Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

İbadet, kitap, iftar, sahur

İbadet, kitap, iftar, sahur

Kısmen ben de içinde olmak kaydıyla, hemen her Müslümanı bir ibadet hareketi içinde görüyorum.

Çok hoşuma gidiyor bu hal. Aynı aşk ve şevki, Müslüman olma hassasiyeti içerisinde, insan ilişkilerimize de yansıtabilsek.

Fıkıh âlimleri der ki;

“Namaz disiplin işidir. Namaz, hem fiziksel hem de ruhsal açıdan insanı disipline eder.”

“Riyasız ve gösterişsiz, samimi bir iman ve namazın yola getiremediği insanı, başka bir güç yola getiremez.”

Benim gibi hem namazını eda edip hem de namazın insana yüklediği misyona göre değil de nefsiyle imanı arasında boğuşanların işi zor.

Bu sebeple Ramazan ayı; “inanma çizgisinden, iman etme çizgisine” ulaşmak isteyenler için bulunmaz bir fırsat. Geçelim.

..............

Sultanahmet öz kimliğine kavuştu. Yerli ve yabancı misafirlere ev sahipliği yapacak duruma geldi.

Artık çevresinde; sucukçular, pastırmacılar, helvacılar, dönerciler, kokoreççiler, velhasıl avazları çıkabildiği kadar bağıran seyyarcılar yok.

Kitap fuarı ise Beyazıt’a taşındı. Daha medeni, daha modern bir alana kavuştu. Beyazıt Meydanı, kitaba ve kültüre yakışan bir hale geldi.

Açıldığı gün ziyaret ettim. Yeni yayınlar ve yeni yayınevleri görücüye çıkmıştı.

Bu kitap fuarlarının ilk 12 yılına çok emeğim geçti. O yıllarda daha çok; “evde kitap bulunsun” diye kitap alınırdı.

Şimdi bu alışkanlık bitmiş gibi. Okumak için okunacak kitaplar satılıyor.

.............

Geçen ay Erzurum’daydım. Dikkatli okurlarımızdan Ali ve Sema çiftinin evine konuk olduk. “Müslüman bir aile nasıl olur” sorusunun cevabı bu yuvadaydı.

Çok sevimli iki de kızları vardı. Veda ederken, kızları Aslı ve Hilal’den okumak istedikleri kitapların listesini istemiştim. Onlar da bir liste yapıp vermişlerdi.

Kitap fuarından Aslı ile Hilal’in kitaplarını aldım, kendime de Dergâh Yayınları’ndan Nurettin Topçu’nun kütüphanemdeki eksik eserlerini aldım.

Nurettin Topçu’yu okumadan bu memleketi ve milleti anlamak mümkün değildir. Özellikle “Yarınki Türkiye” ve “Var Olma” adlı eserlerini okumak gerekir.

...........

İbadet dedik, kitap dedik, iftar ve sahurdan da söz edelim.

Açık havada iftar, açık havada teravih, açık havada sahur yapmak isteyenler için Üsküdar Fethipaşa Korusu’nun üstündeki Dilruba Restaurantı öneririm.

Dilruba geçen yıl da aynı uygulamayı yapmıştı. “Sahura gelen olur mu” diye düşünülmüştü ama sahura gelenlerin sayısı, iftara gelenleri ikiye katlamıştı.

Bu yıl da “açık büfe” sahur sürüyor. Fıskiyeli havuzun dinlendirici su sesi ve ney taksimleri eşliğinde; iftar, teravih ve sahur, Ramazan muhtevasına ayrı bir renk katıyor.

..........

Bir de Moral Prodüksiyon tarafından hazırlanan ve tasavvuf müziğine yıllarca; yorumu, sesi, besteleri ve uduyla emek veren, Agâh’ın, Türkçe ve Arapça eserlerden oluşan yeni albümü, “El Meded”i dinliyorum. Pek güzelmiş tavsiye ederim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi