Faruk Çakır

Faruk Çakır

Çay üreticisinin çilesi

Çay üreticisinin çilesi

Yıllık iznimizin bir bölümünü kullanmak üzere memleketimizde, Rize’nin Çayeli ilçesinde bulunuyoruz. Türkiye’de yoğun gündemler var, ama mesela Senoz Vadisi köylerinde yaşayanlar bu ‘önemli gündem’lerle çok ilgilenmiyorlar. Onların gündeminde çay ve onunla ilgili meseleler var. İki kişi bir araya gelse sohbet dönüp dolaşıp çay alımı, satımı ve ücretinin tahsiline geliyor.

En başta şunu ifade edelim ki çay üreticisi rahat değil. Hele hele, ‘merkez’e uzak, yani gözden ve gönülden ırak çay üreticisi hiç rahat değil, memnun da değil. Çok basit meseleler yüzünden üreticiler sıkıntı içerisinde. Mübarek Ramazan ayında olmamız ve bayramın çok yaklaşmış olması da üreticilerin sıkıntısını arttırıyor. Bayramdan önce çaylarını kesip/ toplayıp satmak istiyorlar, ama işler arzu ettikleri gibi gitmiyor.
Bilenler biliyor, bilmeyenler için kısaca bahsetmekte fayda var ki, yaşanan göç sebebiyle artık ‘yerli’ işçi bulmak neredeyse imkânsız. Hiç kimse kendi ürettiği çayı toplayıp satabilecek durumda değil. Devreye ‘yabancı’ işçiler giriyor. Hemşehrilerimizin ‘Rus’ dediği, gerçekte Gürcistan’dan gelen gündelik işçilere çaylar toplattırılıyor. Ancak bu çok da kolay değil. Her işçi aynı vasıflara sahip olmadığı için işler düzenli yürümüyor. Kimileri, bir gün çalıştırdığı işçiyi ikinci gün çalıştıramıyor; çünkü istediği verimi alamıyor. Yeni işçileri bulmak da her zaman mümkün olmuyor.
Çay üretiminde asıl söz sahibi, kamu kuruluşu olan ÇAYKUR’dur. Üretici çayına ÇAYKUR’a satabilse mesele yok. Ama uygulanan ‘kota’ ve ‘kontenjan’ sebebiyle bu mümkün olmuyor. ‘Kota’ sebebiyle kabaca üretici ürettiği çayın ancak yarısını devlet kuruluşu olan ÇAYKUR’a satabiliyor. Kalan çayını ise özel sektöre satmak mecburiyetinde. İşte, asıl dert, asıl problem ve asıl çözümsüzlük bu noktada başlıyor...
Zaman zaman ifade etmeye çalıştığımız gibi ‘özel sektör’ün neredeyse her sahada çözüm olurken, çay konusunda dertlere dert katıyor. Bunun sebebi, yeteri kadar denetleme olmaması ve firmaların tamamen keyfi davranması... Devlet, yaş çay için bir fiyat belirlemiş ve o fiyata göre çay satın alıyor. Özel sektör ise mutlaka belirlenen bu fiyattan daha ucuza çayları satın alıyor. (Mesela, bu yıl için 1 ton yaş çayın fiyatı ortalama 1.100 TL’dir. Özel sektör, zorda kalan üreticiye “Ben 650 TL’ye alırım, işine gelirse” diyor. Vatandaş ne yapsın? Yaş çayı saklayıp, sonra satma imkânı yok. Bir gün, bilemedin iki gün içerisinde yaş çayın fabrikada işlenmesi lazım. Mecburen yok fiyatına elindeki çayı satmak durumunda kalıyor. Bu kadarla olsa iyi, daha fenası ‘merkez’e uzak ‘dağ köyleri’ndeki çaylar olgunlaşmadan özel sektör firmaları fabrikalarını kapatıp, tatil edip çay satın almaya son veriyor. Peki, bu halde vatandaş ne yapacak? Aynı şekilde devlet kuruluşu olan ÇAYKUR da çay satın alma kampanyasına ‘ara’ veriyor. (Çay üretimi ortalama yılda 3 sürgün şeklinde yapıldığı için ‘sürgün’ aralarında fabrikalar kapanır.) ‘Dağ köyleri’ çaylarını kesip, satamadan fabrikalar kapanınca ‘derd’i siz hesap edin! Bu sene, şu mevsimde tam da bu hal yaşanıyor.
‘Çile’ bitmedi, devam ediyor: ‘Para’ ile yaş çay satın alanlar devreden çıkınca üretici yaş çay karşılığı ‘kuru/ içime hazır çay’ veren fabrikaların eline mahkûm oluyor. Yani fabrikaya yaş çay satıyor ve karşığında para yerine mecburen ‘kuru çay’ alıyor. “İyi işte, kuru çayı satsın, paraya çevirsin” denilebilir. Keşke çözüm o kadar kolay olsaydı. Bütün üreticiler ihtiyacın çok üstünde ‘kuru çay’ alınca kim kime çay satacak? Satabilir, ama fabrikadan aldığı fiyatın neredeyse yarısına! Meselâ, yaş çay satıp para yerine kg.’ı 10 TL’ye kuru çay alan vatandaş, bu çayı çay toptancılarına 6 TL’den satmak mecburiyetinde kalıyor! Üretici zarar içinde zarar ederken, özel firmalar kâr içinde kâr ediyor.
Peki bu adalet mi? Devlet almaz, özel sektör para vermez, vatandaş nasıl memnun olsun? Senoz Vadisi köylerinden Ormancık, Başköy, Yenice ve Uzundere’de tam da şu günlerde yaşanan sıkıntı bu. Türkiye’yi idare eden ve varsa vatandaşın halini merak edenlere duyurulur...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Faruk Çakır Arşivi