Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Fırtına çıktığında uyuyabilmek

Fırtına çıktığında uyuyabilmek

Bazı insanlar vardır, konuştuklarında da insana huzur verirler, sustuklarında da.
Konuştuklarında kaba ve incitici cümleler kurmazlar. Sustuklarında da beden dilleri kaba ve incitici hâl almaz.
İşte, o insanlardan birisi de bizim gazetenin en güzel sayfalarından birini hazırlayan Yaşar Değirmenci’dir.
Yazdıkları, alıntıladıkları, düşündükleri, konuştukları, onun yaşam çizgisini belirler. O çizgiyi de işine, çevresine, dostlarına aktarır.
Bu haftaki kitabımız, böyle bir dostun hazırladığı; insana dair, hayata dair, yarına dair söz ziyafetleriyle dolu bir eser.
İnsan hakiki bir hazinedir onun dünyasında. “Fırtına Çıktığında Uyuyabilmek” adlı eserinde de insan hazinesinin içine dalmış ve tüm kıymetleri karınca kaderince anlatmış.
Eserden severek okuduğum bir “arayış hikâyesini” paylaşmak isterim.

Gündüz Kandili
Gönül gözü açık olan biri, gündüzleri eline bir kandil alıp öyle dolaşırdı. Bunu gören bir adam;
“Be adam, kendine gel!” dedi. “Deli mi oldun? Böyle gündüz ortası kandille dolaşılır mı?” Kandille dolaşan zat gülerek şöyle dedi.
“Elimdeki bu kandille adam arıyorum; bakalım o gönlü uyanık olan kimdir, nerededir, onu arıyorum. Öfke ve hırs zamanında öfkesini yenen, şehvetine mağlup olmayan bir adam arıyorum.”
Bunu duyan öteki adam boynunu büküp; “Nadir bulunur bir şey arıyorsun” dedi. “Var aramana devam et” diye yoluna revan oldu.

Böyle nadir bulunan insanlara çok ihtiyacımız var. Hele bu zamanda daha çok ihtiyaç duyuyor insan.
Yine eserde şöyle bir başlık yer almakta. “Öldürücü ihtiraslar küçük alışkanlıklar neticesidir.” İzahı da şöyle yapılmış:
Doğulu bir düşünür, ihtiraslarla ne şekilde mücadele etmek gerektiğini soran bir gence, oradaki bir fidanı göstererek sökmesini ister.
Genç hiçbir zorluk çekmeden tek elle fidanı topraktan çıkarır. Bunun üzerine düşünür, ona biraz daha kalın bir fidan gösterir.
Genç bunu da sökmesine söker ama iki elini de kullanarak ve biraz daha fazla güç harcayarak. Daha kalınca üçüncü bir ağacı sökmek için genç bir arkadaşının yardımına ihtiyaç duyar.
Düşünür bundan sonra çok daha kalın bir ağacın sökülmesini ister fakat orada bulunan birçok insanın yardımına rağmen ağacı yerinden oynatamaz.
Bunun üzerine düşünür; “İşte ihtiraslarınız da böyledir” diyerek şunları söyler:
“İhtiraslarımızın kökleşmesine fırsat vermeden sökmek kolaydır. İhtiraslarımızın kalbimizde kökleşmelerine meydan verirsek, onları söküp atmak imkânsız hale gelir.”

Evet, günümüz insanının yani hepimizin hayatındaki; kavgaların, kargaşaların, azapların, acıların, gözyaşlarının, ayrılıkların, bunlarla birlikte inanç değerlerimizin zayıflamasındaki esas sebep, dünyevi ihtiraslarımızdan başkası değildir.
İhtiraslarımız Cehennem’e giden en zevkli yoldur. Kitabın her sayfasında ayrı ibretler ve ayrı dersler var. Eser hakkında bilgi ve temin için: Bedir Yayınları (0212) 519 36 18

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi