Faruk Çakır

Faruk Çakır

Irkçılık eken katliâm biçer

Irkçılık eken katliâm biçer

Dünya bir defa daha gördü ki, ırkçılık ile bir yere varmak mümkün değil. Üstelik ırkçılık, en başta bu hastalığı yayan ülkeleri vuruyor. Norveç’te yaşanan katliâmın temellerinde de ırkçılığın olduğu her geçen gün ortaya çıkan yeni bilgi ve belgelerle anlaşılıyor. 22 Temmuz’da, Oslo’daki seri cinayete imza atan katil zanlısının yıllardan beri ırkçılıkla beslendiği, yazdığı ve çizdiğini biyografisi ortaya koyuyor.

Hatırlanacağı üzere ırkçılığın bedelini ödeyen ülkelerden biri de Almanya. Buna rağmen, ödenen bedellerden ders ve ibret almayıp; genç nesillere yeniden ve tekraren ırkçılığın aşılanması kabul edilebilir bir davranış değil.
Ülkemiz de bu yanlış anlayıştan çok çekti, çekmeye de devam ediyor. Hem öyle bir ırkçılık anlayışı ki, hiç olmaması gereken inançlı insanları bile teslim almış. Bir de ‘milliyetçilik’ kisvesi giydirilmiş ki ayırdetmek ne mümkün!
Nitekim “İstiklâl Marşı”mızı yazan merhum Mehmed Âkif Ersoy, yıllar önce cemiyeti kemirmeye başlayan ‘ırkçılık’ hastalığından şikâyetle şöyle seslenmiş: “Arabın Türke; Lazın Çerkeze yahut Kürde / Acemin Çinliye üstünlüğü mü varmış? Nerde! / Müslümanlık da ‘anasır’ mı olurmuş ne gezer / Fikr-i kavmiyeti tel’in ediyor peygamber” (Safahat, Üçüncü Kitap; “Hakkın sesleri”)
Bir yanda “Bir Türk dünyaya bedeldir” anlayışı ve öte yanda da “Üstünlük ancak takva iledir” anlayışı... Kıyaslanması bile mümkün değil, ama yine de soralım: Hangisi insanlığın huzur ve saadetini temin edebilir?
Bakınız, Kâinatın Efendisi, Peygamberimiz Hz. Muhammed (asm) “Veda Hutbesi”nde ne buyurmuş: “Arabın Arap olmayana, Arap olmayanın da Arap üzerine üstünlüğü olmadığı gibi; kırmızı tenlinin siyah üzerine, siyahın da kırmızı tenli üzerine bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takvada, Allah’tan korkmaktadır.” (http://www.diyanet.gov.tr)
Malûm, Bediüzzaman Hazretleri “Tabiat Risâlesi”nde “İnsanların ağzından çıkan ve dinsizliği işmam eden dehşetli kelimeler var; ehl-i imân bilmeyerek istimal ediyor (kullanıyor)” der ve “Esbab bu şeyi icad ediyor”, “Kendi kendine teşekkül ediyor, oluyor, bitiyor” ve “Tabiîdir, tabiat iktiza edip icad ediyor”u misâl verir. Bunun gibi “ırkçılığı” hatırlatan, akla getiren, hissettiren her türlü hâl ve hareketten de kaçınmak lâzım.
Ne yazık ki Türkiye’yi idare edenler buna hiç dikkat etmiyor. İşi gücü perdeli ırkçılık yapanlar bir yana, mütedeyyin olanlar da ırkçılık tehlikesinin farkında değil. Sanki inancımız ırkçılığı tasvip ediyormuş gibi hâl ve hareketlerde bulunuyorlar ki insan en çok buna şaşıyor.
Şimdiye kadar örtülü ya da açık ırkçılık eken ülkeler artık katliâm ve terör biçmeye başladı. Norveç’teki terör saldırılarının ardından aşırı sağ tehditleri gündemine alan Avrupa Birliği, üye ülkelerden terör uzmanlarını Brüksel’de toplayıp çare arayışına girmiş. Toplantıda, Oslo ve Ütoya Adasındaki “korkunç olayların” derinlemesine analiz edilmesine, kilit işbirliği alanlarının belirlenmesine çalışılacakmış.
Almanya İçişleri Bakanı Hans-Peter Friedrich de, yaptığı açıklamada, Norveç’tekine benzer aşırı sağ saldırıların Almanya’da da gerçekleşebileceği uyarısında bulunmuş. Yani tehlike sadece Norveç ile sınırlı değil. Bütün dünya ırkçılık karşısında uyarılmaya, ikaz edilmeye muhtaç. İslâmın ırkçılığı kökten reddettiğini anlatabilirsek, bu vesile ile zihinler yeniden İslâma teveccüh edebilir. Türkiye’yi idare edenler asıl bu noktalarda yapacakları çıkışlarla Avrupa’nın ve belki de dünyanın dikkatini çekebilir ve çekmelidir.
Bunun için önce içeride ‘ırkçılık anlayışı’nın ekilmesinden vazgeçilmesi lâzım. İlkokuldan, son okula kadar; her kademede!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Faruk Çakır Arşivi