıyor ve her yolu deniyor. Geçenlerde Çetin Doğan Paşa’nın damadı Dani Rodrik’in Kaddafiler üzerine bir yazısına rastladım. Kaddafi’nin oğlu Seyfülislam’ın kendini ziyaret ettiğini ve işbirliği teklif ettiğini lakin ona pek iltifat etmediğini ve yüz vermediğini yazıyordu. Bir de olayı Seyfülislam’ın ağzından dinlemek de yarar var. Acaba gerçek ne? Lakin bu Kaddafi’ler yaman adamlar. İlişki kurmadıkları kesim yok. Herkesle ve her şeyle ilgileniyorlar. Zaten baba Kaddafi de yeri geldiğinde böbürlenerek ‘bu işlerden Seyfülislam çakar(anlar)’ diyor. Seyfülislam’ın sevdiği müzikler arasında İbrani müziği de var ve bu zevkini Fas göçmeni meşhur İsrailli bayan şarkıcıların icrasıyla tatmin edermiş. Seyfülislam, Yahudileri ziyaret ederken Sadi de ulemayı/hocaları ziyaret ediyormuş. Bunlar arasında yıllar önce vefat eden selefi eğilimli muhaddis Nasirüddin El Bani’nin de olduğu ve vefatının ardından haleflerini mutat olarak ziyarete devam ettiği de anlatılmaktadır. Son yıllarda Kaddafi ailesi aynen Bin Ali ve Beşşar gibi hocalarla temasa geçmiş ve onları Libya’da ağırlamış lakin Libya’da halk hareketi başlayınca ve olaylar çıkınca hocalar/alimler Kaddafi rejimine ters düşmüşler ve eleştirmeye başlamışlar. Velhasıl külahları değişmişler. Buna şaşıran Kaddafi’nin oğulları “hani iyiydik! Yedikleri boğazlarına dursun” diye tepki koyuyorlar. Bu tavır insanın aklına ister istemez Ömer Seyfettin’in diyet hikayesini getiriyor. Demek ki her sofranın ekmeği yenmez. Adama ‘cerci’ derler.
*
Yusuf Şakir Libya Kanalı’nda Aşmu’l Vatan adıyla bir program yapıyor. Kaddafi’nin cincisi olarak da tanınıyor. Nedense programlarında bizzat ABD ile Türkiye’nin adını vererek ateşler ve lavlar yağdırıyor ve bağlı cinleri bu ülkelerin üzerine salma tehdidi savuruyor. Matrak mı değil mi ona siz karar verin. Hüddamlarını Türkiye ve ABD’nin üzerine salması halinde olacakları da söylüyor. Türkler dinle dünyayı sattıkları için üzerlerine Himşaş adlı bağlı hüddamı salacağını ve bu cinin (maridin) Türkiye’de deprem meydana getireceğini söylüyor. Yine bağlı başka hüddamın çözülmesi halinde de ABD’ye tarihin en büyük kaosunu yaşatacağını söylüyor. Obama’ya ‘titre ve kendine gel’ mesajı veriyor. Kaddafi leşkerlerine moral pompa eden Yusuf Şakir: “Sakın yılmayın arkanızda salihler ve ehli batın var” diyor. Arkanız sağlam demek istiyor. Yusuf Şakir gibiler demek ki canlı cin seanslarında Kaddafi birliklerine moral takviyesi yapıyorlar.

Buna mümasil, Suriye’de de maalesef Buti’nin Şam’ın abdallarını Beşşar’ın yardımına çağırdığı ileri sürülüyor (Ahmet Kal, El Kuds el Arabi, 16 Nisan 2011). İnanılır gibi değil ama iddialar böyle. Zeynelibadin Bin Ali’nin eşi Leyla Trablusi de bu işe yani cin çıkarmaya, hüddam kullanmaya çok meraklıymış hatta bunu ailesinden tevarüs ettiği de söyleniyor. Kocasının talihine bakmak ve hayatını düzene koymak için Senagel’den ve Fas’tan mahir cinciler ve astrologlar getirirmiş. Esasında Reagan ve Yeltsin’in eşlerine kadar bu işe merak salan ünlüler çoktu. Demek ki hâlâ da azalmamış.
*
Faslı tasavvuf tarihi uzmanı Abdulmecid Sağir’in İşkaleyetü’t Tasavvuf İslami diye bir eserini okumuştum. Eserde, 18’inci ve 19’uncu yüzyıl tasavvuf meseleleri tahlil edilmektedir. Sağir, kitabında Tetvan’da demirci hanutu işleten bir esnaftan bahseder. Esnaf Osmanlı’nın tam da çökme döneminde İspanyol işgaline maruz kalan ülkesi için Türklerin yardımını düşler. Ardından İspanyolları kovmak için sihir yoluna başvurur. Bu da fayda vermez. Sonunda hanutu kapanınca işsiz kalır ve İspanyol ordusuna paralı asker yazılır. Aslında, Libya’nın hüddamlara veya vekil cinlere pek de ihtiyacı yok. Kaddafi varken cinler zait olur. Kaddafi cin olmadan da çarpıyor. Lakin aciliyet kesbeden ve cevap bekleyen soru şu ki, Kaddafi’nin cinlerine karşı Türkiye’nin bir tedbiri var mı?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Özcan Arşivi