Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Horasan ve Horasan Baba

Horasan ve Horasan Baba

Ülkemizin her şehrinde, ilçesinde, köyünde, mezrasında, dağ başlarında, ovalarda, ırmak kenarlarında, kısacası geçmişte yaşamış ama şimdilerde insanların yaşamadığı nice ören yerlerinde, adı sanı unutulmuş o kadar çok şehidimiz, evliyamız, erenimiz, Allah dostlarımız var ki.
Merhum Mehmed Akif İstiklal Marşı’nı yazarken, bu manevi bekçilerden içine doğan umudu, marşın şu mısralarına yansıtmıştır.
“Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Şüheda fışkıracak toprağı sıksan, şüheda!”
İşte Erzurum ve civarı, böylesine şüheda fışkıran bir coğrafyamızdır. Horasan Baba da bunlardan birisidir.
Horasan Baba’ya geçmeden önce, adını taşıyan şehrin tarihine çok kısa bakalım.
Eski adı “Üskühat” olan Horasan’ın tarihi, M.Ö. 4000 yılına kadar uzanıyor.
Doğuyu Batıya bağlayan eski ipek yolu üzerindeki Horasan’da huzurun ilk temeli, 1071 Malazgirt Savaşı’nda atılıyor.
Bölgedeki Osmanlı hâkimiyeti ise 1514 yılında yapılan Çaldıran Seferi ile gerçekleşiyor ve Horasan, Erzurum Sancağı Pasinler Kazasına bağlı Osmanlı nahiyesi oluyor.
Tarihi kayıtlara göre 1877-1878 Osmanlı-Rus harbi sırasında, Ahmet Muhtar Paşa kumandasındaki ordu, bazı başarılar elde ediyor ama Horasan, Köprüköy ve Pasinler, Rus işgalinden kurtarılamıyor.
1917 yılında Rusya’da meydana gelen ihtilal üzerine Ruslar, işgal ettikleri yerleri Ermenilere bırakarak bölgeden ayrılıyorlar.
Rusların çekilmesinden sonra Doğu illerini kurtarmak üzere harekete geçen Kazım Karabekir Paşa, 12 Mart 1918’de Erzurum’u, 25 Mart 1918 günü de Horasan’ı Ermeni zulmünden kurtarıyor.
Horasan İlçesi, Cumhuriyet devrinde Pasinler İlçesine bağlı Zanzak (Akçataş) nahiyesinin bir köyü iken, 1940 yılında nahiye merkezi Horasan’a naklediliyor ve 30 köy bağlanarak, 1953 yılında ilçe oluyor.
¥
Horasan Baba:
Horasan Baba’nın gerçek ismi Şeyh İsmail Kemalettin’dir. Anadolu’yu İslam’a hazırlayan binlerce gönül erlerinden birisidir.
Anlatılanlara göre Horasan Baba’nın da içinde yer aldığı aile kabristanı, Ruslar tarafından tahrip edilir.
Türbedeki sandukalar parçalanır, duvarda asılı bulunan şecere ve vakıfnameler yırtılır.
Bugün ise Horasan Belediyesi, Horasan Baba ve müridlerine sahip çıkarak, türbeyi yeniden inşa ettirir ve böyle bir manevi mirası ilçeye kazandırır.
Küçük bir anekdot:
Horasan’da bir Hasan Dede varmış. Yöre halkı ikisinin hikâyesini şöyle anlatırmış:
Horasan Baba ile Hasan Dede, İran Horasan’ından birlikte gelerek buraya yerleşirler.
Aras Nehri’ni geçerken, Horasan Baba elindeki asasını okuyarak nehre vurur, nehir ikiye ayrılır. Horasan baba önden, Hasan Dede peşinden yürüyerek nehri geçerler.
Ayaklarına baktıklarında Horasan Baba’nın ayakları ıslak, Hasan Dede’nin ayakları kurudur. Bunun üzerine Horasan Baba Hasan Dede’ye hitaben;
“Ruhlarımızı teslim ettiğimizde seni yukarı, beni aşağı bir yere defnetsinler” der.
Vefatlarında Hasan Dede Cami-i Kebir Mahallesi’ndeki tepeye, Horasan Baba da mahalle içindeki şimdiki yerine defnedilir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi